Ağır hasta tutsaklardan Rihan Kavak Özbek ve Selver Yıldırım’ın aileleri, hasta tutsaklar için bir an önce düzenlemeler yapılıp, serbest bırakılması ve tedavi koşullarının sağlanması gerektiğini vurguladı
Cezaevlerinde sağlık hakkına erişim engellenmeye devam ediyor. Her ne kadar uluslararası standartlar, sözleşmeler, protokoller, hasta haklarını özgürlüğü kısıtlanmış bireylerle, toplumun diğer kesimleri arasında hiçbir fark gözetmeden yerine getirmeyi zorunlu kılsa da, cezaevlerinde bulunan özellikle siyasi tutsaklara yönelik bu haklar uygulanmıyor.
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve durumları gittikçe ağırlaşan hasta tutsaklardan Selver Yıldırım ve Rihan Kavak Özbek’in ailelerinden yetkililere tahliyeleri ve insani koşulların oluşturulması için çağrı yapıldı.
‘Yaşam mücadelesi veriyorlar’
1999 yılında tutuklanarak müebbet hapis cezasına çarptırılan ağır hasta tutsak Selver Yıldırım, ciddi sağlık problemleri ile cezaevinde yaşam mücadelesi veriyor. Tutsak edilmeden önce sağ gözünü kaybeden Selver Yıldırım’ın sol gözünde ise tedavi edilmediği için görme kaybı başlamış durumda. Selver Yıldırım görme yetisini neredeyse kaybetmesinden ötürü tek başına temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor.
‘Tedavi koşullarının sağlanması gerekiyor’
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Selver Yıldırım’ın sağlık durumuna ilişkin konuşan kardeşi Rojda Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
“Ablam 25 yıldır cezaevinde tutuluyor. Sağlık sorunlarından dolayı tedavi amaçlı birçok cezaevine gitmek zorunda kaldı. Ancak çeşitli gerekçelerle ablam tedavi edilmedi. Bu 25 yıl içinde gözlerini tümden kaybetme noktasına geldi. Belirttiğimiz gerekçeler ve çeşitli nedenlerden kaynaklı olarak tedavisi yapılmadığı için şimdi bir gözü hiç görmüyor, gören gözünü de doğru ve olması gereken tedavi uygulanmadığından ötürü kaybetmek üzere ve ablam şu an bu durumdan dolayı yalnız başına ihtiyaçlarını gideremeyecek durumda. Arkadaşlarının ya da herhangi birinin yardımı olmadan günlük yaşamını idame ettiremiyor. Sadece ablam değil elbet, cezaevindeki bütün hasta tutsaklar için aynı çağrıyı yapıyoruz. Bir an önce bu konuda düzenlemeler yapılıp hasta tutsakların serbest bırakılması ve tedavi koşullarının sağlanması gerekiyor.”
‘Cezaevi koşulların birçok hastalıkla boğuşuyor’
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutsak Rihan Kavak Özbek’in yeğeni Tuba Demir, teyzesinin yıllardır cezaevinde yaşadığı sağlık sorunlarına ve beraberinde hak ihlallerine değinerek yetkililerden seslerini duymaya ve görevlerini yerine getirmeye çağırdı.
Teyzesinin 3 Mart 2016 yılından bu yana cezaevinde olan ve birçok sağlık problemiyle karşı karşıya olduğunu belirten Tuba Demir, “Cezaevi süreci öncesi bu kadar hastalığı olmayan teyzem, cezaevi koşullarından kaynaklı birçok hastalıkla mücadele ediyor. İnsani ve vicdani olmayan muamelelere maruz kalıyor o da diğer tutsaklar gibi. 11 Ekim tarihinde kolonoskopi öncesi vücudunun anesteziye uygun olup olmadığına dair yapılan testin sonucunu almak için götürüldüğü Ankara Etlik Şehir Hastanesi’nde muayene sırasında takılan kelepçenin açılmasını istemiş, fakat doktor kelepçenin açılmasının gerekli olmadığını, elle muayene yapmayacağını bu yüzden de kelepçenin açılmamasını söylemiş. Bu durum karşısında teyzem, muayenenin bütünlüklü olduğunu ve bu durumun insanlık onuruna yakışmadığını belirterek test sonuçlarına ilişkin bilgi alamadan odadan çıkmış” dedi.
‘Kas ve sinir erimesi var‘
Ağır tahriklerle tutsakların türlü sebeplerle tedavilerinin engellendiğini kaydeden Tuba Demir, tutsakların bile bile ölüme terk edildiğine dikkat çekti. Tuba Demir, “Daha öncede mamografi çekimi için cezaevinden hastaneye götürülen teyzem, koluna girmek isteyen askerle izin vermediği için tedavisi yapılmadan yeniden cezaevine götürülüyor. Teyzemin şu an kas ve sinir erimesi var, astım hastası ve zehirli guatr teşhisi konuldu, ameliyat oldu. Bel fıtığı var ve memesinde kitle olduğundan kaynaklı yılda bir kez mamografi çektirmesi gerekiyor. Aynı zamanda panik atak hastası. Ağır şartlarda tutulan teyzem bir an önce tahliye edilmelidir ve bu soruna insani ve vicdani yaklaşılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Haber: Arjin Yüksekbağ\JINNEWS