Güven’in ‘sakıncalı’ bulunan mektubu Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven’in Silivri 5 No’lu Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan ve İmralı tecridine karşı başlatılan açlık grevine 16 Aralık 2018’deki ilk grupta dahil olan Zafer Sağlam’a gönderdiği mektup “sakıncalı” bulunarak verilmemişti. Güven’in, “sakıncalı içerik” denilerek cezaevine alınmayan mektubunda şu ifadeler yer aldı:
“Merhaba, yürekleri duvarlardan aşan ve hakikat aşkı ile buluşan güzel yoldaşlarım. Eylemimiz biteli bir ayı geçti ve ben sizlere yeni yazıyorum. Bu konuda bir mahcubiyet içerisinde olduğumu bilmenizi isterim. Zaten ben tahliyeden sonra eylemi dışarıda sürdürüyor olmanın mahcubiyetini hep yaşadım. Hatta sizi kıskandığımı da itiraf etmeliyim.
Canlarım,
Öncelikle sağlığımdan söz edeyim. Ben çok iyiyim. Hızla toparlanıyorum, uyuyabiliyorum, yürüyebiliyorum, kas ağrıları yaşamıyorum, seri konuşabilme yetimi hızla geri kazanıyorum ve gerçekten çok iyiyim. Artık ‘ev hapsinden’ de çıktım. Değerli arkadaşlar,
Önemli bir eylemde birlikte yolculuk yaptık. Bu yolculukta heybemize her çeşit yetmezliği koyduk. Yürüttüğümüz etkisiz siyaseti, yeterince edinemediğimiz devrimci kişiliği, özümseyemediğimiz gerçek yoldaşlığı, 20 yıldır bize dayatılan ağırlaştırılmış tecridi… Yol boyu bunların muhasebesini yaptık. Bu yetmezlikleri tek tek yaşamımızdan koparıp attık. Bu konuda en hızlı hareket eden ve ölümün üzerine yürüyen 9 arkadaşımız oldu. Onların eylemi karşısında sözün bittiğini, bu tarifsiz acının ancak başarma ile hafifleyeceğini anladım. Çünkü yoldaşlarımızın mesajları çok yönlü oldu. Her kesime derin anlamlar taşıyan mesajlar verdiler. Bu işin şakası yok dediler. Ayağa kalkma zamanıdır dediler. 14 Temmuz ruhu hala canlıdır dediler ve daha birçok önemli noktaya dikkat çektiler. Ve bu hamlenin bütün yükünü omuzlayarak ölümsüzleştirdiler. Onları saygıyla, minnetle anıyor, mücadelenin zaferle sonuçlanacağının ve sonucun muhteşem olacağının sözünü veriyorum. Ve içerden 30’ların mesajı geldi. 30 özgürlük sevdalısı eylemlerini bir üst aşamaya çıkarma kararı almıştı. Saygı duymanın dışında hiçbir şey yapamamak çok zordu. Evet şimdi daha da çok başarmaya kilitlenmek gerekiyordu.
Sevgili arkadaşlar,
3 mevsimi geçirdiğimiz eylemde anlatılacak çok şey var. Ama ben sizlerin bu süreci yazacağınıza ve tarihe önemli bir not düşeceğinize inanıyorum. Bir kez eylem devam ederken kuş misali konmuştum pencerenize. Şimdi ikinci kez şansımı denemek istedim. Hepinizin durumunu çok merak ediyorum. Sağlık sorunları yaşayıp yaşamadığınızı bilmiyorum. Umarım ciddi sorunlar yoktur. Koşullar nasıldır bilirim. Temennim en kısa sürede hepinizin eskisinden daha sağlıklı bir duruma gelmenizdir.
Biliyorsunuz bizim yani eylemcilerin sorumlulukları daha da arttı. Sayın Öcalan’ın belirttiği gibi kendimizi her açıdan sağlıklı ve donanımlı kılmamız gerekiyor. Her şey bizim çabamıza bağlı. Eğer etkili ve yaratıcı bir siyaset yürütebilirsek, sayın Öcalan dahil hepiniz dışarı çıkarsınız. Yok eğer eski tarzda bir pratik sergilersek biz sizin yanınıza geliriz.
Ben bu yüzyılın Kürtlerin yüzyılı olacağına yürekten inanıyorum. Çabamızı büyüteceğiz ve mutlaka kazanacağız. Mutlak zafere giden yolda öncülüğü Rojava’da olduğu gibi her alanda kadınlar yapacak. Beyaz tülbentli annelerimizle beraber bu topraklara barışı getireceğiz.
Sizlerden de tek talebim sağlığınıza dikkat edin. Moralinizin çok iyi olduğunu biliyorum. Çünkü moral değerlerimizin kaynağı aynıdır. Demokrasi ve barışa dair taleplerimizin hayat bulacağı günlerin yakın olduğuna inanıyorum.
Değerli arkadaşlar,
Beni üç mevsim süren eylem boyunca hiç yalnız bırakmayan, selamını her şekilde bana ulaştıran, yüreğini yüreğime katan, ömrünü ömrüme katan siz değerli yoldaşlara günlerce yazsam duygularımı ifade edemem. Ama içim rahat çünkü sizin beni anladığınızı biliyorum.
Sizlere duygularımın en derinlerinden saygı ve sevgilerimi gönderiyorum. Bir araya geldiğimizde her birinizle kucaklaşacağım günlerin umudunu koruyorum. Hasretle, sevgiyle…
Leyla Güven”