İHD Eş Genel Başkanı Nuray Çevirmen, kelepçeli muayene, tekli ring araçları ve tedavi hakkının engellenmesi gibi sorunların kronikleştiğini vurguladı
Cezaevlerinde yaşanan sorunlar ve sıkıntılar her geçen gün artarak devam ederken, yetkililer tarafından konuya ilişkin bir adım atılmış değil. Ülkede birçok kesim, cezaevlerinde bulunan tutsaklar özelinde hasta tutsakların durumunu kamuoyuna taşımış olmasına rağmen, yaşanan hak ihlalleri ile yüz yüze kalan çok sayıda tutsak bulunuyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Eş Başkanı Nuray Çevirmen, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan ağır hasta tutsak Selver Yıldırım’ın gönderdiği mektupta değindiği ihlaller çerçevesinde, cezaevlerinde sağlık ve tedavi haklarına ilişkin değerlendirmeler yaptı.
‘Yaşam hakkı ihlaline neden oluyor’
Cezaevlerinde bulunan tutsakların yaşadığı hak ihlallerini dile getiren Nuray Çevirmen, şunları söyledi:
“Her hak bağlamında, mahpusların yaşadığı çok büyük sorunlar var. Elbette yaşam hakkını ve sağlık hakkını ihlal eden sorunlar bunların başında gelmektedir. Hasta mahpusların yaşadığı sorunların pek çok boyutu var aslında. Hastane sevkleri sırasında yaşadıkları sorunlardan tutalım, sevklerin uzun sürelere yayılması, revirlere bile aylar sonra çıkarılmaları, ilaçların temininde ve beslenmede yaşanan problemler gibi birbirini tetikleyen sorunlar var. Uzun süre tedavi edilmeyen bu sorunlar kronikleşiyor ve yaşam hakkı ihlaline neden oluyor.”
Ring işkencesi
Son dönemde özel olarak yaşanan en büyük sorunların, sağlık hakkının tamamen ihlal edilmesiyle ilgili kelepçeli muayene ve tekli ring araçları olduğunun altını çizen Nuray Çevirmen, “Mahpuslar tekli ring araçlarıyla sevk ediliyor. Daracık, bir kişinin sığabileceği kadar bölmelerden oluşmuş yerlerde, kimi zaman aşırı sıcak ya da aşırı soğuk kapalı kutuların içinde saatlerce beklemek zorundalar” diye aktardı
Hastanede ayrımcı tutumlar
Muayene sırasında tutsakların ayrımcı politikalarla karşı karşıya kaldığını söyleyen Nuray Çevirmen, bu konuda hekimlerin üstlerine düşeni yerine getirmediğini dile getirerek, “Kelepçeler açılmıyor. Hekimler tarafından kelepçelerin açılmaması, hasta haklarının ihlal edilmesi demektir. Hekimler, kim olursa olsun, ayrım gözetmeden sağlık hakkını korumakla yükümlüdür. Bu nedenle kelepçeli muayeneye birinci elden karşı çıkması gereken kişiler hekimlerdir. Ancak muayene sırasında hekim tarafından da problem yaşanıyor. Soru-cevap şeklinde teşhis konuluyor ve uzun sürelere yayılan sevklerin yanı sıra muayeneyi engelleyen bir süreç işlediği için herhangi bir iyileşme sağlanamıyor” ifadelerini kullandı.
Muayene olmadan geri dönüşler
Son olarak ağır hasta tutsak Selver Yıldırım’dan hak ihlallerine ilişkin bir mektup aldıklarını belirten Nuray Çevirmen, şu bilgileri verdi:
“Selver Yıldırım, hasta mahpus listemizde yer alıyor ve gözleriyle ilgili çok ciddi sorunlar yaşıyor. O da Şehir Hastanesi’nde, muayene esnasında kelepçeli muayeneyi ve tekli ring aracıyla götürülmeyi reddettiği için sıkıntılarını dile getirdi. Ancak açılmayan kelepçe nedeniyle muayene olamadan yeniden cezaevine dönmek zorunda kaldı. Özellikle kadın mahpusların bu tür sorunlarla karşılaştığını biliyoruz. Bu uygulamalardan kaynaklı, çoğu zaman kadın mahpuslar muayene olamadan cezaevine dönmek zorunda kalıyorlar.”
Yaşanan tüm ihlallerin gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Nuray Çevirmen, “Sağlık, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına çok büyük görevler düşüyor. Sağlığı ortadan kaldıran bu uygulamaların mutlaka son bulması gerekiyor. Ancak bunu sağlayacak koşulları oluşturabilecek meslek ve sağlık örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve hukukçuların, bu ihlaller temelinde mutlaka başvurular yapması gerekiyor. Bu ihlallerin son bulması için ortak bir mücadele yürütülmesi şart” diye ekledi.
Haber: Arjin Yüksekbağ \ JINNEWS