Lice’de zırhlı aracın bir minibüse çarpması sonucu yaşamını yitiren ilkokul öğrencisi Zilan Yamankılıç ve diğer iki kişiye ilişkin mahkemeye yeni bilirkişi raporu sunuldu. Raporda kazanın oluşunda asli ve tek etkenin aracın sol ön lastiğinin patlaması olduğu savunuldu. Raporda ayrıca aracın müsaade edilebilir ağırlık olarak 6,5 ton olması gerekirken 11,5 ton olduğu belirtildi. 19 Haziran 2017 günü Lice’den Diyarbakır’a giden minibüse karşı yönden gelen zırhlı aracın çarpması sonucu ilkokul 4’üncü sınıf öğrencisi Zilan Yamankılıç, minibüs sürücüsü Remzi Menteşe ve yolcu İlhan Ayaş’ta yaşamını yitirmişti. Fail polis hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ise, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame 2 yılın ardından tamamlandı. İddianamede, zırhlı araç sürücüsü polis Burhan Kolbaşı hakkında “Taksirle birden fazla insanın ölümüne neden olmak” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşması 26 Eylül günü Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada sanık avukatı başka davada bu olay ile ilgili rapor olduğunu söyleyerek, bu raporun istenmesini talep etti. Buna itiraz eden mağdur avukatı ise yargılamanın farklı olduğunu aracın özellikleri ile ilgili bilirkişiden rapor istenmesini talep etti.
Suçlu tekerlek!
Mahkemeye ilk olarak sunulan bilirkişi raporlarında; olay nedeni tutanaklara, zırhlı aracın ön lastiğinin patlaması ve şoförün aşırı hız yapması olarak geçerken, gözaltına alınan fail polis ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Jandarma ve trafik bilirkişi, zırhlı araç sürücüsü polis Burhan Kolbaşı’n olayda 8/8 kusurlu (tam kusurlu) olduğuna dair rapor hazırladı. Ancak Adli Tıp Kurumu (ATK) Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi, daha önce hazırlanan raporların aksine olayda aracın “patlayan lastiğinin kusurlu” olduğunu ve fail polisin herhangi bir kusurunun olmadığına dair rapor hazırlamıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi Bilirkişi ise hazırladığı raporda, olayda, “patlayan lastiği” değil lastiğin patlamasına neden olan keskin ve sert cismi “kusurlu” bulup, polisin ve idarenin bir kusurunun olmadığı yönünde kanaat getirmişti.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı ilk raporda ise olayda zırhlı aracın değil lastiğin patlamasına neden olan yerdeki delici veya kesici cisimlerin “kusurlu” olduğunu ileri sürülmüştü. Sonrasında ise 29 Mart 2018 tarihli raporlarında kazanın teknik bir arızadan dolayı olduğu, sanık Burhan Kolbaşı’na kusur verilemeyeceği, sürücü Remzi Menteşe’nin de kusursuz olduğu kanaatine varıldı. Ankara Adli Tıp bilirkişileri; 18 Şubat 2017 kamera kayıtlarına dayanarak sanığın ve Remzi Menteşe’nin kusursuz olduğunu belirtti. Raporda ayrıca, “Diğer taraftan aracın fabrikasyon olarak gerekli standartları sağladığına dair olan sertifika dosyada bulunmamaktadır. Heyet aracın değişen ağırlık şartlarına uyumu hakkında bilgiye ihtiyaç duymaktadır. Heyetimiz inceleme kısmında ki görüşler doğrultusunda müteveffa Remzi Menteşe’nin kusurlu olmadığı, sanık Sürücü Kolbaşı ile aracın bakımından sorumlu kuruluşun kusur durumlarına sunulacak belgelere göre karar verilebileceği kanaatindedir” ifadelerine yer verdi. Mahkeme heyeti Diyarbakır Emniyeti’nden olaya karışan zırhlı aracın bakım ve özelliklerini, aracın sağ ön tekerleğinin hangi marka ve özellikte olduğu konusunda bilgi istedi. Bu bilgilerin gelmesiyle dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar veren mahkeme heyeti duruşmayı 2020 yılının Ocak ayına erteledi.
‘Zırhlı araçlardan dolayı 36 sivil yaşamını yitirdi’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubesi daha önce yayınladığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi Zırhlı Araç Çarpması Sonucu Meydana Gelen Yaşam Hakkı İhlalleri Araştırma Raporunu göre 10 yılda (2008-2018) zırhlı araçların karıştığı 63 olayda, 16’sı çocuk ve 6’sı kadın olmak üzere toplam 36 sivil yaşamını yitirdi, 85 sivil ise yaralandı. Sadece Diyarbakır’da 2016-2018 yılları arasında zırhlı araçların karıştığı 6 olayda, 2’si çocuk toplam 12 sivil yaşamını yitirdi. Raporun açıklanmasının ardından zırhlı araç vakaları hızını kesmeden can almaya devam etti.
Şehriban Aslan/Diyarbakır-Jinnews