Şeyh Maksud ve Eşrefiye Halk Meclisi Eşbaşkanı Nuri Şêxo, gazetemize konuşarak önemli detayları dile getirdi:
Türkiye’nin müdahalesi ile bu anlaşmanın zayıf kaldığını, anlaşmanın pratikleşmesinde eksiklik açığa çıktığını söyleyebiliriz. Suriye’de sorunların çözülmemesinin sorumlusu Türkiye’dir. Çünkü MİT, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanlığı açıklamalarıyla bunu ortaya koyuyorlar. Suriye’yi kendi ülkelerinin bir parçası olarak görüyorlar
Doğan Cihan
Halep Suriye’nin hatta Ortadoğu’nun en büyük kentlerinden olup, Kürtleri, Arapların, Ermenilerin, Süryani-Asurilerin, Türkmenlerin, Hristiyanların, Çerkeslerin bir arada yaşadığı önemli bir yer ve aynı zamanda bir ticaret merkezidir. Tarihiyle de adından söz ettiren Halep, Suriye savaşının başlamasından bu yana siyasi, tarihi, ekonomik, toplumsal büyük bir erozyona uğradı. İç savaşta en büyük zarar gören kentlerin başından geliyor. Esad rejiminin devrilmesinden bu yana kentte bir sessizlik hakim olsa da son zamanlarda Suriye Geçici Hükümeti’ne bağlı kimi grupların Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ile 1 Nisan’da varılan anlaşmaya rağmen Kürtlerin yoğun yaşadığı ve 11 yıldır Özerk Halk Meclisi ile yönetilen Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerine ambargo uygulaması tehlikeli bir gerginlik olarak öne çıkıyor.
Halep’te varılan anlaşmaya rağmen de ambargo sürüyor ve saldırı riski gün gün artıyor. Bu durum üzerine gazetemize konuşan Şeyh Maksud ve Eşrefiye Halk Meclisi Eşbaşkanı Nuri Şêxo, önemli detayları dile getirdi.
- Esad rejiminin devrilip yerine Ahmed el-Şara rejiminin gelmesinden sonra Halep’teki durum sizin açınızdan neleri değiştirdi?
BAAS rejimi toplumu büyük bir kargaşa ve kriz içerisinde tutup parçalı, iradesiz, baskı ve zor altında belli bir seviyeye kadar kabul edilemeyecek şeklinde bir politika yürütüyordu. BAAS rejimi 60 yılı aşkın topluma böyle yaklaşıp toplumu böyle yönetti. Bu durum sonucunda Suriye toplumunda derin bir yara açıldı. Bu yaranın sarılması çok zor bir durum. Çünkü BAAS rejimi çelişkiler üzerine birbirleri karşısında düşmanlık yapılarak kullanıldı. Böylelikle toplumu zayıf ve anlamsız hale getirdiler.
Ahmed el Şara yönetimiyle gelen Suriye Geçici Hükümeti’nden sonra bazı kişiler umutlandı. Suriye için bedel ödeyenler, yarasını iyileştirmek isteyenler umut bağladı. Demokratik bir Suriye, merkezi olmayan bir Suriye, bütün halkların ve inançların haklarıyla temsil edildiği bir Suriye’de rolünü oynamak için bu hükümetin gelişine dair özel olarak da Kürtlerin umudu bu yöndeydi. Ahmed el Şara, bazı destekler ile Suriye’nin Cumhurbaşkanı olmaya erişti. Ve yeni bir sistem yaratmak istedi. Bu durum üzerine Kürtler üzerinde büyük bir tehlike vardı. Özelikle de Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Yönetimi üzerinde vardı. Bunun üzerine bir dizi görüşmeler ile toplantılar yapıldı.
10 Mart’ta Demokratik Suriye Güçleri Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Şara oturup bir anlaşma imzaladı. Bu Suriye tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyor. İlk defa Suriye’de devlet bir halkı muhatap kabul edip, anlaşma imzaladı. Ve mevcut sorunların diyalog yoluyla masada çözülmesi kararlaştırıldı. Suriyeliler yaşanan bu iç savaşta büyük bedeller vermişti. Bu bedeller temelinde bir umut oluşmuştu. Suriye toplumu için sorunların diyalog yoluyla masada konuşulması, tartışılması ve çözümü için uğraş verilmesi bir hayaldi.
- 1 Nisan’da Suriye Geçici Hükümeti ile bir anlaşma imzaladınız. Anlaşma şu anda uygulamada nerede?
1 Nisan anlaşması resmi olarak Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Sözcüsü ile Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin Genel Meclis Yöneticileri arasında bir toplantı yapıldı. Toplantı sonrasında bu anlaşma imzalandı. 14 maddesi bulunuyor. Esas Halep’te savaş olmasın ve sorunlar çözülmesi içindi.
Anlaşma temelinde bazı adımlar atıldı. Bazı adımlar atılmadı, bazıları eksik kaldı. Bazıları ağır ve aksak ilerledi. Şimdiye kadar da anlaşma yürüyor, bir tıkanma durumu yok. Sorun maddelerin pratikleşmemesinde. Şimdi anlaşma imzalandı fakat anlaşma özünden koparılıp, özünden çıkarılma yaklaşımı var. Anlaşma ile her iki mahallenin Kürtlerin yaşadığı gerçeğini devletin kabul etmesi, kültürel olarak, siyasi, toplumsal, güvenlik ve idari olarak kabul etmişti. Esas olarak nasıl beraber ortaklaşabiliriz, beraber nasıl bu anlaşmayı hayata geçirebiliriz üzerine bir düşünce biçimi vardı. Bunun üzerine askeri güçlerimiz her iki mahalleden de çıktı.
Suriye İçişleri Bakanlığı’na bağlı iç güvenlik güçleri ile mahallenin asayişi toplanarak, kontrol noktalarında ortaklaştı, yollar açıldı. Mahallenin dışında iç güvenlik güçleri ile asayiş birlikte, mahallenin içinde ise asayiş güvenliği sağlayacak, bu da pratikleşti.
Mahallenin dışına giden halkımızın ayrımcılığa uğramaması, haksız yere gözaltına alınmaması, baskı altına alınmaması, dil, din anlamında haksızlığa maruz kalmaması gerekiyor. Fakat şu an mahallenin dışına çıkan kimi yurttaşlarımız haksız yere gözaltına alınıyor, hakarete maruz kalıyor, küçük düşürülüyor, mahalleden çıkan yurttaşlarımızın parasına, telefonlarına el konuluyor, küçük düşürülüyor. Şu an bu durumlar yoğun olarak yaşanıyor.
- Bu anlaşmanın bir tarafı olarak siz ne diyorsunuz? Diğer taraflar, Suriye Geçici Hükümeti ne diyor?
Anlaşmanın uygulanması konusuna dair bazı tartışmalar yaşandı. Görüşmeler yapıldı. Anlaşma maddeleri neden uygulanmadı, temelinde bir görüşme oldu. Bu olumsuz durumun sonucunda kim sorumlu diye. Biz samimi ve ciddiyiz. Taktik değil stratejik yaklaşıyoruz. Suriye devleti de görüşmelerde bizim gibi yaklaştığını söylüyor fakat pratiğe gelince böyle olmadığı zaten mevcut durum ile açığa çıkıyor. Suriye Geçici Hükümeti teoride başka pratikte başka bir tutum sergiliyor. Pratikte toplumda kargaşa ve kaygı yaratmaya devam ediyor.
Özellikle Der Hafir’dan gelen yol kapalı. Bu konunun çözümü için anlaşmaya başvurarak çözmeye çalışsak da henüz sonuç alınabilmiş değil ve bu büyük bir sorun olarak önümüzde duruyor. Konu üzerine yaptığımız görüşmelerde hep aynı şeyler dile getiriliyor. Sürekli olarak yolu açacağız, yolu güvenli hale getireceğiz deniliyor. Aksi durum yaşanıyor ve devam ediyor. Yol kapalı, üstüne gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor.
Biz görüşmelerimizde soruyoruz. Bu anlaşma neden başarılı olmuyor. Onlar da cevap olarak Savunma Bakanlığı çete gruplarının olduğunu, kendilerini dinlemediğini söylüyorlar. Bu çete grupları sözde Savunma Bakanlığı’na bağlı fakat pratikte grup amaçlarını işletiyor. Anlaşma istenilen şekil ve düzeyde pratikleşmedi. Sorunlar devam ediyor.
- Halep ve Şeyh Maksud ile Eşrefiye mahallelerinde bugün durum nedir?
20 gün önce yani Ağustos ayının başından itibaren kriz başladı. Öncelikle medya ve dijital medya üzerinden büyük bir özel ve psikolojik savaş ile karalama, saldırmaya başladılar. Özel ve psikolojik savaş ile her şeyi ters göstermeye çalışıyorlar. Bize karşı basın üzerinden büyük bir savaş yürütülüyor.
- Bu saldırıların arkasında kim var? Kim, kimden ne istiyor? Hedef kimdir? Kim kazanıyor bu durumdan?
1 Nisan Anlaşması’nı boşa çıkartmaya çalışıyorlar. Bu durumda biz de mecburuz ki bütün özsavunma sistem çalışmalarımızı gözden geçirmeye. Özsavunmamızı tekrar gözden geçiriyoruz. Bir saldırı olması ihtimali halinde tekrar mahallelerimizi savunacağız. Bu durumda çok kararlıyız. Geçmiş pratiklerimiz ortada. Bu durumdan halkımız tecrübelidir. Özsavunma gücümüz ile direneceğiz. Bütün kirli planları boşa düşüreceğiz. Barış, diyalog ve anlamayı savunuyoruz. Bu noktada biz pozitifiz. Dışarıdan gelen müdahaleleri kabul etmeyeceğiz.
Mahallelerimizde yaşam normal bir biçimde sürüyor. Güvenlik noktasında ortaklık sürüyor. Telefon yoluyla kimi görüşmeler yapılıyor. Hem biz hem Hükümet tarafı savaşın çıkmasına fırsat vermeyeceğimizi teyit ediyoruz sık sık. Fakat biz şunu söylüyoruz; eğer bir savaşın çıkmasını istemiyorsan bize karşı dışarıdan yapılan müdahalelere de engel olmalısın diyoruz. Ve bir Hükümet gibi davranmalarını söylüyoruz.
Şimdi sen barış için çalışmak istiyorsun fakat biri de açık açık barış işini bozmak için çalışıyor. Bunun önünde durmak gerekiyor. Sistem dışında kalmış gruplar olarak lanse edilenler artık onlar bertaraf edilmelidir. Eğer dışarıdan gelen saldırılara sessiz kalıyorsan bunun anlamı sen de o saldırıları destekliyorsundur.
- Ambargo hangi noktalarda sürüyor?
Mahalleden yurttaşlarımız Halep kent merkezine gidip geliyor. Yaşamsal malzemeler mahallenin ihtiyacı temelinde şu an geçiyor fakat yakıt geçmiyor. Henüz bu sorun çözülmüyor. Kışa doğru hazırlık yapılıyor. Bu durum da bu konuda zorlayıcı oluyor. Mazot çok önemli oluyor mahallede. Hem ısınma için hem de elektrik için jeneratörlerde kullanıyor hem de ulaşım için araçlarda. Mahallelerimizdeki fırınlarda mazot olmazsa yakında durma noktasına gelecek. Şu an sadece mazot noktasında geçişine izin verilmiyor. Hükümetin geçişe izin vermesini, bu durumu ortadan kaldırmasını bekliyoruz.
- Türkiye’nin Halep’teki ve bu durumdaki rolü nedir?
Soruyorum sadece. Suriye’de kim çözümün olmasını istemiyor? Kim sorun çıkartıyor? Kim çözümün önünde engel oluyor? Bana göre bu soruların cevabını herkes biliyor. Her şey çok iyi, her şey çok güzel, her şey anlaşmaya göre yürüyor diye bir şey yok. Böyle bir şey ortada da yok. Açık açık belirtelim. Bunu bütün dünya da bilmeli. Suriye’nin komşusu olan bölgedeki devletler var. Bu ittifak durumunu, anlaşmayı kabul etmiyorlar. Galiba bu anlaşmadan kendi zararlarını görüyorlar. Bu nedenle Suriye halkının kendi sorunları çözmek için bir masada oturmasını istemiyorlar. Kendi sorunlarını konuşarak, tartışarak çözmesini istemiyorlar. Şunu belirtebiliriz, Türkiye’nin müdahalesi ile bu anlaşmanın zayıf kaldığını, anlaşmanın pratikleşmesinde eksiklik açığa çıktığını söyleyebiliriz. Suriye’de sorunların çözülmemesinin sorumlusu Türkiye’dir. Çünkü MİT, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanlığı açıklamalarıyla bunu ortaya koyuyorlar. Suriye’yi kendi ülkelerinin bir parçası olarak görüyorlar. Bu saydığım üç Türkiye kurumundaki görevli kişiler Suriye’de bir yetkiliymiş gibi konuşup hareket ediyorlar. Bu doğru mu, bu kabul edilebilinir mi? Nerede Geçici Hükümeti’nin iradesi? Nerede Geçici Hükümetin kararları? Suriye Geçici Hükümeti’nin iradesini Türkiye yönetiyor. Talimatlarını Türkiye’den alıyorlar. Suriye’de bir teori ve pratik uyuşmazlığı var.
Türkiye bir ay Suriye’ye müdahale etmekten vazgeçerse biz Suriyeliler olarak bir ayda tüm sorunlarımızı çözeriz. Türkiye, Suriye’de Kürt karşıtlığı temelinde dizayn etmek istiyor. Bu konuda stratejik politikaları var. Efrîn’den Serêkaniyê’ye kadar Ezaz, Minbic bu bölgeleri hepsini işgal etmiş. Suriye’ye çözüm gelmesi için Türkiye’nin işgal ettiği yerlerden çekilmesi gerekiyor. Suriye kendi için Geçici Hükümet, Özerk Yönetim, halklar ve inançlar birlikte kendi sorununu diyalog yoluyla masada çözebilir. Her yerde Türkiye’nin okulları var, parası var. Bu büyük bir olumsuzluk yaratıyor. Türkiye’yi düşman olarak görmüyoruz. Komşu ülke olarak onunla da olan sorunlarımızı diyalog yoluyla görüşerek çözmek istiyoruz.
1 Nisan Anlaşması’nın Maddeleri
Bu temelde aşağıdaki maddeler kabul edilmiştir:
- Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahalleleri, Halep şehrinin mahalleleri olarak kabul edilir ve idari olarak onlara bağlıdır. Bu iki mahallenin sakinlerinin korunması, saygı görmesi, sosyal ve kültürel mahremiyeti, barış içinde bir arada yaşamayı teşvik etmek için olmazsa olmazdır.
- Ortak Merkez Komiteleri sürdürülebilir bir çözüm üzerinde anlaşana kadar bu ara anlaşmanın hükümleri uygulanacaktır.
- İçişleri Bakanlığı, İç Güvenlik Güçleri ile işbirliği içinde, iki mahallenin sakinlerini korumak ve onlara yönelik herhangi bir saldırı veya maruziyeti önlemekle yükümlüdür.
- Sivil barışı ve sivillerin güvenliğini sağlamak amacıyla, iki mahallede silahlı gösteriler yasaklanmış olup, her iki mahallede de silah kullanımı İçişleri Bakanlığı’na bağlı iç güvenlik güçleriyle sınırlandırılmıştır.
- Her iki mahallede güvenlik ve istikrar sağlanana kadar, kamu yollarındaki toprak bariyerler kaldırılacak, ana kontrol noktaları ise İçişleri Bakanlığı’na bağlı İç Güvenlik Güçleri’nin denetiminde kalacak.
- Askeri güçler silahlarıyla birlikte her iki mahalleden Fırat’ın doğusuna çekilecek.
- Eşrefiyê Mahallesi ve Şêxmeqsûd Mahallesi’nin her birinde ikişer adet iç güvenlik merkezi oluşturulmuştur.
- Her iki mahalle sakinlerine serbest dolaşım hakkı garanti altına alınmış olup, anlaşma öncesinde aranan ve elleri Suriyelilerin kanına bulaşmamış herhangi bir kişinin yargılanması yasaklanmıştır.
- Halep şehri ile Kuzey ve Doğu Suriye’deki bölgeler arasında hareket etmeyi kolaylaştırmak için bir koordinasyon komitesi oluşturulacaktır.
- Sözleşmenin sahada uygulanması için her iki mahallede de komiteler oluşturulacaktır.
- Her iki mahallede bulunan sivil kuruluşlar, Halep’in diğer mahallelerinden hiçbir şekilde ayrımcılık yapmadan sivil kuruluşlarla koordineli olarak çalışmakta ve her iki mahallede bulunan iki belediye şubesi aracılığıyla sivil kuruluşlara hizmet vermektedir.
- Halep Vilayeti’ndeki her iki tarafın hapishanelerini boşaltmaları ve kurtuluş sonrasında ele geçirilen tüm esirlerin takas edilmesi.
- Mahallelere, Halep İl Meclisi’nde, Ticaret ve Sanayi Odaları’nda ve diğer tüm alanlarda yürürlükteki yasalara uygun olarak tam ve adil temsil hakkı tanınır.
- Ortak merkez komiteleri sürdürülebilir bir çözüm üzerinde anlaşana kadar iki mahalledeki mevcut hizmet, idari ve eğitim kurumları, belediyeler ve mahalli meclisleri korunmalıdır.