• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
25 Aralık 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Hatırlama fragmanlarından karşı-hafıza peyzajının inşasına 1915 -VIII-Adnan Çelik

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
2 Haziran 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

2012 yılında doktora eğitimim kapsamında Paris’e gittim ve 1990’lı yıllarda Kürtler arasında yaşanan çatışmaları çalışmaya karar verdim. Tez için 2013-2015 arası dönemde Kulp, Lice ve Silvan’da saha araştırması yürüttüm. Yöntem olarak geniş bir etnografik araştırma kapsamında sözlü tarih görüşmeleri yapıyordum. Bu süreçte her üç ilçede her yaştan yüzün üzerinde kişi ile görüşmeler yaptım. Saha araştırması boyunca ilk dikkatimi çeken şey 1915’in insanların hafızasında hiç de uzak bir tarih olmadığıydı. 90’ların bütün şiddeti bir şekilde Ermenilere, 1915’e bağlanıyordu. Özellikle Şeyh Said direnişine dair hafıza çok canlıydı ve bu da “em şîv in hûn paşîv in” sözüyle Ermeniler ve Kürtler arasında Ermeni soykırımı aracılığıyla bir mağduriyet sürekliliği kuruyordu. Ayrıca 1915’teki şiddetin düzeyi öyle bir noktadaydı ki daha sonraki süreçlerde Kürtlere yönelik devlet şiddetinin ne kadar korkunç olduğunu vurgulamak için hep bu tarihe referans veriliyordu.

Kürtlerin, 1915’teki failliklerinin ceremesini çektiğine dair bir fikir birliği vardı. Görüşmecilerimin anlatılarında aileler, aşiretler veya köyler arası çatışmalarda 1915’in sonuçlarının etkisi sürekli hissediliyordu. Örneğin 2013’te saha araştırmamı yürüttüğüm dönemde Silvan’da çıkan arazi kavgasında ilçenin en büyük bey ailelerinden birisine mensup sekiz kişi başka bir aile üyeleri tarafından öldürüldü. Sadece bu olayın kendisi bile bu köydeki arazilerin akıbeti ile ilgili tarihi 1915’e giden bir gasp mücadelesinin aylarca Silvan’da konuşulmasını sağladı. Çünkü görüşmecilerin söylediğine göre bu köydeki arazilerin çoğu Ermenilerden kalmaydı. 1890’larda başlayan ve 1915’te Ermenilerin tehcir edilmesi ve katledilmesi sonrasında 1916’da Atatürk’ün kirvesi olan Sadık Bey’in bu köye el koyduğu anlatılıyordu. Görüşmecilerin anlatımına göre 1970’lerde topraksız köylüler bu köydeki arazileri işletmeye başladılar. Anlaşmazlık büyüdü ve nihayet 2013’te büyük bir katliamla sonuçlandı. Görüşmecilerin çoğu aynı aileden sekiz kişinin bir gün içerisinde öldürülmesine çok üzülseler de geçmişe dair anlatıyı kurarlarken bu olayı bir “ilahi adalet” temelinde çerçevelendiriyorlardı. Dediklerine göre bu katliamla birlikte bey ailesinde sadece iki erkek mensup kalmıştı ve ailenin soyu “kuruma noktasına” gelmişti. Bu trajik sonu bey ailesinin Ermenilere yönelik haksızlığının bir bedeli olarak yorumluyorlardı ve benzer sonu yaşayan çokça bey ve ağa ailesini örnek gösteriyorlardı. (Bu örneklerin bazılarının tarihsel gerçekliği yoktu fakat bu yönlü bir anlatım bir yandan ağa ve beylerin sınıfsal temsillerine dair oluşan algıyı; öbür yandan da Kürt Sol hareketlerinin 1970’lerden beri bu kategorideki aktörlere yönelik geliştirdiği eleştirel perspektifin toplum düzeyindeki güçlü alımlanışıyla ilgiliydi.)

Yine aynı dönemde Kulp’ta da Ermenilerle ilgili hafıza yeniden kahve köşelerinde, dost sohbetlerinde sürekli geri çağrılmaktaydı. Çünkü Kulp’a ilk kez kadastro giriyordu. Hızlı yapılaşmanın yaşandığı ilçe merkezindeki arazilerin neredeyse yarısı birkaç Müslümanlaş-tırıl-mış Ermeni ailesi ve yazı dizisinin önceki kısımlarında bahsettiğim Laz Süleyman Çavuş’a aitti. Daha doğrusu kendisinin 1920’lerde gasp ettiği arazilerdi. Fiyatı milyonları bulan arsaları bu ailelerin varisleri satıyordu. Bunun üzerinden sürekli Kulp’taki hangi arazisinin kime ait olduğu, soykırım sonrası kimin eline geçtiğine dair bir tartışma yürüyordu.

