Geçmişte Heskîf’te dinler ve halkların ortak yaşamı inşa edip birlikte yaşadıklarını ifade eden Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi Sözcüsü Rıdvan Ayhan, baraj yapımından sonra yeni yerleşim yerinde ‘Ölüm sessizliğinin var olduğunu’ söyledi
Devlet Su işleri (DSİ) tarafından yapılan ve sonradan adı AKP’li Bakan “Veysel Eroğlu” ismi verilen Ilısu Barajı’yla birlikte 12 bin yıllık tarihi Heskîf (Hasankeyf) sular altında kaldı. 1981’de sit alanı ilan edilen Heskîf’e bir çivi dahi çakılmaması gerekirken AKP iktidarı, tüm eleştirilere ve karşı çıkışlara rağmen 2019’da baraj yapımını başlattı. Bir yandan ağır iş makineleriyle kentin tarihi yapısı tahrip edilirken, bir yandan da Neolitik dönemin izlerini taşıyan mağaralar patlayıcılarla patlatıldı. İlçe sular altında bırakılırken sakinleri için TOKİ eliyle yeni bir ilçe kuruldu. Hasankeyf Koordinasyonu tarafından Eylül 2019’da yayınlanan rapora göre, 199 yerleşim yeri sular altında kaldı.
Tarihi Heskîf sular altında bırakılmadan önce yılda 3 milyon turisti kabul ederken, onun yerine kurulan yeni “Heskîf’e” ise ilçe sakinleri bile uğramaz oldu. Heskîf’te doğup büyüyen, buranın su altında kalmaması için yıllarca mücadele veren Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi Sözcüsü Rıdvan Ayhan, yeni yerleşim yerinde “ölüm sessizliğinin var olduğunu” söyledi.
Sular altında bırakılan Heskîf’te dinler ve halkların ortak yaşamı inşa edip birlikte yaşadıklarını ifade eden Rıdvan Ayhan “O zamanki yaşantılarımız halkların kardeşliği ile birlikte, insanlar barış içinde, huzur içinde doğayla bütünleşerek beraber yaşama olanağı buluyordular. O zamanki imkanlarımız teknolojik olarak azdı, ama doğa etrafında yaşantımızı sürdürüyorduk. Maalesef bu baraj yapıldıktan sonra var olan bütün anılarımız tahrip edildi” ifadelerini kullandı.
‘İnsanların bağı kalmadı’
Baraj yapımından sonra insanların yerlerinden edilerek başka yerlere göçertildiğini ifade etti. Rıdvan Ayhan, “İnsan ilişkilerinin hepsini yok ettiler. Yok, ettikleri için insanlar da birbirine küsmüş durumda. Şu anda Hasankeyf içerisinde insanların birbiriyle bağları kalmadı. Bireyselleştiler, tek başlarına yaşamaya başladılar. Ondan dolayı şu anda yaşantının bizler için bir anlam taşımadığını görüyoruz” diye konuştu.
Rıdvan Ayhan, “Tarih boyunca insanların birbiriyle bağları çok sıkıydı. Ama bu baraj yüzünden insanların birbiriyle olan ilişkileri yok oldu. Eski Hasankeyf’te insanlar su satarak bile geçimlerini sağlıyorlardı. Nedeni ise turistlerin uğrak alanıydı. 12 bin yıllık tarihî görmek için buraya sürekli turist uğrardı. Ondan dolayı insanlar geçimlerini rahat bir şekilde sağlıyordu. Ama yeni Hasankeyf’e turist gelmez oldu. Çünkü görecek bir şey kalmadı, tarih kalmadı” şeklinde konuştu.
‘Uyarılar dikkate alınmadı’
Tarihi kentin sular altında kalmaması için yıllarca mücadele verip uyarıda bulunduklarını ancak uyarılarının dikkate alınmadığını kaydeden Ayhan, “Girişim olarak mücadele verirken tarihin, doğanın yerinde korunması gerektiğini ve 12 bin yıllık bu tarihin bütün dünyaya ve insanlığa sunulması gerektiğini sürekli vurguladık. Çeşitli platformlarda ve yaptığımız basın açıklamalarında sürekli bunları söylüyorduk. Nedense iktidar bu konuyu ‘inatla yapacağım’ zihniyeti yarattı insanlarda. Gelecek nesillerin bir daha bu tür hataların içerisine düşmemeleri ve bu tür olayların gelişmemesi açısından sürekli kendi tarihlerine, kültürlerine, doğasına sahip çıkmasını temenni ediyorum” diye belirtti.
Haber: Fethi Balaban / MA