• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Hong Kong’un ‘Yeşil’ savunucuları

7 Haziran 2020 Pazar - 00:46
Kategori: Yazarlar

Bir süredir Batılı emperyalist güçlerin Çin Halk Cumhuriyeti’ne yönelik politikalarını irdeliyoruz. İrdelemeye devam etmeliyiz, çünkü Pasifik’teki ihtilaf, sıcak savaşa dönüşmesi hâlinde Ortadoğu’yu gölgede bırakacak bir potansiyel taşıyor. İhtilafın illa ki bir sıcak savaşa dönüşeceğini iddia etmiyoruz elbette, ancak yılda 700 milyar dolardan fazlasını silahlanmaya harcayan bir ülkenin nükleer cephanesinin Trump gibi bir insanın kontrolünde olması insanı tedirgin ediyor doğrusu. Bu, meselenin biraz da duygusal yanı diyelim.

Analitik açıdan konuya baktığımızda, ABD-Çin-Ticaret Savaşı görüngüsündeki ihtilafın emperyalist cephedeki sermaye fraksiyonları arasındaki çelişkileri açığa çıkardığını ve G7 ülkelerinin neden farklı politikalar izlediklerini görebilmekteyiz. Derdimizin salt jeostratejik varsayımlar olmadığını, ama jeostrateji-jeopolitika çerçevesinden faydalanıp emperyalist-kapitalist dünya düzeni içerisindeki çelişki ve çıkar çatışmalarına ışık tutarak gelişmeleri okumak istediğimizi belirterek, irdelemeye devam edelim.

Geçen haftaki yazımızda Avrupa’nın -henüz- çözüm bulamadığı bir ABD-Çin-İkilemi ile karşı karşıya kaldığını vurgulamıştık. Bu noktadan devamla Almanya örneğinde egemenlerin bu ikileme nasıl yanıt vermeye çalıştıklarına bakalım.

Daha önceki yazılarımızda Almanya’daki sermaye fraksiyonları ile siyasî temsilcilerinin, bir tarafta ABD ile sıkı iş birliğinde kalmayı savunan “Transatlantikçiler”, diğer tarafta da ABD’ne rağmen Fransa ile birlikte AB çatısı altında düzen kurucu güç olmak isteyen “Avrupacılar” olarak iki kampa ayrıldıklarına dikkat çekmiştik. Uzun vadeli hedeflerinde herhangi bir fark bulunmayan kamplar, tekel çıkarları ve orta vadeli politikalar konusunda ayrışıyorlar. Bu ayrışma bilhassa ÇHC’ne yönelik politikalarda belirginleşiyor.

İki tarafın temsil edildiği ve Şansölye Merkel’in “moderatörlüğü” üstlendiği F. Hükümet, “ABD ve Çin arasındaki çıkar çelişkilerinin aşılmaz olması ve dünyanın Amerikan-Çin etki alanlarına bölünmesi AB’nin çıkarına değildir” gerekçesiyle AB’nin ihtilafta arabuluculuk rolü üstlenmesi gerektiğini savunurken, Liberaller ve Yeşiller ÇHC’ne sert yaptırımlar uygulanmasını talep ediyor.

Bu noktada özellikle Yeşiller Partisi militarist şahinler olarak öne çıkıyor. Kuruluş köklerinden tamamen arındırılmış olan Yeşiller, Hong Kong’daki gelişmelerle bağlantılı olarak, AB’nin ÇHC’ne karşı “küresel çapta etkin bir yaptırım mekanizmasına ön ayak olmasını” istiyorlar. Gerek Federal gerekse de Avrupa Parlamentosu’ndaki Yeşil milletvekilleri, Alman askerî-sınaî kompleksiyle tam uyumlu biçimde ABD’nin yanında “Çin’e karşı Hong Kong’da insan hakları” savunuculuğuna (!) soyunmuş durumdalar.

Ancak Avrupa ve ÇHC arasındaki ticaretin çıplak sayıları Alman hükümetini “diyalog” taraftarı olmaya zorluyor. Almanya ve ÇHC arasındaki ticaret hacminin yılda 200 milyar euroyu aştığını belirten hükümet temsilcileri, Almanya’nın 2020 Temmuz’unda üstleneceği AB Dönem Başkanlığını, 14 Eylül 2020’de Leipzig’de gerçekleştirilecek AB-ÇHC-Zirvesinde “Çin piyasalarının daha çok açılmasını ve ortak Afrika politikalarının kabul edilmesini sağlamak için kullanması gerektiğini” vurguluyorlar.

Görüldüğü kadarıyla Alman hükümeti, iktisadî çıkarların zorlamasıyla, makul (!) davranmaya çalışıyor. Barış hareketinin içinden doğan Yeşiller ise, Avrupa Parlamentosu’nda ÇHC’ne karşı yaptırım açıklamalarını ırkçı-faşist partilerle birlikte imzalamakta bir beis görmüyorlar.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

721 maden sahası için ihale açıldı

Sonraki Haber

HDP’nin tarihsel dinamikleri ve eleştiriler

Sonraki Haber

HDP’nin tarihsel dinamikleri ve eleştiriler

SON HABERLER

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Emine Ocak: Türkiye’nin vicdanına yazılan ağıt

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Sancı, umut ve başka haller

Konforlu tartışmalar

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Dersim kültürünü yaşatmak

Dersim kültürünü yaşatmak

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Dêrsim’de çeteleşme ve şiddet artıyor

Dêrsim’de çeteleşme ve şiddet artıyor

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Yeni anayasa tartışmaları ve DHP’nin sorumluluğu

Faili aramak!

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Yeni bir başlangıcın eşiğinde: Barışa ve demokrasiye tarihsel sorumluluğumuz

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Muhalefet mi dediniz?

Ulus krizine iki zıt çözüm

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır