Türkiye birçok üründe kendine yeterli değil. Mısır ve ayçiçeği gibi iki önemli üründe de maalesef ithalatçı. Son günlerde mısır ve ayçiçeği için sıfır gümrükle ithal kararı alındı. Gelin her iki ürüne birlikte bakalım:
Mısır
Mısır hem insan beslenmesinde hem hayvan yemi olarak kullanılan önemli bir ürün. Türkiye’de kullanılan mısırın yüzde 88’i yem sanayinde, yüzde 12’si gıda sektöründe kullanılıyor. Mısır tüketimimiz yaklaşık 12 milyon ton. Yıllık toplam üretim miktarımız 8-8,5 milyon ton civarında.
Türkiye İstatistik Kurumu‐TÜİK’e göre mısır üretimimiz 2021 yılında 6 milyon 750 bin ton, 2022’de 8 milyon 500 bin ton, 2023’te 9 milyon ton, 2024 yılında 8 milyon 100 ton olmuş. TÜİK’in 2025 yılı mısır üretim tahmini ise 8,5 milyon ton civarında. Bu üretim sezonunda yaşadığımız kuraklık sebebiyle üretimimizin TÜİK’in öngördüğünden daha az olma ihtimalini buraya not edelim.
Yukarıdaki verilerden de anlaşılacağı üzere Türkiye’nin mısır üretimi tüketimine yetmiyor. Üretilen mısır, ülke ihtiyacının yüzde 80-85’ini ancak karşılıyabiliyor. Kalan yüzde 15-20 arası ihtiyaç ithal yoluyla gideriliyor. Bu nedenle
15 Temmuz 2025 itibariyle başlayacak olan 500 bin ton mısır ithalatı 31 Temmuz 2025’e kadar sıfır gümrükle ithal edilecek. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazetede yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Peki, mısırda uygulanan gümrük vergisi ne kadardı? Yüzde 130. İste bu karar ile mısır ithalatında yüzde 130 olan vergi sıfırlanıyor.
Çiftçilerin ocağına incir ağacı dikmek
Dönem, dönem bazı gıda ürünlerinde gümrükler sıfırlanıyor. Ancak gümrük sıfırlamalarının hasat zamanı yapılması, üreticilerin belini kırıyor. Ürün fiyatlarını baskılayarak, çiftçilerin ocağına incir ağacı dikiyor adeta. Fakat ithalatçı şirketlerin ekmeğine hükümet eliyle yağ sürülmüş oluyor. Ardında üretici borçlanıyor. Sonra gelsin çiftçi iflasları!
Peki, mısır ithal etmesek hayvanların yem ihtiyacı dahilde karşılanabilir mi?
İstenirse evet.
Nasıl?
İhtiyaç kadar mısırın dahilde üretebilmesi için üretilen mısıra doğru bir fiyat politikası uygulanır ve üreticiye yeterli ekonomik destek verilirse, çiftçi mısır ihtiyacımızı karşılayacak miktarda üretir, ithalata gerek kalmaz.
Bir başka çözüm ise hayvan beslenmesinde mısır yerine eskiden bedava olan şimdi para karşılığı kullanımına izin verilen mera hayvancılığına yeniden geçiş yapmak mısıra olan ihtiyacı azaltır. İthalata gerek kalmaz. Fakat mera hayvancılığına geçebilmek için sığır değil koyun yetiştiriçiliğine direksiyonu kırmak lazım. Çünkü Türkiye’de yetişen ot boyu koyun yetiştirmeye elverişli sadece. Sığır yetiştirmeye uygun değil. Gel gör ki hükümet Büyüksehir Yasası ile meraların dokunulmazlığını kaldırdı, köylülerin müşterek-ortak kullanımından çıkardı. Son çıkarılan torba yasa ile de çiftçilerden esirgenen meralar, enerji ve maden şirketlerinin talanına açıldı. Hayvancılık konusunda bir başka yanlış hükümet politikası da koyun yetiştiriciliği yerine sığır yetiştiriciliğini desteklemesi. Hayvancılıkta yapılan bu yanlış makas değişikliği ile mera‐açık alan hayvancılığından kapalı alan -paralı yemle besleme- yetiştiriciliğine geçildi. Öncelikle bu yanlıştan dönülmesi lazım. Meraları tekrar ķöylülerin ortak varlığı haline dönüştürmek gerekir. Bu da hükümetin enerji ve maden şirketlerine karşıt bir politika uygulaması, ithalat yerine üretimi desteklemesi demektir. Ancak bilindiği üzere hükümetin hâlihazırdaki tarım politikaları, bir avuç şirketten yana yol almakta, geniş halk yığınlarının haklarını şirketlerin çıkarına feda etme doğrultusunda ilerlemektedir. Yani mevcut hükümet politikaları mısır ithalatı yerine yerelde çözüm değil çaresizlik üretiyor.
Ayçiçeği
Ayçiçeği, insan beslenmesinde kullanılan yağın hammaddesi olan bitkilerden sadece birisidir, ama en önemlisidir.
Türkiye’nin yıllık yağ tüketimi yaklaşık olarak 1 milyon ton civarındadır. Bunun 10 bin tonu hayvansal yağlardan sağlanmaktadır. Geriye kalan kısmı bitkisel yağlardan karşılanmaktadır. Bitkisel yağlar içerisinde ayçiçeğinin payı, yıllara göre değişmekle birlikte yaklaşık 600 bin ton ile en yüksek miktara sahiptir.
Evet. Mısırda olduğu gibi ayçiçeğinde de sıfır gümrükle 1 milyon ton ayçiçeği veya yüzde 20 vergiyle 400 bin ton ham ayçiçeği yağı ithalatı yapılmasına mevcut iktidar karar verdi. Karar 18 Temmuz 2025 tarih 32959 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Kararına göre, ithalat 12 Ocak 2026-31 Mayıs 2026 tarihleri arasında geçerli.
Peki, ayçiçeğinde gümrük vergisi oranı ne idi?
Yağlık ayçiçeğinde gümrük vergisi yüzde 27 idi. Cumhurbaşkanlığı kararına göre bu gümrük vergisi sıfırlanacak. Ham yağda hâlihazırda uygulanan yüzde 36’lık gümrük vergisi ise bu kararla yüzde 16 düşürülerek yüzde 20 olarak uygulanacak.
Ayçiçeği ve ham ayçiçeği yağı ithal etmeden yerli üretimle karşılamak mümkün olur mu?
Elbette olur!
Nasıl?
Mısır konusunda önerdiğimiz çözümlerin tamamı ayçiçeği içinde geçerli. Tekrar etmeye gerek yok. Ek olarak ayçiçeği ve mısır için yapılan önerilere her bölgenin kendisine has ürünlerinden elde edilen yağları olan, pamuk yağı (Adana), mısır yağı, fındık yağı (Karadeniz), zeytinyağı Ege-Akdeniz), tereyağı (İç Anadolu) için de üretici destekli çözümün uygulanması halinde yağ ithalatçısı değil yağ ihraç eden ülke olmamız kolaylıkla mümkün.
Ancak hükümetin ülke tarımını ve tarımcısını desteklemek yerine ithalatı yeğlemektedir. Bu sebeple gümrük vergilerinin sıfırlanması, aslında Türkiye küçük ve orta çiftçiliği sıfırlama doğrultusunda yol almasından başka bir şey olmadığı bilinmelidir.