Seçim sonuçlarına dair açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Sezai Temelli, “Halk oylarıyla kimi seçeceğine karar vermiştir. Burada yapılması gereken tek şey YSK bu sonuçları kabul etmek zorundadır” dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, iktidarın seçim sonuçlarına müdahalesi ve yarattığı belirsizliğe dair partinin İstanbul il binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ilk olarak konuşan Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İran’ın Loristan kentinde meydana gelen sel faciasından kaynaklı yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. Buldan, mağdurlara parti olarak her türlü desteği vereceklerini söyledi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlatmış olduğu açlık grevine dikkat çeken Buldan, açlık grevinin kritik bir aşamaya geldiğini ifade etti. İmralı tecridinin kaldırılmasını talep etmenin meşru bir talep olduğunun altını çizen Buldan, “AKP iktidarının bu talepler karşısında sessizliğini korumasını da kınıyoruz. Yaşanan ölümler karşısında hükümetin acil olarak adım atmasını ve Sayın Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüşünün önünün açılması gerekiyor” dedi.
‘Hukuksuzluklara yenileri ekleniyor’
Konuşmasına seçim sonuçlarıyla sürdüren Buldan, çok büyük usulsüzlük ve hukuksuzlukların yaşandığı bir seçimi geride bıraktıklarını belirterek, “Aslında Türkiye Cumhuriyeti tarihinde baktığımız zaman hiçbir dönem bu dönem olduğu kadar hukuksuzlukların yapıldığı görülmemiştir. Bundan önceki seçimler her ne kadar birçok usulsüzlüğe tanıklık etmiş olsak bile bu kadar kinin ve nefretin, bu kadar öfkenin yoğunlaştığı bir süreci ilk defa bu seçim sürecinde yaşadık. Bununla birlikte seçimlerin üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen hala birçok yerde seçimlerin sonuçlandırılmamış olması kazanan belediye başkanlarına mazbatalarının verilmemesi, yapılan itirazların kabul edilmemesi de yapılan hukuksuzluklara yenilerin eklenmesidir” ifadesinde bulundu. Muş başta olmak üzere HDP’nin kazanmış olduğu çok sayıda yerin usulsüzlük ve hileyle ellerinden alındığını söyleyen Buldan, “AKP’nin yaptığı itirazların kabul edilip, HDP’nin yaptığı itirazların reddedilmesin çifte standarttır. Bu da HDP’ye karşı yeni oyunların oynandığının göstergesidir” diye belirtti.
‘Şırnak’ı kazanmadınız, gasp ettiniz’
Şırnak, Beytüşebab, Uludere, Çukurca, Şemdinli, Malazgirt, Viranşehir gibi yerlerde halkın iradesinin gasp edildiğini vurgulayan Buldan, şöyle devam etti: “Şırnak seçmen sayısının çok çok üstünde bir taşıma ile ‘Şırnak’ı HDP’nin elinden aldık’ demenin çok akla ziyan bir açıklama olduğunu belirtmek isterim. Siz dışardan 12 bin seçmeni Şırnak’a götüreceksiniz, Şırnak’ta 142 belgesiyle asker ve polisler oy kullanacak, ondan sonra da ‘Biz Şırnak’ı kazandık’ diyeceksiniz. Hayır, Şırnak’ı kazanmadınız, Şırnak’ı gasp ettiniz. Dolayısıyla halkımızın bu gerçekleri çok iyi bilmesini özelikle belirtmek isterim. Yine Muş’ta 2 bin 500 oyun geçersiz sayıldığı ve çok cüzi bir oyla AKP’nin kazandığını görüyoruz. Ve Muş’ta il seçim kurulu başta olmak üzere ilçe seçim kuruluna yapılan itirazların reddedildiği, bununla sınırlı kalmayıp, seçim sonuçları hala belli olmayan bir yerde mülki amirlerin, valilerin AKP’li belediye başkanlarını önceden kutlaması bu oyunun çok açık bir göstergesidir. Yine Muş’un Malazgirt ilçesinde 3 oyla AKP’nin kazandığı, bizim 250 oyumuzun geçersiz sayıldığı, buna rağmen yaptığımız itirazların reddedilmesi yine HDP’ye kaybettirme, HDP’nin bölgede oylarının eridiğine dair yapılan açıklamaları kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum.”
