• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Ağustos 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Hastalanmış siyaset

9 Haziran 2020 Salı - 00:05
Kategori: Yazarlar

Salgın nedeniyle evlere kapanmak zorunda kalan dünya halkları tekrar sokaklara döndü, meydanları doldurdu. Hastalık riskine rağmen harekete geçti insanlar. Çünkü acil bir durum oluşmuştu. Önce ABD’de başladı protestolar. George Floyd adlı bir siyah ABD yurttaşının polis tarafından işkenceyle öldürülmesi üzerine siyah Amerikalılar ve onlarla birlikte toplumun her kesiminden ırkçılık karşıtları ayaklandı. Ülkenin her şehrinde süren gösteriler, birkaç gün sonra dünyanın diğer birçok kentindeki ABD’deki ırkçılıkkarşıtlarıyla dayanışma mitinglerine de yol açtı.

Toplumsal mücadeleler sonucunda bugün dünyada bir insanlık suçu olarak kabul edilen ırkçılık maalesef belli ülkelerde ve belli gruplar içinde hâlâ devam ediyor. Kanunen yasaklanmış olsa da, sadece sokakta değil devlet kurumlarında, siyasi partilerde de ırkçı ideoloji sıklıkla kullanılan bir iktidar aracı hâlâ birçok ülkede. Türkiye’de resmi ideoloji ve nüfusun geniş bir kesimi bu ülkede ırkçılık diye bir şeyin olmadığını iddia eder. Ancak yakın tarihe bakmak, Türkiye’de ırkçılığın nasıl köklü olduğunu, nasıl giderek yayıldığını ve iktidarlar tarafından nasıl çok kullanıldığını görmeye yeter.

Son yıllarda AKP-MHP koalisyonu bir anomi halinde yönetiyor ülkeyi. Anomi kavramı, kısaca sosyal düzenin işlememesi, bozulması durumunda ortaya çıkan bir normsuzluk ve kuralsızlık durumunu ifade etmek için kullanılır. Bir ülkede kuralsızlık ve normsuzluk olunca da, ırkçılık serbest kalıyor haliyle. Bugün Türkiye’de yargı siyaset tarafından kuşatılmış durumda. Bu yüzden kurallara, yasalara en fazla bağlı kalması gereken yargı kurumları tam bir kuralsızlık içine düşmüştür. Irkçılıkla mücadele etmesi gereken yargı, özellikle Kürt siyasetçilerin davalarında adeta ırkı kıstas olarak alır olmuştur. Ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ne Anayasa Mahkemesi yerel mahkemelerin ırk bazında verdiği kararları değiştirebiliyor. Çünkü iktidar Kürtler’e karşı düşman hukuku uygulanması yönünde bir tavır almaktadır.

Geçen hafta TBMM’de üç siyasetçinin milletvekillikleri düşürüldü. İkisi HDP’den biri CHP’den. Üçü de tutuklanıp cezaevine kondu. Ancak ertesi gün CHP’li Enis Berberoğlu corona tehlikesi nedeniyle cezaevinden çıkarılıp ev hapsine gönderilirken, HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları için geçerli görülmedi bu hastalık riski. Yargının Kürtler’e düşman hukuku uyguladığını net olarak gösteren bir olay daha tarihe geçmiş oldu böylelikle.

Salgın başladığından beri demokrat kamuoyu, cezaevlerindeki siyasi tutsakların hayatlarının tehlike altında olduğunu gündemde tutmaya çalışıyor. Ama yeni infaz paketinin kapsamı dışından bırakılan siyasi tutsakların hiçbiri coronavirüs riski nedeniyle ev hapsine gönderilmedi. Çeşitlik hukuk komploları ve bolca yargı bürokrasisi ile bir şekilde içeride tutuldular. Bunların arasında yine çok sayıda HDP’li milletvekili ve belediye başkanı bulunuyor.

Ama özellikle bu son olay ülke nüfusunun büyük kesiminde vicdanları sızlatmış olmalı. Çünkü manzara çok nettir. Türk vekilin hayatı kıymetli, Kürt vekilin değildir. Tabii yargıya göre böyle bu. Burada da işte normsuzluk devreye giriyor. Yaşam hakkı ve sağlığa erişme açısından yurttaşların eşit olması sadece hukuki değil aynı zamanda vicdani bir normdur. Ancak ırkçılığın had safhaya geldiği bir yerde, bu norm da kaybolur. İşte bugün AKPMHP iktidarının ülkeyi getirdiği durum budur: Kuralsızlık ve normsuzluk. Irkçılığın en kolay gelişip yayıldığı ortam. Bütün dünya halkları bugünlerde ırkçılığı protesto ederken, Türkiye’de ülkenin milyonlarca yurttaşının oy verdiği bir partinin seçilmişlerine yargı eliyle, ırkçılıkla beslenen düşman hukuku uygulanabiliyor hâlâ.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ortak payda doğa

Sonraki Haber

Kaçışın entelektüel dili

Sonraki Haber

Kaçışın entelektüel dili

SON HABERLER

SİP/TKP’nin son hezeyanları üzerine

SİP/TKP’nin son hezeyanları üzerine

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Ceza, cezaevleri ve ertelemeler

Ceza, cezaevleri ve ertelemeler

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

AİHM katliamı ‘görmezden’ geldi

AİHM katliamı ‘görmezden’ geldi

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

On binlerin yürüyüşü

‘Gizli’ toplantının açık mesajı

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Bir bilgeye vefa kitabı

Halkın ekmeğidir adalet

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Yalnız ekonomi mi?

Hatasız ülke

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Zelenski: Putin, savaşı sürdürmek için hazırlık yapıyor

Zelenski: Acil bir ateşkes olmasını umuyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır