• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar İçeriden

Hangisi daha büyük cezaevi?

7 Kasım 2021 Pazar - 12:16
Kategori: İçeriden, Yazarlar
Basın davalarında sıradan bir hafta

İÇERİDEN

Son yıllarda cezaevinden tahliye olan dostlarımıza şöyle diyoruz: “Küçük cezaevinden, daha büyük cezaevine hoş geldin!” Türkiye’nin, komşu ülkelerin ve hatta dünyanın haline baktığımızda çok haklı bir espri bu. Ancak dışarıdaki en berbat koşullara rağmen, dışarısı her halükârda içeriden-cezaevinden elbette çok daha iyidir. Hapsedilmek insanın doğasına aykırıdır çünkü.

Bu hafta köşemize niye böyle bir başlangıç yaptık derseniz: Bir okurumuz, yani Elazığ Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Erdal Kotan, bu hafta tahliye oldu. Kendisinden iki hafta önce burada söz etmiştim. Beş yıldır cezaevindeydi. Dahası cezasının tamamen bitmesine iki yıl kalmıştı. Peki ama nasıl tahliye olabildi; kendisi anlatsın:

“Benim dosya, iki yıl İstinaf Mahkemesi’nde kaldı. Dosyayı incelemediği halde Yargıtay’a göndermiş. Orada bir yıl kadar bekleyen dosyayı, İstinaf geri istemiş. İstinaf Mahkemesi, ya katalog suçlarda daha somut delil aranmasını isteyen yeni yargı paketi düzenlemesine binaen ya da uzun tutukluluk halinden (5 yıldır içerideyim ve halen tutuklu durumdayım) beni tahliye etti. Elbette dosyanın incelenme durumunu bilemediğim için bana sürpriz oldu.”

Tahliye sevincini hazmetmeye çalışan Erdal Kotan’a hemen soruyorum: Gerçi önceki hafta içerideki koşullarınızı biraz yazmıştın. Ancak oto-sansür uyguladığın bu anlatımlarına dışarıdan neler eklemek istersin? İşte cevabı:

“Cezaevlerinde sistematik psikolojik işkence var, daha önce yazmıştım Tamamen tecrit altındaydık. Kitaplarımız verilmiyordu. Ayda sadece bir kitap alıp okumak hakkımız vardı. O da çoğu zaman yasak ya da sakıncalı diye bize verilmiyordu. Sıklıkla odalara baskın yapılıyordu ve personel maske falan takmıyordu. Aramalarda avuç içlerimize bile bakılıyordu. Gardiyanlar hep provokatif ve tahrik edici söz ve davranışlarda bulunuyorlardı. Hastaneye götürülürken tek kişilik kısımda kalıyorduk. Ring aracında hijyene dikkat edilmiyor; odaya hijyen malzemeleri verilmiyordu.

Odaların havalandırmaya açılan kapıları akşam 17:00’de kapatılıyor. Hastane dönüşü karantinaya alınan kişilerin yanına başka gün giden arkadaşlar da veriliyor. Yani karantina anlamsız hale geliyordu. Disiplin cezaları gerekçe gösterilerek infazlar yakılıyor. 26 yıldır içerde olan arkadaşlara dava açılıp örgüt üyeliğinden ceza veriliyor. Yemekler yenilemeyecek kadar kötü. Sosyal aktiviteler yok. Sadece ayda iki kez 45 dakika spor var. Ona da sadece kendi odamızda bulunan kişiler olarak çıkarılıyorduk. Kantinde istenilen malzemeler yok. Olanlar da çok ama çok pahalı. Kargoyla gelen giysiler ya renginden dolayı ya da üstünde yazı var diye içeriye alınmıyordu.”

Seydişehir T Tipi Cezaevi

Konya-Seydişehir T Tipi Cezaevi’nde bulunan Önder Korkmaz, 27 Ekim tarihli faks mesajında şöyle yazıyor: “Her yerde olduğu gibi bizim burada da 3 arkadaşın infazı yakıldı. Bir arkadaşın farklı bir dosyadan yanan infazı gerekçe gösterilerek, ikinci bir dosyasının daha infazını yaktılar. Yine bu son uygulamayla beraber bize ait kitaplarımızın değişimi tamamen durdurulmuştur. Pandemiden önceden başlayarak şu ana kadar herhangi bir hastane sevkimiz gerçekleştirilmiyor. Bu korona belası maalesef bizi de çok fazla etkilemiş bulunuyor.

Bundan iki hafta önce oda değişikliği adı altında bizleri daha önce karantina odası olarak kullanılan kirli bir odaya getirdiler. Daha önce girmiş olduğumuz açlık grevlerinden dolayı Cumhuriyet Başsavcılığı adına jandarma tarafından ifadelerimiz alındı. Bizlere herhangi bir tutanak veya bilgi verilmedi. Bu arada, meclis mesaisinin başlamasıyla beraber cezaevinde meclis genel kurullarını yayınlayan TRT-3 yayını kaldırılıp, yerine TRT-Türk kanalı verildi. Biz burada 6 arkadaşız: Mustafa Akan, Şükrü Gelir, Yılmaz Uçar, Murat Aşkan, Şiyar Fırat ve ben Önder Korkmaz…”

Antalya S Tipi Cezaevi

Tünel çalışmasının ortaya çıkarılmasının ardından Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nden sürgün edilen 80 kişi arasında payına Antalya S Tipi Cezaevi çıkan mahpuslardan biri de M. Zeki Deniz oldu. 18 Ekim 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Bize ani bir şekilde hazırlanın sevkiniz var denildi ve yarım saat sonra arabaya bindirilip Antalya S Tipi Cezaevi’ne getirildik. Şu anda bu satırları Antalya S Tipi Cezaevi’nden yazıyorum. Sana yazdığım kartta belirtmiştim. 10 Ağustos’ta hiç beklenmedik bir anda, beni Bolu F Tipi Cezaevi’nden Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ne götürmüşlerdi. Orada da, 4 Ekim 2021 günü 8 kişilik bir grupla bizi Antalya S Tipi Cezaevi’ne getirdiler. Böylece iki ay dolmadan iki sürgün yaşamış oldum. Önümüzdeki 10 Şubat’ta cezaevlerindeki 29. yılıma gireceğim. Bakalım artık daha neler yaşayacağız!”

Bayburt M Tipi Cezaevi

Bayburt M Tipi Cezaevi’nde bulunan kadim mahpuslardan Fecriye Benek, geçenlerde platinli kolunu kapıya çarpmış ve bu yüzden sadece sağ koluyla günlük yaşamını sürdürmek zorunda kalmış. Sol kolunda platin olduğu için üçüncü aşısını da sağ koluna yaptıran ve günlük yaşamda epeyce sıkıntılı günler geçiren Fecriye Benek’in, bugünlerde sağlığa tamamen kavuştuğunu arkadaşlarına buradan iletelim.

 

MEKTUBU GELENLER:

——————————–

Fecriye Benek – Bayburt M Tipi Cezaevi

M. Zeki Deniz – Antalya S Tipi Cezaevi

Talip Yakışır – Menemen T Tipi Cezaevi

Önder Korkmaz – Seydişehir T Tipi Cezaevi

Murat Aşkan – Seydişehir T Tipi Cezaevi

Şiyar Fırat – Seydişehir T Tipi Cezaevi

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Vesayet ve siyaset

Sonraki Haber

Bir demet maydanoz ve sonsuz nefret

Sonraki Haber
Zordu ama dayandı…

Bir demet maydanoz ve sonsuz nefret

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

Kürt siyaseti oyun kurucudur

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Barış adımları beklentisi sonbahara ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

DEM Parti, DBP ve KNK’den 1 Mayıs mesajı

DEM Parti’den bayram ziyaretleri: Gündem süreç

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır