Hasta tutsak Serhat Polatsoy hakkında hazırlanan sağlık raporlarında, çelişkilerin yer alması, özensizlik, eksik tanı, yer verilmeyen hastalıkların bulunması, hasta tutsakların tedavi sürecinde karşı karşıya kaldığı sorunları gözler önüne serdi
Urfa 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak yazar Mehmet Serhat Polatsoy’a ilişkin düzenlenen 2 rapor arasındaki çelişkiler ve özensizlik, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne rağmen hasta tutsakların karşı karşıya olduğunu sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. KOAH, kronik alerjik astım ve kalp kapakçığı romatizması, alerji başta olmak üzere birçok hastalığına rağmen cezaevinde tutulmaya devam edilen Polatsoy, 29 Mayıs 2025’te götürüldüğü Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi İmmünoloji Polikliniği’nde hastalıklarına ilişkin damar tıkanıklığı ve alerji teşhisinde kullanılan “KOL” testinden geçirildi. Muayene sonucu, hazırlanan raporda, Polatsoy’un “cezaevi şartlarında kalmasının tıbben mümkün olmadığı” değerlendirmesi yapıldı.
Yine 31 Temmuz 2025’te aynı hastanede göğüs hastalıkları uzmanı tarafından hazırlanan raporda Polatsoy’a ileri derece KOAH ve kronik alerjik astım tanısı kondu. 11 Ağustos, 2025’te yine aynı hastanenin heyeti tarafından muayene edilen Mehmet Serhat Polatsoy sağlık durumuna ilişkin 15 Ağustos’ta sağlık kurulu rapor düzenledi. Raporda ise Polatsoy’un kronik alerjik astım hastalığına değinilmedi, solunum yetersizliğinin ifade edildiği KOAH hastalığı için ise “hafif etkilenme” olarak tarif edildi, damar tıkanıklığı ve kalp için ise kardiyoloji bölümünün “puanlamayı gerektirecek patoloji yoktur” tespiti yaptı. Damar ve kalp rahatsızlığı, KOAH ve kronik alerjik astım hastalığı daha önce raporlanmasına ve tıbben cezaevinde kalamaz” raporu verilen Polatsoy, duruma itiraz etti. İtiraz sonucu tekrar hakkında rapor hazırlanarak bu hastalıklara kısmi olarak yer verildi.
Cezaevinde hastalık ilerledi
Yaşadığı durumu Mezopotamya Ajansı’na (MA) gönderdiği mektupla anlatan Mehmet Serhat Polatsoy, cezaevinde çok sayıda ilaç kullandığını belirterek, hastalığının cezaevindeki yoğun alerjenlere maruz bırakılması nedeniyle “alevlenme” dönemine girdiğini, bunun KOAH ve astımla birleşerek hayatını daha da zorlaştırdığını ifade etti.
Heyetin hatalıklarına değinmeden hazırladığı raporu “eksik” ve “usulsüz” olduğunu ifade eden Mehmet Serhat Polatsoy, rapora karşı yaptığı itiraza işaret etti. İtiraz sonucu çıkarıldığı heyette “Ben kronik alerjik astım, KOAH ve kalp kapakçığı hastası biriyim. İlk raporda ciddi eksikler vardı ve bu nedenle itiraz ettim. İmmünoloji doktorunun 29 Mayıs’ta yaptığı KOL testinin değerlendirilmesi gerekiyor. Ancak ikinci heyet raporunda da immünoloji bölümünün görüşü yok. Göğüs uzmanı alerji testi yapmadı, bu nedenle alerji üzerine görüş bildiremez. Bu rapor usule uygun değildir hak ihlalidir” dediğini aktardı. Polatsoy, buna karşılık heyetteki bir doktorun ise “İmmünoloji polikliniğini kaldırdık, olsa bile bu senin mahkumiyetini etkilemez” dediğini ifade etti.
Raporlar değiştirildi
Bu diyalogdan 1 hafta sonra tekrardan heyete çıkarıldığını dile getiren Polatsoy’a 10 Kasım’da heyetin raporunun kendisine iletildiğini, itirazları sonucu bu raporda, bazı değişiklikler yapılmasına rağmen, raporun hala eksik ve “zorlamayla hazırlanmış” olduğu ifade etti.
Raporlar arasında çelişki
Mektubunda raporlar arasındaki çelişkilere dikkati çeken Polatsoy bu çelişkileri şöyle anlattı:
“Kardiyoloji: İlk raporda değerlendirmesi yapılmayan kardiyoloji, 2’nci raporda puanlama yaparak EKG: NSR, EF yüzde 60, NFM şeklinde görüş bildirdi.
Göğüs hastalıkları: İlk raporda KOAH ‘hafif etkilenme’ denilirken, 2’nci raporda KOAH + alerjik astım ‘orta düzey etkilenme’ olarak tanımlandı. Ayrıca tozlu ve kirli ortamlardan uzak durması gerektiği belirtildi.
Alerjik astım: İlk raporda tamamen yok sayılan alerjik astım, ikinci raporda ‘ileri derece ve koşullara bağlı ölümcül risk taşıyan hastalık’ olarak tanımlandı. Ancak yine de immünoloji uzmanının değerlendirme ve görüşünün raporda bulunmadığı görüldü.”
‘Birçok alerjim var’
Kendisini muayene eden heyet doktorlarından birinin adının ve görüşünün raporda yer almadığını belirten Mehmet Serhat Polatsoy, bu durumu “yetkili olmayan doktor” olarak tanımladı. Polatsoy, yetkili olmayan doktorların “toz” üzerinden yaptığı yorumların bilimsel temelden yoksun olduğuna belirterek, “Benim sadece toz ve kire karşı değil, birçok alerjene karşı reaksiyonum var. 29 Mayıs’ta yapılan KOL testi değerlendirilmeden gerçekler ortaya çıkmayacaktır. Bu değerlendirmeyi yapması gereken kişi immünoloji uzmanıdır. Ayrıca yeni ve daha kapsamlı bir KOL testi yapılmalıdır. Mevcut testte her türlü toza karşı alerji olduğu açıkça görülmektedir” diye belirtti.
Hastalığını tetikleyen alerjilerin ev tozu, polen, mevsimsel çevresel toz taşınımı, hamam böceği, örümcek, nem-rutubet ve çamaşır suyu, boya, yanık, tiner gibi ağır kimyasal kokular olduğunu, cezaevinde ise hastane ve adliye mahkum koğuşlarının bu alerjenlerle dolu olduğunu dile getirdi.
Haber: Melik Varol / MA









