Urfa ve Antep’te son günlerde 111 Kürt siyasetçinin gözaltına alınıp, 55’inin tutuklanmasını değerlendiren HDP Milletvekili Ömer Öcalan, “HDP’yi demokratik siyasetin dışında bırakmak istiyorlar” dedi
Urfa ve Antep’te Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) yönetici ve üyelerine yönelik son günlerde polis yaptığı baskınlarında 111 kişi gözaltına alındı. Adli makamlara sevk edilen 111 kişiden 55’i “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla tutuklandı. Tutuklananlar arasından HDP il ve ilçe eşbaşkanları, yöneticileri, belediye meclis üyeleri, kanser hastası, görme engelli ve yaşları 60 üzeri olan yurttaşlar da bulunuyor. HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, her iki kentte Kürt siyasetçilere dönük gözaltı ve tutuklamalara ilişkin “Siyasi soykırım” tanımlaması yaparak baskılarla partisinin ilegalize edilmeye ve siyasetin dışında bırakılmaya çalışıldığını söyledi.
‘Algı yaratmaya çalışıyorlar’
Kürt siyasetçilere dönük devlet aklının rekabet halinde olduğunu vurgulayan Öcalan, “Helikopter desteğinde yüzlerce polisin katıldığı operasyonlarda ev baskınları düzenlenerek, siyasi faaliyetlerde bulunan, demokratik ve meşru mücadele veren arkadaşlarımız gözaltına alınıp tutuklanıyor. Öncesinde arkadaşlarımızın çalışmaları illegalize ediliyor, siyaset yapmıyor gibi bir algı yaratmaya çalışıyorlar” dedi.
‘Psikolojik baskı yapmaya çalışıyorlar’
Operasyonların başında İçişleri Bakanlığı’nın olduğunu belirten Öcalan, Çok yönlü saldırılarla HDP’yi demokratik siyasetin dışında bırakmak istiyorlar. Bunun yereldeki versiyonunun başında valiler ve emniyet müdürleri bulunmaktadır. Hukuk tanımayarak, halk gerçekliğinden uzak şekilde Kürt Halkı’nın temsilcilerini tutuklayıp psikolojik baskı yapmaya çalışıyorlar” dedi.
‘İllegalize eden bir politikayla karşı karşıyayız’
Kürt sorununun çözümünün kitlesel, örgütlü, meşru halk hareketiyle olduğunu ve devletin bunu zaman zaman denediğini hatırlatan Ömer Öcalan, “Şu an DTK’nin çalışmalarını illegalize eden bir politikayla karşı karşıyayız. Zorlanan bir ülke gerçekliği var. Sözün anlamının olmadığı, hukuktan bahsedilmediği, demokratik siyasetin önünün kapatıldığı, insanların düşüncelerini dile getirme noktasında baskıya maruz kaldıkları bir süreçten geçiyoruz” dedi.
‘Kürtleri bastırma ve tasfiye etme siyaseti olarak yürütüyor’
Gözaltı ve tutuklamaların yoğun olduğu yerlerin Kürt siyasetinin en güçlü olduğu alanlar olduğuna vurgu yapan Ömer Öcalan, “Devlet bu bölgedeki siyasetçileri tutuklayarak, gözaltına alarak sindirmek için elinden geleni yapıyor. Tutuklanan arkadaşlarımız yıllardır siyaset yapıyorlar. Biz bu devletten vicdan beklemiyoruz. Çünkü devlet 21’inci yüz yıl politikasını Kürt kazanımları önünde bir barikat kurma, Kürtleri bastırma ve tasfiye etme siyaseti olarak yürütüyor” diye belirtti.
Öcalan son olarak şunları söyledi: “Urfa ve Antep’te Kürt siyasi hareketinin güçlenmesini istemiyor. Devlet adeta buraları kendisine mevzi olarak belirlemiş. Buradaki bir polis neredeyse bu şehrin mülki amiriymiş gibi davranıyor. Basın açıklamasına dahi tahammülü olmayan bir devlet aklıyla karşı karşıyayız.”
Kaynak: MA