Tutuklu Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir, gazetemize gönderdiği mektupta 3. Havalimanı’nda yaşananları anlattı. Demir, ‘Bataklık üzerine dökülen kumların altında kalan işçilerin akıbeti hala meçhul. O bataklık öldürülmüş işçilerle mi dolduruldu?’
Yadigar Aygün / İstanbul
İş cinayetleri ile sık sık gündeme gelen 3. Havalimanı’nda 2018’de yapılan direniş başta olmak üzere yürüttüğü birçok sendikal faaliyet gerekçe gösterilerek tutuklanan DİSK’e bağlı Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir, 3. Havalimanı inşaatında yaşanan iş cinayetlerini ve işçilerin yaşadığı baskıları Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut aracılığıyla gazetemize gönderdiği mektupla anlattı.
‘Emir büyük yerden geldi’
Demir, 3. Havalimanı inşaatının hızlıca yukarıdan gelen emir ile açıldığını yazdığı mektupta şunları dile getirdi : “Tarih 29 Ekim Türkiye Cumhuriyet Bayramı kutlamaları var. Gayet normal olan bu kutlamalar 29 Ekim 2018 tarihinde o gün alışılmışın dışında çıkıp Cumhuriyet kutlamaları değil gündem İstanbul 3. Havalimanı’nın açılışı oldu. Bilinmesin diye her türlü hukuksuzluk yapıldığı havalanın inşaatının canlı tanığıyım. Görünen o dev havalimanı inşaatı devam ederken yüzlerce işçi öldü. En az iki üç katı iş kazası sonucu sakat kaldı. Havaalanı bitirilecek emir büyük yerden denilip hiçbir güvenliği olmadan geceli gündüzlü işçiler piramit işçileri gibi çalıştırıldı.”
‘Ölmemek lütuftu’
İnşaatta her gün iş cinayetlerinin yaşandığının altını çizen tutuklu Demir, “Her gün bir işçi ölüyordu. İşçilerin başında usta başları değil polisler bulunuyordu. Yabancı uyruklu işçiler daha fazla çalıştırılıyor eğer bir kazada ölürse ölümü dahi bilinmiyordu. Dışarıya bilgi çıkışı kesinlikle yasaktı. Bu kötü çalışma koşullarını anlatmaya çalışan işçiler birer birer işten atılıyordu. Polisin de fişlemesiyle bu durumları basına dahi kimse veremedi. Kazaların sıradanlaştığı şantiyede ölmemek lütuftu” diye yazdı.
‘Cenazelere şahidim’
Demir, havalimanında cenazelere şahit olduğunu ve hala cenazelerin olabileceğine şu sözlerle dikkat çekti: “Şantiyenin her noktasında olan polis tüm kazalara, insanlık dışı yaşama şahitti. İnşaat bitirilecek emri aldıklarında neredeyse polisler inşaat yapacaktı. Polis zoruyla işçiler çalıştırılıyor. Özellikle Suriye, Pakistan, Afganistan, Özbekistan uyruklu işçiler geldikleri ülkelerine geri gönderilme tehditi ile düşük ücretlere ölümü pahasına çalıştırılıyordu. Kaç tane yabancı uyruklu işçinin öldüğü bilinmiyor. Türkiye vatandaşı olmamaları ölümlerini gizlemekte kolaylık sağlıyordu birilerine. Hala havalimanı inşaatında cenazesi bulunamayan işçiler vardır. Bataklık üzerine dökülen kumların altında kalan işçilerin akıbeti hala meçhul. Kimse şunu sormadı. O bataklık öldürülmüş işçiler ile mi dolduruldu? Kaç işçi öldü? Tesadüfen bulunan iki cenazeye şahidim. Hiçbiri duyulmadı. Aileleri bile nasıl öldüklerini bilemedi.”
‘Baskı ile bitirilmek istendi’
İşçilerin yaşadığı baskıları anlatan tutuklu Demir, “Polis, işçilerin iş bırakmasıyla zorla şantiye sahasında tutmak için gece işçilerin kaldığı barınakları basıp 600 işçiyi gözaltına aldı. 24 işçiyi cumhurbaşkanına hakaret ve suçlamalarla tutukladılar. İşçi avı derken DİSK Dev Yapı-İş Sendikası’nın başkanı Özgür Karabulut’a DİSK binasının önünde göz altına alındı. Gözaltı furyasına dahil edildi. Havaalanı kimine göre gurur kaynağıyken işçiye anıt mezar oluyordu. Sadece işçi olan inşaat işçileri bir- çok suçlamayla suçlandı. Her bir işçi vatan haini devlet düşmanı provokatör olmakla suçlandı. O tarihte havalimanının bitmesi imkansızdı ama her gün bitecek deniyordu. Nitekim o tarihte bitmedi sadece bir kısmı bitti. İktidar için gösteriş başlamış oldu” dedi.
‘Sorumlusu iktidardır’
İş cinayetlerinin sorumlularına işaret eden Demir, “Şimdi havaalanı deyince aklınıza ne mi geliyor. Sırf gösteriş için işçi cinayetleri. Evine gidemeyen onlarca işçinin katili geliyor. Sırf ölmeden köye gitmem diyen amelelik yapan yüz binlerce üniversite mezunları. İşçiler bir daha evine hiç dönemediler. İş cinayetlerinin sorumlusu gözü doymayan çılgın projeleri uğruna işçilerin ölümünü gizleyen iktidardır” diye yazdı