‘Halk oylarıyla kimi seçeceğine karar vermiştir’
Muş’ta oylarına sahip çıktıkları gibi İstanbul’da da oylarına sahip çıkacaklarını ifade eden Buldan, “Bugün İstanbul’da aslında çok büyük bir farkla CHP’nin kazanmış olduğu bir yerde hala sayımların devam etmesi, seçimlerin sonuçlanmaması AKP iktidarının seçim sarhoşluğu ve iktidarı bırakmama gibi bir yaklaşımı olduğunu bize gösteriyor” dedi. YSK bir an önce devreye girmesi gerektiğini kaydeden Buldan, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı’nın ‘Patron YSK’dır’ sözünü de eleştirerek, burada patron halktır, halktır. Halk kararını vermiştir, halk seçimini yapmıştır. Halk oylarıyla kimi seçeceğine karar vermiştir. Burada yapılması gereken tek şey YSK bu sonuçları kabul etmek zorundadır. Formalite olarak bir şekilde sonuçları belirleyip, mazbataları tüm belediye başkanlarına ve eşbaşkanlarına vermek zorundadır. Bir an önce YSK bu görevini bir an önce yerine getirmelidir. Bir an önce sonuçlar açıklanmalıdır. Özellikle HDP’nin yaptığı itirazlar kabul edilmelidir. Biz biliyoruz ki itiraz yaptığımız tüm yerlerde biz kazanmışız. YSK’ya çağrımızı yeniliyoruz ve seçim sonuçlarının Türkiye halklarıyla bir an önce paylaşılmasını ve tüm belediye başkanlarının mazbatalarının verilmesi istiyoruz.”
‘Bir an önce bu hukuksuzluk ve adaletsizliğe son verilmeli’
Ardından konuşan Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ise, binlerce kişinin açlık grevinde olduğunu belirterek, “Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinde açlık grevleri sürüyor. Şu ana kadar 8 insan yaşamını yitirdi. İktidarın duyarsızlığı devam ediyor. Çağrımızı yeniliyoruz. Mutlak tecrit son bulmalı. Talepler görmezden gelinerek iktidar bu ölümlerin önünü açıyor. Bu yasal bir taleptir. Mutlak tecrit 5 Nisan 2015’ten bu yana başladı. Mutlak tecrit ile hukuksuzluk, adaletsizlik artarak devam etti. Bir an önce bu hukuksuzluk ve adaletsizliğe son verilmelidir” çağrısında bulundu.
‘Sonuçlar ortadadır’
Seçim sonuçlarını yok sayan bir aklın devrede olduğunu vurgulayan Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün seçimler sonuçlandı. Seçim sonuçları çok net olmasına rağmen hukuksuzluk kendisini yeniden yeniden dayatmaktadır. Kampanya boyunca fazlasıyla muhatap kaldığımız tehdit dili, hakaret, nefret söylemi seçim sonrasında da devam etmektedir. Seçim sonuçlarının kesinleştiği yerlerde mazbataları verilmesi yerine, sonuçları yok sayan bir aklın hala devrede olduğunu görüyoruz. Bugün kazandığımız birçok yerde akla sığmayacak itirazların dile getirildiği, hatta seçimlerin yenilenme talebinin ortaya çıktığını görüyoruz ki oysa burada YSK’ya çok önemli bir iş düşüyordu. Anayasa’ya uymak, hukuka uymak. İlkeli, anayasa ve hukuka uygun bir tavır sergilemeliydi. Yapması gereken şuydu, Seçim sonuçlarına baktığında kazananla ikinci arasında ki fark geçersiz oylardan fazla ise mazbataları teslim edebilirdi, fark geçersiz oylardan az ise itirazı kabul edebilirdi. Çifte standart yerine hukuk standartıyla hareket edebilirdi. Türkiye’yi bu tartışmaları kurtarabilirdi. “Sonuçlar ortadadır. Muş’ta hakkımız gasp edilmektedir, Malazgirt’te, Viranşehir’de, Tatvan’da gasp ediliyor. Aynısı İstanbul’da yapılıyor. Bunun önüne geçmek YSK’nin elindedir. ”
HABER MERKEZİ