Kulp, Lice ve Silvan’daki bir diğer gündem ise definecilikti. Özellikle Kulp’un Xiyan bölgesindeki bir köyde bulunan tarihi eserlerin yakalanması sonrasında definecilik ciddi bir canlanma yaşadı. Detektör fiyatlarının ucuzlaması, jeneratörlerle çalışan matkapların taşınma kolaylığı, patlayıcı maddelerin ucuzluğu da özellikle genç kuşaktan insanları defineciliğe yönlendirmede son derece etkili oldu. Her yerde sürekli yakalanan ve karakolda ifadesi alınıp serbest bırakılan define ekipleri vardı. Bu ekipler özellikle 1915 öncesi Ermeni nüfus yoğunluklu bölgelerde define arıyordu. Hatta Kulp’un kuzeyindeki köylerde saha araştırmamı yapmak için bana destek olan bir arkadaşım oraya giderken hiçbir şekilde Ermenilerle ilgili soru sormamamı ve Fransa’dan geldiğimi söylemememi tembihlemişti yol boyunca. Zira Fransa ve Ermeniler hemen oraya define aramaya gitmişiz izlenimi uyandırabilirdi. Bu definecilik furyası döneminde ayakta kalabilmiş bazı eski manastır ve kiliseler son derece tahrip edildi veya üzerlerine camiler inşa edildi. Çoğu zaman buradaki asıl amaç da kilise veya manastırın camiye çevrilmesi esnasında define aramaktı.

Velhasıl 2013-2015 döneminde saha araştırmamı yürüttüğüm Kulp, Lice ve Silvan’da, Ermenilerin fiziksel olarak yokluğunun dışında her şeyiyle varlıklarını hatırlatan bir musallat iklimi oluşmuştu ve geçmiş bu defa aile, aşiret veya köy ile sınırlı alanları aşarak daha geniş bir kamusal alana taşmıştı.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

2026 bütçesinde harcamalar ve vergiler

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Halkın sanatçısı olmak

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

2026 bütçesinde harcamalar ve vergiler

Kimse kendini kandırmasın: asgari ücrete gerçekte zam yapılmadı!

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

2026 yılında geçerli olacak asgari ücret; Hükümet ve işveren sendikası tarafından tek taraflı olarak 28,075 TL olarak belirlenerek 10 milyona...

Paradigmanın iki temel ayağı 

Paradigmanın iki temel ayağı 

Yazar: Bedri Adanır
24 Aralık 2025

Sayın Öcalan’ın bütüncül hukuk, barış hukuku ve demokratik entegrasyon kavramları; tek tek alındığında değil, ortaya koyduğu paradigmanın bütünü içinde okunduğunda...

Sonraki Haber

Esir askerler için bir çağrı-Yannis V. Yaylalı

SON HABERLER

Özgür Basın’ın Hocası Hüseyin Aykol: 70 yaşında, 70 gündür direniyor

Özgür Basın’ın Hocası Hüseyin Aykol: 70 yaşında, 70 gündür direniyor

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
25 Aralık 2025

Abdullah Öcalan: Bu süreç Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımını sağlayan inşa sürecidir

Abdullah Öcalan’dan mesaj: Demokratik İslam, Medine Vesikası’nın ruhuna dönmektir

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Hatimoğullar, İslami Araştırmalar Federasyonu’nun kongresinde konuşuyor  CANLI

Hatimoğullar, İslami Araştırmalar Federasyonu’nun kongresinde konuşuyor CANLI

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Sadettin Saran adliyeye sevk edildi

Sadettin Saran adliyeye sevk edildi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
25 Aralık 2025

Yaşam kuşatma altında: Berxwedan jiyan e

Yaşam kuşatma altında: Berxwedan jiyan e

Yazar: Yeni Yaşam
25 Aralık 2025

Balıkçılar 120 gündür nöbette: Geçim kaynağımızı almayın

Balıkçılar 120 gündür nöbette: Geçim kaynağımızı almayın

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

İHD Şube Başkanı: Raporlar çözüm konusunda eksik

İHD Şube Başkanı: Raporlar çözüm konusunda eksik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır