• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
17 Mayıs 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Özgür Müftüoğlu

Halk yerel yönetimden ne bekler?

2 Mart 2024 Cumartesi - 00:00
Kategori: Özgür Müftüoğlu, Yazarlar
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın sorumluluğu…

Merkezi yönetimin politikaları ile toplumun geniş kesimlerinin çıkarları arasında çelişkiler arttıkça halkın yerel yönetimlerden beklentileri de artar. Toplumun ihtiyaçlarını görmezden gelen, bir avuç sermayedarla iktidara çöreklenmiş çıkar grubunun zenginleşmesi pahasına halkı yoksulluğa iten politikalar ya da dil, din, etnik kimlik vb nedenlerle halkın bir kısmına sistematik olarak uygulanan ayrımcı politikalar, toplumsal (ekonomik, siyasal ve sosyal) sorunları derinleştirir.

Derinleşen sorunların müsebbibi olan politikaların uygulayıcısı konumundaki siyasi iktidarlardan çözüm beklenemeyeceğinden, yerel yönetimlerin bu sorunları çözeceği düşüncesi ağırlık kazanır. Bu nedenle siyasi iktidarın politikalarından zarar gören, ayrımcılığa uğrayan halk kesimleri yerel seçimlerde genellikle kendi sorunlarını çözeceğine inandıkları muhalefet partilerini tercih etme eğilimi gösterir.

Türkiye’de de ekonomik ve sosyal sorunların en yoğun yaşandığı metropollerde ve ayrımcılığa en fazla maruz kalan Kürt halkının yoğun olduğu illerinde, iktidar partilerinin yerel yönetimler için tercih edilmediğine ilişkin pek çok örnek verilebilir. 1989 seçimlerinde SHP’nin, 1994 seçimlerinde Refah Partisi’nin, 2019 seçimlerinde CHP’nin metropollerde yerel seçimleri kazanması; yanı sıra Kürt illerinde de yine Kürt partileri ya da SHP, RP gibi partilerden seçime giren Kürt adayların yerel yönetici olarak tercih edilmesi bu konuda verilebilecek örneklerden birkaçıdır.

2024 yerel seçimlerine giderken 21 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin belirlediği merkezi yönetimin politikaları ile toplumun çıkarları arasındaki çelişki, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar artmıştır. Bir taraftan ekonomi politikalarının yarattığı yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik, beslenme, barınma, sağlık gibi sorunlar; diğer taraftan ranta dayanan kentleşme politikaları vasıtalarıyla oluşturulan, depreme ve diğer doğa olaylarına karşı dayanıksız ve güvenliksiz olarak inşa edilen şehirler (6 Şubat depremlerinde olduğu gibi), toplumun çok geniş kesiminin yaşamını tehdit eden sorunlara dönüşmüştür. Öte yandan iktidarın Kürt sorununun demokratik çözümüne yanaşmayan, Kürt halkının siyasal ve kültürel haklarını tanımamakta ısrar eden yaklaşımı; halklar arasında duygusal kırılmaya neden olduğu gibi Kürt illerinde ekonomik ve sosyal sorunları daha da derinleştirmektedir.

Yerel seçimlere giderken toplumun, sorunların çözümü için seçime giren partilerden ve adaylardan beklentisi dört başlık altında toplanabilir:

  • Mutad belediyecilik hizmetlerini halkın ihtiyaçları doğrultusunda yerine getirmek,
  • Merkezi yönetimin neden olduğu toplumsal sorunların (beslenme, barınma, sağlık, ulaşım, ayrımcılık vb) giderilmesi için dayanışmayı örgütlemek,
  • Mahallelerden başlayarak toplumsal taleplerle çelişen politikalara karşı mücadelenin örgütlenmesine olanak verecek koşulları hazırlamak,
  • Diğer üç maddeyi gerçekleştirirken halkın demokratik katılımını sağlamak.

Kürt coğrafyası dışında kalan illerde muhalefetin vaadleri genellikle birinci maddedeki nadiren de ikinci maddedeki beklentileri karşılamak üzerinedir. Oysa yerel yönetimler toplumsal sorunların çözümünde son derece önemli roller üstlenebilir. 1994’te metropollerde ve diğer pek çok il ve ilçede yerel yönetimleri kazanan -birçoğu daha sonra AKP’nin kurucu kadrolarında yer alanların oluşturduğu- RP’nin dönemin merkezi yönetimine karşı halkı örgütlemesi ve bunun üzerinden iktidara yürümesi, bunun en çarpıcı örneğidir.

Öte yandan Kürt illerinde 1990’lı yıllardan itibaren HADEP, DTP, BDP, DBP ve HDP’nin -tüm engellemelere rağmen- büyük oy farkı ile seçimleri kazanmaları da yine belediyecilik hizmetleri ve dayanışmanın yanı sıra halkın yönetme katılımını sağlayarak inkar ve ayrımcılığa karşı tutarlı bir mücadelenin örgütlenmesi sayesinde olmuştur. Bugün yerel yönetimlerde Kürt halkının iradesine ipotek koymayı amaçlayan kayyum siyasetinin en önemli hedefi de “yerel yönetimle halk arasında oluşan mücadele birliğini kırmak” değil midir zaten?

21 yıldır merkezi yönetimde muktedir olan Erdoğan, uyguladığı politikaların neden olduğu toplumsal sorunlarla boğuşan halkı, kendi yarattığı sorunları çözmeye ikna edemeyeceğini bildiği için yerel seçimlerde “oy vermezseniz merkezi yönetimden hizmet alamazsınız” tehdidiyle AKP-MHP adaylarına oy vermeye razı etmeye çalışmaktadır. Bu tehditlerin Kürt siyasi hareketiyle halk arasında oluşan bağı kırabileceğini ve dolayısıyla Kürt illerinde etkili olacağını zannetmiyorum. Ancak muhalefetin katılımcı yönetimi, dayanışmayı ve mücadeleyi gözardı eden bir yaklaşımla seçim çalışması yürüttüğü diğer iller için aynısını söylemek mümkün değil maalesef…

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

AKP’nin tercihi patronlardan yana

Sonraki Haber

İran seçimleri sona erdi; Rojhilat’ta boykot etkili oldu

Sonraki Haber
İran seçimleri sona erdi; Rojhilat’ta boykot etkili oldu

İran seçimleri sona erdi; Rojhilat'ta boykot etkili oldu

SON HABERLER

İsveçli gazeteci Joakim Medin tahliye edildi

İsveçli gazeteci Joakim Medin tahliye edildi

Yazar: Yeni Yaşam
17 Mayıs 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Silahların gölgesinden barış ve demokratikleşmeye

Yazar: Yeni Yaşam
17 Mayıs 2025

Pestisit: En çok yoksullar zehirleniyor

Pestisit: En çok yoksullar zehirleniyor

Yazar: Yeni Yaşam
17 Mayıs 2025

Xelîl Xemgîn: Önderliğin mektubu manifestom oldu

Xelîl Xemgîn: Önderliğin mektubu manifestom oldu

Yazar: Yeni Yaşam
17 Mayıs 2025

Yeni anayasa tartışmaları ve DHP’nin sorumluluğu

Demokrasinin önündeki engel barış değil tabulardır!

Yazar: Yeni Yaşam
17 Mayıs 2025

Hapishanelerde sessiz bir ölüm rejimi: Barışa karşı örülen duvar

Hapishanelerde sessiz bir ölüm rejimi: Barışa karşı örülen duvar

Yazar: Yeni Yaşam
17 Mayıs 2025

İmkâna mekân

Sıkılan dikkat

Yazar: Yeni Yaşam
17 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır