Gazetemizin Kültür Servisi olarak haftanın öne çıkan kitaplarını derledik
Araştırmadan romana, şiirden felsefeye bu hafta yeni çıkan kitapları Yeni Yaşam okurları için derledik.
Segato’dan Savaşın Yeni Biçimleri
Arjantinli feminist antropolog Rita Laura Segato’nun ‘Savaşın Yeni Biçimleri ve Kadınların Bedeni’ adlı kitabı Bilge Tanrısever’in çevirisi ile Otonom Yayınları tarafından yayınlandı.
Yayınevi tarafından kitabın tanıtımına dair şu ifadeler yer aldı:
“Dünyanın pek çok bölgesinde hem hükümetlerin giderek otoriterleştiğine hem de devletin geleneksel, egemen işlevlerinin çöktüğüne tanık oluyoruz. Bu da dünya çapında bir şiddet dalgasına ve kadın kırımına yol açıyor. Segato, ulusötesi bir çerçeveye oturttuğu ve savaşın yeni bir biçimi olarak tarif ettiği bu şiddette, kadın bedenine ölümcül bir saldırganlıkla el koyan iktidarların çeşitliliğini gösteriyor. Ona göre, kadın cinayetleri sadece özel ilişkiler alanından bakılarak veya münferit vakalar olarak anlaşılamaz. Dişil ve dişileştirilen her bedene yönelik şiddet biçimlerinde bir dönüşüm yaşandığını görmek gerek. Bu şiddet artık anonim ve sistematik bir iktidar suçu. Tam da bu yüzden eskiden olduğu gibi bir savaşın tali ve istenmeyen sonucu değil, aksine yeni savaş biçimlerinin stratejik hedefi.
Elinizdeki kitap, bu ölüm kalım meselesini ele almak, bu dizginlenemez şiddete dur demek, yaşamı seçmek ve savunmak adına mütevazı bir katkı. Latin Amerika’dan yükselen çığlığa bir riayet: Biz birbirimizi yaşarken seviyoruz!”
Ori Schwarz’dan Bizi Birbirimize Bağlayan Kodlar
Ori Schwarz’ın ‘Dijital Toplumun Sosyolojik Teorisi: Bizi Birbirimize Bağlayan Kodlar’ adlı inceleme kitabı Hurinaz Sarı’nın çevirisi ile Ayrıntı Yayınları’nın tarafından yayınlandı.
Yayınevi tarafından kitabın tanıtımına dair şu ifadeler yer aldı:
“Ori Schwarz, kendisinden evvelki sosyoloji teorilerini ve tartışmalarını bir ders kitabının basite indirgenmiş kabalaştırmalarından sıyrılarak, konuları derinlemesine ele alırken, titizlikle ördüğü teorisini son derece sarih bir şekilde ortaya koyuyor. Toplum, iktidar, benlik, kapitalist çalışma ve iş gibi sosyolojinin kadim kavramlarını sorunsallaştıran Schwarz, kapitalizmin 70’lerde emekle mücadelesinde girdiği krize yanıt olarak şirketlerin ve devletlerin yön verdiği dijitalleşme sürecinin sosyolojinin temel taşlarında zorunlu olarak kavramsal değişikliklere kapı araladığına işaret ediyor. Schwarz, 70’lerdekisınıfların öneminin kalmadığı veya işçi sınıfının dönüştürücü gücünü yitirdiği yönündeki sanayi sonrası ‘enformasyon toplumu’ teorilerinin başlıca iddialarından biri olan ‘çalışmanın son bulacağı’ efsanesini ampirik örneklerle çürütürken, artık ‘tüketirken’ ve hatta ‘haz alırken’ bile üretimin bir parçası haline gelişimizi tartışıyor. Schwarz tam da bu noktada, ‘aşağıdan gözetim’, ‘sabotaj’ gibi direniş yöntemlerinin halihazırdaki etkinliğine dikkat çekerken, kavramsal dağarcığımıza önemli katkılar sunmaktadır.”
