Şehriban Aslan/Diyarbakır-Jinnews
Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Şenlik köyünde 12 yaşındaki Ceylan Önkol, 28 Eylül 2009 tarihinde koyunlarını otlatırken Yayla Karakolu’ndan atılan havan topunun isabet etmesi sonucu yaşamını yitirdi. Önkol’un ailesi ve avukatları ölümüne ilişkin devlet aleyhine Diyarbakır 2.İdare Mahkemesi’ne 100 bin TL maddi, 150 bin TL manevi tazminat davası açtı. Mahkeme, Ceylan’ın ailesine 28 bin 208 lira 85 kuruş maddi tazminat ödenmesine karar vererek, manevi tazminatın ödenmesini ise reddetti. Süreci takip eden İHD Diyarbakır Şube avukatları, 2015 yılında mahkemenin kararına itiraz ederek dosyayı Danıştay’a gönderdi.
Avukatlar, itirazlarında “Mahkeme kararı soruşturma dosyasına dayandırıyor. Savcılık Önkol’un bir patlayıcıyla oynarken yaşamını kaybettiğini, aile ise karakoldan atılan bir atış sonucu yaşamını yitirdiğini iddia ediyordu. Patlayıcı iddiası doğru olsa bile sonuçta Önkol köyünde, evinin önünde hayatını kaybetti. Askeriye ya da örgüt, kim bırakmış olursa olsun, orada bir patlayıcı varsa bile, bu durum devletin sorumluluğundadır. Devlet güvenlik açısından sorumluluğunu yerine getirmemiştir” ifadelerine yer verdi. Ayrıca devletin kusur ya da ihmali kabul edilmemesinden 5233 sayılı yasa kapsamında karar verildiğini hatırlatarak, bu yasada da manevi tazminatın olmadığını, maddi tazminatın da yaşamını yitiren kişinin yaşı, ekonomik durumu vs. göz önüne alınmadan verildiğine dikkat çekti. İtiraz dilekçesinde, ayrıca 15 yaşındaki bir çocukla 90 yaşındaki biri için verilen tazminatın aynı olduğu vurgusu yapıldı.
‘Hukuki isabet yok
’ Avukatların itirazını değerlendiren Danıştay 15. Daire Mahkemesi, dosya hakkındaki kararını verdi. Mahkeme, olayın özetine yer vererek şunlara değindi: “Davacılar tarafından patlamanın meydana geldiği yerin köylülerin sürekli hayvanlarını otlatmak için geçiş güzergâhı olarak ve çocukların oyun alanı olarak kullanılan bir yer olduğu belirtilmiştir. Davalı idarece patlamanın meydana geldiği yerin insanların sürekli kullanımında olan bir yer olmadığına ilişkin hukuken kabul edilebilir bir bilgi ve belge dosyaya sunulmamıştır. Durum böyle olunca; insanların sürekli kullandıkları ve yerleşim yerine yakın bulunan bir alanda patlamamış mühimmatın bulunması, davalı idarenin sunduğu güvenlik hizmetinin yürütülmediğini gösterdiğinden, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle uyuşmazlığın 5233 sayılı kanun uyarınca çözümlenmesine ilişkin mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır” dedi. Danıştay, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca maddi tazminat istemini kısmen kabul ederek, manevi tazminat isteminin reddine ilişkin Diyarbakır 2.İdare Mahkemesi’nin verdiği kararın bozulmasına yönünde karar verdi. Oy çokluğu ile avukatların itirazını kabul eden mahkeme, davanın yeniden görülmesi için dosyayı Diyarbakır 2.İdare Mahkemesi’ne gönderdi. Danıştay 15. Daire Mahkemesi heyetinden bir üye ise, yerel mahkemenin kararını doğru bularak dosyanın bozulmasına itiraz etti.