Sosyalist Enternasyonal’ın toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Abdullah Öcalan’ın ‘Bu çağrı bir yandan Türkiye için, öte yandan dünyada sosyalist enteryonalist bir perspektifle mücadelenin büyütülmesi içindir’ mesajını paylaştı
İstanbul’da Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı sürüyor. Toplantıda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 3 Mayıs’ta hayatını kaybeden DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder’i anarak, “Sosyalist mücadelenin önemli neferlerinden ve Türkiye’nin barış mücadelesi konusunda sembol haline gelmiş Sırrı Süreyya Önder’i anıyorum” dedi.
‘Büyük risk’ uyarısı
Bölgedeki çatışma ve savaşlara değinen Tülay Hatimoğulları, “Küresel ölçekte büyük risklerin ve felaket dinamiklerinin ne kadar yakın ve yakıcı olduğunu hepimiz çok ağır bir şekilde hissediyoruz. 20. yüzyıldan 21. yüzyıla devredilen uğursuz sömürgecilik mirası üzerinden Ukrayna, Rusya, Suriye, Lübnan, Gazze, Filistin ve bölgedeki birçok ülke savaş ve çatışmaların etkisi altındadır ve bunun sonucu olarak milyonlarca insan yersiz ve yurtsuz göç yollarını tutmak durumunda kalmıştır” dedi.
‘Filistinde insanlık dramı yaşanıyor’
Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi: “Suriye’de bir rejim değişikliği gerçekleşti ve Şam yönetimine HTŞ’nin El Nusra, El Kaidenin uzantısı bir yapı gelmiş bulunmaktadır. Bu hükümetin şuanki haliyle Suriye’nin güvenliğini ve demokrasisini sağlama ihtimali yoktur. Çünkü sınavını kötü vermektedir. Durziler katledildi, Arap Aleviler katledildi. Arap Alevi kadınlar kaçırıldı ve 21. yüzyıl da adete köle pazarında satılır hale geldi. Hristiyanların katledildiği ve kutsal mekanlarına saldırıldığını gördük. Radikal İslamcı ideolojik yapı Suriye’de kadınlar içinde çok büyük bir tehlikedir. Ilımlı İslamcılık adı altında batılı hükümetlerin destek verdiği bu rejimlere karşı çok daha fazla uyanık davranması önemli. Bunların ılımlı İslam adı altında aslında radikal İslamcılık yaptıklarını özellikle belirtmek isterim.”
İsrail’in Filistin’e dönük saldırılarına dikkati çeken Tülay Hatimoğulları, “Filistin’de bir insanlık dramı yaşanıyor. Filistin meselesi büyük bir insanlık meselesidir, bu konuda çok net bir tutum alınmalıdır” dedi.
Öcalan’ın mesajı
Tülay Hatimoğulları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” yaptığına işaret ederek, Öcalan’ın “Türkiye’nin demokratikleşmesinin dışında bir çarenin olmadığını” söylediğini kaydetti. Tülay Hatimoğulları, Öcalan’ın “Kürtler başta olmak üzere Türkiye’de yaşayan bütün farklı halkların ve inançların, eşit yurttaşlık temelinde haklarına sahip olmasını” da vurguladığını kaydetti. Tülay Hatimoğlulları, “Bir vurgu daha var, İmralı’ya gittiğimde açıkça bizlerle paylaşmıştı. O da şuydu: ‘Bu çağrı bir yandan Türkiye için, öte yandan dünyada sosyalist enteryonalist bir perspektifle mücadelenin büyütülmesi içindir. Bu anlamıyla yapısal dönüşüm içindir de” diye kaydetti.
PKK’nin kongre kararları
Tülay Hatimoğulları, çağrı sonrası PKK’nin kongresini topladığını hatırlatarak, şunları belirtti: “Bu tarihi dönemeç sadece Türkiye için değil, bölgenin tamamını rahatlatacağına dair sonsuz inancımız var. O nedenle bu konuda sizlerden çok güçlü dayanışma ve destek beklediğimizi özellikle belirtmek isterim. Demokratikleşen ve iç meselelerini önemli bir oranda çözmüş bir Türkiye’nin bölgede yaşanan krizlere daha güçlü bir destekle öncülük edeceğine inanıyoruz. Uluslararası siyaseti de son derece rahatlatacak adımdır.
Dayanışmayı yeniden üretebiliriz
Küresel ölçekte yaşan çoklu krizler gittikçe derinleşmektedir. Aşırı sağın ve şovenizmin biçimlendirdiği bir dünyanın çok daha derin krizler üreteceği açıktır. Bu nedenle derinleşen krizler karşısında köklü ve tutarlı çözüm modelleriyle, mücadele yöntemleriyle yol almamız gerekiyor. Her platformda totaliter rejimlere ya da toplumsal haksızlıklar karşısında verdiğimiz mücadelelerle bir aradayız, omuz omuzayız dayanışma içindeyiz. Felaket kapitalizmine karşı savaşa sömürgeciliğe diktatörlüğe, faşizme ve emperyalizme karşı, iki yüz yıllık bir dayanışma geleneğini yeniden üretebiliriz, buna ihtiyacımız var.
Küresel barış blokuna ihtiyaç var
Ezilen ve sömrülenlerin hak ve adalet mücadelesi programı etrafında aynı zamanda barış mücadelesini yükseltmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Küresel ölçekte savaş riskleriyle karşı karşıya olduğumuzu bütün konuşmacılar ifade etti. Gelin enternasyonalist bir barış mücadelesini bütün dünya ölçeğinde hep birlikte örgütleyelim. Filistinden Kürdistan’a, Kongo’dan Ukrayna’ya savaşlarda en çok zarar gören halkların eşitlliğini esas alan küresel bir barış blokuna hepimizin çok ihtiyacı var.”
Kaynak: MA