Alain Corbin’den Cehaletin Tarihi
Alain Corbin’in ‘Terra Incognita, On Sekizinci ve On Dokuzuncu Yüzyılda Cehaletin Tarihi’ adı kitabı Utku Özmakas’ın çevirisi ile Kolektif Kitap tarafından yayınlandı.
Yayınevi tarafından kitabın tanıtımına dair şu ifadeler yer aldı:
“İnsanlık yüzyıllar boyunca üzerinde yaşadığı dünyayı anlamaya çalışırken, aslında onun hakkında ne kadar az şey bildiğini fark edebildi mi? Haritalarda ‘Terra Incognita’ olarak işaretlenen keşfedilmemiş bölgeler, bilinmeyenin yarattığı korkuları nasıl şekillendirdi? Cehalet, insanların hayal gücünü nasıl besledi ve bilimsel keşiflere giden yolu nasıl açtı?
Alain Corbin Terra Incognita, On Sekizinci ve On Dokuzuncu Yüzyılda Cehaletin Tarihi’nde, cehaletin ve bilgi eksikliklerinin insanlık tarihinin gelişiminde üstlendiği rolü araştırıyor. Konu edindiği yüzyıllarda volkanlardan kutup bölgelerine, okyanusların derinliklerinden stratosfere kadar, dünyanın çeşitli gizemlerini anlatırken, bu bölgeler hakkındaki her yeni keşfin ne büyük hatalar, önyargılar ve hayranlık uyandıran hislerle harmanlandığını ortaya koyuyor. Bir yandan da toplumların bilgiye erişimindeki sınırların yol açtığı tutarsızlıkları ve bu süreçten doğan düşünsel dönüşümleri inceliyor. Yalın üslubuyla Corbin, okurunun hem bilinmeyene duyduğu merakı körüklüyor hem de dünyayı anlama tutkusunu canlandırıyor.”
Yavuz Ekinci’den Aziz
Yazar Yavuz Ekinci’nin ‘Aziz’ adlı yeni romanı Everest Yayınları tarafından yayınlandı. Yayınevi tarafından kitabın tanıtımına dair şu ifadeler yer aldı:
“İnsanın bir konunun haklılığına gönülden inanmasından daha güçlü bir duygu yoktur. İnanıyorsanız sizi ne ahlak değerleri ne dinin yasakları ne de yasalar durdurabilir. İnanan birini ancak ölüm, yolundan alıkoyabilir. Önce yavaşça, sonra üstüne basa basa, ‘Timur’un İlahi Komedya eseri benim hakkım,’ dedim kendi kendime.
Yetenek tutkunu, hırslı bir koleksiyoner olan Aziz Mirzade, en büyük keşfi olarak gördüğü ressam Timur’un intiharının onuncu yılında kendisini en az bu intihar kadar trajik bir arayışın içinde bulur. Timur’un, ölümünden iki sene önce Dante’nin İlahi Komedya eserini yeniden yorumlayıp meydana getirdiği üç eseri kayıptır; üstelik bu eserler tuvale resmedilmiş değil, üç ayrı insanın sırtına nakşedilmiştir. Cennet, Cehennem ve Araf üçgeninde Aziz’in vermesi gereken üç karanlık karar vardır. Nihayetinde, yanıtı eylemle olacaktır. Ne de olsa haklı bir isteğin karşılığı yalnızca söz olmamalı. Sınırların ne kadar zorlanabileceğinin hikâyesi Aziz, Yavuz Ekinci’nin mahir kaleminden sıradışı bir roman.”
Todd May’den Özen
Todd May’ın ‘Özen: Olduğumuz Kişi Üzerine Düşünceler’ adlı kitabı Bekir Aşçı’nın çevirisi ile Ayrıntı Yayınları’nın Lacivert Kitaplar serisi olarak yayınlandı.
