Hizbullah’ın 100’e yakın yöneticisinin, AYM’nin 2018’de ‘heyette askeri hakim bulunması yeniden yargılama nedenidir’ şeklindeki kararından sonra tahliye edildiği ortaya çıktı.
Anayasa Mahkemesinin 2018’de ‘heyette askeri hakim bulunması yeniden yargılama nedenidir’ kararıyla ağır suçlarla hükümlü olan Hizbullahçılar için ‘tahliye’ kararı verdiği öğrenildi.
T24’ten Gökçer Tahincioğlu‘nun haberine göre özellikle doksanlı yıllarda yüzlerce insanı vahşice yöntemlerle öldüren Hizbullah’ın 2011’de 34 üst düzey yöneticisinin serbest bırakılmasının ardından 100’e yakın Hizbullah yöneticisinin daha tahliye edildiği ve cezaevinde ağır cezaya mahkum Hizbullah hükümlüsünün kalmadığı ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi’nin 2018’de “heyette askeri hâkim bulunması yeniden yargılama nedenidir” kararı vermesinden sonra Türkiye’nin dört bir yanındaki mahkemelerin ağır suçlardan hükümlü olan Hizbullahçılar için “tahliye” kararı verdiği anlaşıldı.
Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sadece bu gerekçeyle yetinmeyerek, 2011’de örgütün yöneticilerini tahliye eden Yargıtay 9. Ceza Dairesi başkan ve üyelerinin ‘FETÖ’den ihracını da yeniden yargılama nedeni saydı. Böylece 9. Ceza Dairesi’nin 2011’deki başkan ve üyeleri, hem kararlarıyla hem de ihraç edilmeleriyle Hizbullah üyelerine cezaevinden çıkışın yolunu açmış oldu. AYM kararının ardından farklı davalardan tutuklular da aynı gerekçeyle başvuruda bulundu ama bunların tamamını reddedildi. Karar, sadece Hizbullahçılar için uygulandı. Serbest kalan Hizbullah mensuplarının önemli bölümünün ‘anayasal düzeni zorla değiştirmek ve cinayet’ suçlarından hükümlü oldukları ortaya çıktı. Bu isimlerin de 2011’de tahliye olduktan sonra yurtdışına çıkan Hizbullah yöneticileri gibi kaçmış olabilecekleri belirtiliyor.
Tahliyeler 2011’de başladı
2011 yılında CMK’daki “uzun tutukluluk” düzenlemesi yürürlüğe girdi. Buna göre, örgütlü suçlarda hakkındaki hüküm kesinleşmeyen ve 10 yıllık tutukluluk süresini dolduranların tahliyesi gerekiyordu.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin, 1 yılı aşkın süredir önünde bulunan Hizbullah ana davasını uzun tutukluluk düzenlemesi yürürlüğe girene kadar kesin hükme bağlamadığı ortaya çıktı. Daire, örgütün 34 üst düzey yöneticisini bu nedenle tahliye etti. Tahliye kararından kısa süre sonra dosyayı kesin hükme bağladı ancak bu süreçte serbest kalan Hizbullahçılar kaçtı.
Hizbullahçılara özel yargı!
Hizbullahçılarla ilgili benzer bir tahliye sürecinin de bu yılın başından itibaren yaşanmaya başladığı ortaya çıktı. Süreç şöyle gelişti.
Anayasa Mahkemesi, 17 Temmuz 2018’de, Abdullah Altun’un başvurusu üzerine kritik bir karara imza attı. Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm tarafından alınan karar, pilot karar olarak değerlendirildi.
Karara konu olan başvuruyu yapan Altun, kapatılan Diyarbakır DGM’de yargılanarak, ömür boyu hapse mahkûm edildi. Altun, yargılandığı heyette askeri hâkim bulunduğundan adil yargılanmadığını belirterek AİHM’ye başvurdu. AİHM, 2006’da, Altun’u yargılayan mahkemenin bağımsız ve tarafsız olmadığına hükmetti ve yeniden yargılamanın da ihlalin giderilmesi için uygun bir yol olduğuna karar verdi.
Altun, bu karara dayanarak yeniden yargılama istedi ancak Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, talebi reddetti. Mahkeme, ihlal kararına konu olan askeri hâkimin heyette bulunmasının usulle ilgili olduğunu, yargılamanın yenilenmesi ile telafi imkanı bulunmadığını belirtti. Altun, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin denetlediği kararlardan olduğunu belirterek AİHM kararının uygulanması gerektiğini bildirdi ve karara itiraz etti. Ancak bu itiraz da 2014 yılında Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Altun, bunun üzerine 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Anayasa Mahkemesi, dosyayı 4 yıl sonra ele aldı. Kararda, AİHM’nin heyette askeri hâkim bulunmasını sistemli olarak tarafsızlık ve bağımsızlığa aykırı bulduğu anımsatıldı. Üye ülkelerin bu kararlara uyma zorunlulukları olduğuna işaret edilen kararda, AİHM’nin içtihatları doğrultusunda Türkiye’nin önce askeri hakimleri heyetten çıkardığı, sonra da DGM’leri kapattığı vurgulandı.
Kararda, AİHM kararının, mahkemenin tarafsızlığı ve bağımsızlığı ile ilgili olduğu, Altun hakkında verilen kesin hükmün sıhhatini etkilediği, yeniden yargılama için ciddi bir gerekçe oluşturduğu belirtildi. Buna karşılık, yerel mahkemenin kararının AİHM kararıyla örtüşmediği, ihlal kararını yerine getirmediği, gerektirdiği ölçüde ve özenle inceleme yapılmadığı kaydedildi. AİHM kararının uygulanmamasıyla Altun’un bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edilmiş olduğu vurgulandı.
Yüksek mahkeme, Altun’un adil yargılanma, tarafsız ve bağımsız bir mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğine, yeniden yargılama için dosyanın Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti.
Çok sayıda başvuru
Kararın verilmesinden kısa bir süre sonra, 90’lı yıllarda faili meçhul cinayetler sebebiyle ve ‘anayasal düzeni zorla değiştirmek’ gibi suçlardan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen Hizbullah mensupları, Türkiye’nin dört yanında başvurular yapmaya başladı. Kapatılan DGM’lerin bulunduğu Diyarbakır, Van, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Erzurum’daki ağır ceza mahkemelerine çok sayıda başvuru yapıldı.
Başvurularda, Anayasa Mahkemesi kararı gereği, heyette askeri hâkimin bulunduğu bir mahkeme tarafından yargılanan kişilerin yeniden yargılanması gerektiği, bu kişilerin artık hükümlü değil tutuklu statüsünde olduğu belirtildi.
Van’da, 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuran Bilal Yararlı, Cömert Yorgun, Gürsel Aldemir, Mikail Gültepe, Murat Savacan, Necmi Aksona, Turan Boldağ, Yakup Taş, Şakir Kaçmaz, İsmail Balka, Tahir Baran tahliye talebinde bulundu.
Cinayet, işkence, örgüt yöneticiliği gibi suçlardan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları bulunan bu hükümlülerin başvuruları dikkat çeken bir gerekçeyle kabul edildi.
‘FETÖ’den ihraç gerekçesiyle yeniden yargılama
Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sadece Anayasa Mahkemesi kararını esas almadı. Hükümlülerin avukatlarının, Yargıtay 9. Ceza Dairesi başkan ve üyelerinin “FETÖ” nedeniyle ihraç edilip, yargılanmalarının da yeniden yargılamayı gerektirdiğini belirtti.
Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, her iki gerekçeyi kabul ederek, yargılamanın yenilenmesine karar verdi. Mahkeme, hükümlülerin haklarındaki cezanın infazının ertelenmesini de kararlaştırdı. Hükümlü değil “sanık” statüsüne geçen Hizbullah üyelerinin adli kontrolle serbest bırakılmasına karar verildi.
Şubat ayında verilen bu kararı, farklı kentlerden kararlar izledi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi de 28 Şubat’ta Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca başvuruda bulunan Hizbullah hükümlülerinin talebini kabul etti.
100’e yakın tahliye
Kararların çıkmasına paralel olarak, diğer cezaevlerindeki Hizbullah mensupları da mahkemelere başvuruda bulundu ve hepsi için benzer kararlar çıktı. Toplamda tahliye edilen Hizbullah hükümlülerinin sayısının 100’e ulaştığı ifade edildi. Net rakam ise bilinmiyor.
Diğer tutuklulara tahliye yok!
Askeri hâkim gerekçesi dışında Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Hizbullah hükümlüleri için gerekçe yaptığı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyelerinin ihraç edilerek yargılanmaları konusu ise başka bir tartışmanın kapısını açtı. 9. Ceza, bütün örgüt suçları ile ilgili yargılamaları ve temyiz incelemesini yapan daire. Bu dairenin başkan ve üyelerinin ihracının yeniden yargılama nedeni sayılması, bütün örgüt suçları açısından yeniden yargılama kapısının açılmasını gerektiriyor. Ancak Hizbullah hükümlüleri dışında bu gerekçeyle tahliye edilen olmadı.
CHP Meclis’e taşıdı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), konuya ilişkin Meclis’e soru önergesi verdi.
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, şunları sordu:
– 2010 yılından bu yana geçen sürede cezaevlerinde bulunan kaç Hizbullah mensubu tahliye edilmiştir? Bunlardan kaçı tekrar eylemde bulunmuştur? Kaçı yurt dışına çıkmıştır?
– Şu anda cezaevlerinde Hizbullah mensubu olduğu için tutulan kaç kişi bulunmaktadır? 100’den fazla Hizbullah mensubunu tahliye edildiği doğru mudur? Gerçek sayı nedir?
– Hizbullah mensupları ile ilgili karar veren hakimlerin FETÖ’cü olması nedeniyle kaç dava ve kaç kişinin davası yeniden görülmüştür? Bu davalar hangileridir?
– Şu anda cezaevlerinde kaç terör örgütü mensubu bulunmaktadır? Bu örgütler hangileridir? Hizbullah mensuplarının davalarının yeniden görülmesi gerekçesi ile başka bir terör örgütü davası yeniden görülmüş müdür? Bunlar hangileridir? Bu davalarda tahliye bulunmakta mıdır?