HTŞ kontrolündeki bölgelerde kadınlara yönelik saldırıların arttığını belirten kadınlar, ‘Sessiz kalmak suça ortak olmaktır’ dedi
Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) lideri Ahmed Hüseyin eş-Şara’nın Şam hükümetinde geçici bir göreve getirilmesinin ardından, kadınlara yönelik saldırı, tecavüz ve katliamlar artış gösterdi. Bu sistematik saldırılardan biri de 26 Mayıs’ta Halep’in Hemdaniye semtinde yaşandı. HTŞ kontrolündeki bölgede, engelli bir kadın önce tecavüze uğradı, ardından çıplak bir şekilde bedeni sokakta teşhir edildi. Faillere dair herhangi bir soruşturma başlatılmazken, kadınların korunmaması ve faillerin cezasız kalması nedeniyle şiddet olayları artarak devam ediyor.
Katledilen kadına yönelik tepkiler büyürken, kadınlar fail ya da faillerin bir an önce yakalanması çağrısında bulundu. Kadınlar, HTŞ’nin temsil ettiği zihniyete son vermek için her kadının kendini eğitmesi ve örgütlenmesi gerektiğini belirtti. Bu duruşun aynı zamanda bir korunma yöntemi olduğuna dikkat çekildi.
Sara Derneği üyesi Zeyneb Elîko, HTŞ’nin kadınları toplumdan silmek istediğini ifade ederek şunları söyledi: “Suriye’de kadınlar baskı, şiddet, işkence ve yok sayılmayla karşı karşıya. Kadınlar ya kaçırılıyor ya da karşılığında fidye isteniyor.”
‘Sessizlik suçluları cesaretlendirir’
27 Mayıs’ta Halep’te katledilen bir başka kadın hakkında konuşan Zeynep Elîko, “Hiç kimse bu kadına sahip çıkmadı. Yaşam hakkı elinden alındı. Eğer biz susarsak bu suçlar artarak devam eder. Sessizlik, suçluları cesaretlendirir” dedi.
Zeyneb Elîko sözlerini şöyle tamamladı: “Kadın sadece toplumun yarısı değil, tamamıdır. HTŞ’nin bu kadın düşmanı politikaları tüm toplumu çöküşe sürüklüyor. Böyle bir ortamda demokratik bir Suriye inşa edilemez.”
‘En çok zararı kadınlar gördü’
Heleb Kadın Evi yöneticisi Mewlîde Sîdo da yaşananlara ilişkin tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Suriye’de 14 yıldır süren kaos ortamında en çok zarar görenler kadınlar oldu. Bugün de kadınlar hedef alınıyor, öldürülüyor, tecavüze uğruyor. Bu suçlar artık normalleştirildi. Bu kabul edilemez.”
Mewlîde Sîdo, Hemdaniye’de katledilen kadının bedeninin teşhir edilmesine rağmen kimsenin sahip çıkmadığını belirtti: “Bu kadın zaten daha önce de tehdit altındaydı. Devlet, bu olaylara karşı artık seyirci kalmamalı. Bu sessizlik, suç ortaklığıdır.”
Kaynak: JINNEWS