KCK, KNK ve DBP Helepçe Katliamı’nın 37. yıldönümünde yazılı açıklama yaparak yaşamını yitirenleri andı:
KCK: Katliamcı tarihi sona erdirmek, halkların birlikte, eşit ve özgürce yaşayacağı bir Kürdistan, Ortadoğu ve dünya yaratmak için Önder Apo’nun tarihi çağrısının başarıya ulaşmasını sağlamak tarihi bir görev ve sorumluluktur
KNK: Kürdistan Bölgesi hükümeti, Bağdat’taki Kürt temsilcilikleri ve yetkililer, Irak Anayasası’nın 132. maddesi uyarınca Halepçe’deki kimyasal saldırının soykırım olarak tanınması ve mağdurlara tazminat ödenmesi için çalışma yapmalıdır
DBP: Helepçe katliamında rolü olan uluslararası ve bölgesel güçler, Halepçe katliamı ile yüzleşmeli ve hesap vermelidir. Helepçe Katliamı, insanlığa karşı suç kabul edilene kadar hesap sormaya devam edeceğiz
Koma Civakên Kurdistan (Kürdistan Topluluklar Birliği – KCK) Helepçe Katliamı’nın 37. yıldönümünde yazılı açıklama yaptı. Açıklamada ‘insanlık tarihinin en acılı ve en vahşi katliamlarından biri’ olarak nitelendirilen Helepçe Katliamı’nda yaşamını yitirenler saygıyla anıldı.
Devletçi sistemin katliamlar karşısında sağır ve dilsiz kaldığı ifade edilen açıklamada; Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt halkının bir daha katliamlara maruz kalmaması, Ortadoğu’da barış ve özgürlüğün yaşam bulması için yarım asra yayılan bir mücadeleye öncülük ettiğine vurgu yapılarak şu ifadelere yer verildi:
(Abdullah Öcalan’ın) 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ bu mücadelenin tarihi bir aşamasını ifade ediyor. Katliamcı tarihi sona erdirmek, halkların birlikte, eşit ve özgürce yaşayacağı bir Kürdistan, Ortadoğu ve dünya yaratmak için Önder Apo’nun tarihi çağrısının başarıya ulaşmasını sağlamak, bu temelde mücadele etmek tarihi bir görev ve sorumluluktur.
KNK: Soykırım olarak tanınsın
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Yürütme Kurulu da Halepçe’deki kimyasal silah saldırısının 37. yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yayımladı. KNK, açıklamasında Halepçe’deki kimyasal saldırıda hayatını kaybedenleri saygıyla anarak, “Kürdistan Bölgesi hükümeti, Bağdat’taki Kürt temsilcilikleri ve yetkililer, Irak Anayasası’nın 132. maddesi uyarınca Halepçe’deki kimyasal saldırının soykırım olarak tanınması ve mağdurlara tazminat ödenmesi için çalışma yapmalıdır” dedi.
“Halepçe Katliamı’nın 37. yıl dönümünde halkımız ve bölgemiz, hem fırsatları hem de tehditleri beraberinde getiren değişimler yaşamaktadır,” denilen açıklamada Kürtlerin her zamandakinden daha fazla ulusal strateji ve birliğe ihtiyaç duyduğu vurgulandı.
‘Kapanmamış bir yara’
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Halepçe Katliamı’nın 37’nci yıldönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “Helepçe, Kürdistan’ın hafızasında hala kapanmamış bir yara olarak yerini koruyor. 16 Mart 1988’de yaşanan Halepçe Katliamı, Irak Baas rejiminin halkın kimliğini ortadan kaldıran politikalarının sonuçlarından biriydi. Saddam Hüseyin’in gücüyle desteklenen rejim, Kürt halkının özgürlük ve eşitlik talebini boşa çıkarmak için Helepçe Katliamı’na başvurdu. Bu katliamda aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu on binlerce Kürt öldürüldü. Katliamda kimyasal silahlar kullanıldı, bu aynı zamanda Kürt halkına düşmanlığın ne kadar büyük ve derin olduğunu bir kez daha gösteriyor” diye belirtildi.
‘İnsanlığa karşı işlenmiş suç’
37 yıl önce kimyasal silahlarla insanlığa karşı suç işlendiğinin altı çizilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Helepçe halkının diktatör rejimine karşı duruşunu, tüm diktatörlere ve katliam politikalarına karşı sürdüreceğiz. Helepçe katliamında rolü olan uluslararası ve bölgesel güçler, Halepçe katliamı ile yüzleşmeli ve hesap vermelidir. Helepçe Katliamı, insanlığa karşı suç kabul edilene kadar hesap sormaya devam edeceğiz. Katliamın 37’nci yılında yaşamını yitirenleri anıyor ve katliamı kınıyoruz. Helepçe Katliamı’nı hiçbir zaman unutmayacağız.
HABER MERKEZİ