Yayınevi tarafından kitabın tanıtımına dair şu ifadeler yer aldı:
“Özen varoluşumuzun önemli veçhelerinden biridir. Özen olmaksızın kendimizle, başkalarıyla ve dünyayla aramızdaki ilişki ziyadesiyle rastlantısal hale gelir ve bir amaçtan yoksun kalırdı; önümüze çıkan her faaliyete yüzeysel bir şekilde bağlardık kendimizi. Özen bizi dünyaya ve birbirimize bağlar. Fakat sıra özenin ne olduğunu sormaya geldiğinde cevaplanması zor felsefi sorulardan biriyle karşı karşıya kalırız. Todd May, bu zorlu soruyu düşünebilmek için gereken tüm desteği sağlıyor ve araştırmayı kolaylaştırdığı kadar keyifli de bir hale getiriyor.
Özenin ne olduğuna ve insan yaşamındaki ehemmiyetine dair kapsamlı açıklama ve örneklerle birlikte konuyu düşünmeye başlamak bir yana, May’in bilgece müdahaleleri ve üslubu sayesinde özen hakkındaki tartışmaya dahil olmak ve felsefe yapmayı deneyimlemek işten bile değil. Özenile ahlak/etik arasındaki; özen ile politika, özen ile yaşam karşısındaki incinebilirliğimiz ve insani olmayan çevre arasındaki ilişkileri düşünmek aynı zamanda kendimizle kuracağımız özenli bir ilişkinin de başlangıç noktası olacaktır. Dahası kendimiz ile dünyanın geri kalanı arasındaki ilişki ancak özen temelinde kurulduğunda gelecekle ilişkimiz de umut barındırabilecektir.”
Erdoğan Aydın’dan Yanlış İliklenen Düğme
Tarihçi yazar Erdoğan Aydın’ın Türkiye’nin bugünü ve yarını hakkında düşünmek isteyen herkes yazdığı ‘Yanlış İliklenen Düğme: Geçmişle Gelecek Arasında Cumhuriyet’ adlı kitabı SRC Kitap tarafından yayınlandı.
Yayınevi tarafından kitabın tanıtımına dair şu ifadeler yer aldı:
“Cumhuriyet’in 100. yılı, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir muhasebe sürecine de işaret ediyor. Erdoğan Aydın, Yanlış İliklenen Düğme: Geçmişle Gelecek Arasında Cumhuriyet adlı yeni kitabında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini, tarihsel kırılma noktalarını ve bugüne uzanan etkilerini derinlemesine ele alıyor.
Kitap, sadece Cumhuriyet’in demokratikleşme potansiyelini değil, bu potansiyelin neden baskılanıp tasfiye edildiğini de sorguluyor. Birinci Meclis’ten Lozan’a, hilafetin kaldırılmasından çok partili hayata geçişe kadar kritik olayları masaya yatırarak, Cumhuriyet’in kuruluşunda yapılan tercihlerin bugün hala yaşadığımız siyasal ve toplumsal sorunlara nasıl zemin hazırladığını ortaya koyuyor.”
Didem Ünal Demir’den ilk roman
Yazar Didem Ünal Demir’in ilk romanı ‘Bu Cenazeyi Bana Lütfeder misiniz?’ Everest Yayınları tarafından yayınlandı.
Yayınevi tarafından kitabın tanıtımına dair şu ifadeler yer aldı:
“Değerli editörümüz ve yazarımız Didem Ünal Demir, edebiyat dünyasındaki otuz yıllık deneyimini hem dokunaklı hem eğlenceli bir roman ile taçlandırıyor.
Bu Cenazeyi Bana Lütfeder misiniz? pek çok kişinin hayalini gerçekleştirip ‘İstanbul’dan küçük şirin bir Ege köyüne kaçan’ Esin’in başına gelenleri anlatıyor. Mizah damarı güçlü, ilginç betimlerle örülü, temposu gittikçe yükselen ve satırların altını çizerek okuma isteği uyandıran bu sürükleyici roman, hem bir göç macerasına hem gizemli bir cinayetin çözümüne ortak olmaya davet ediyor.”