İlk Kürtçe mizah dergimiz yanılmıyorsam Avrupa’da çıktı. ‘Mîrkut’ adıyla 1 Temmuz 1985’te Stockholm’de ‘Mîrkutên xwe bilind bikin’ sloganı ile yayımlandı. Son derece muzip bir karaktere sahiptir ve çok kişiye/şeye dokunacağız diyerek baskıya geçer. Derginin genel içeriği Kürdün sosyolojik tahayyüllerine dairdir. İlk kapak ‘dil öğrenme’ üzerine eleştiridir. İkinci sayı Elvis Presley’in Kürtlüğü üzerinedir, üçüncü sayı Rambo’nun Afganistan’dan sonra Kürdistan’a davetidir. Mîrkut dergisi sadece 3 sayı çıkabildi. Daha sonra çıkan dergi “Zengıl”dır. Bu dergi de Avrupa’da çıkıyor. Sürgün hayatı yaşayan ve yazı-çizi ile uğraşan Kürtlerin bir ürünü olarak raflardaki yerini alır. Herhangi bir sayısına ulaşamadığım için içeriği hakkında bir fikrim yok. Aynı yıl yani 1985’te ilk Kürtçe karikatür dergisi de çıkar; adı ‘Îsot’tur. Herkesin ağzına acı sürmeye yeminli bu dergi, akıl dolu eleştiri ve çizgileri ile 1987 yılına kadar devam eder. İki ayda bir çıkan dergi 1987 yılında 8. sayısı ile okurlarına veda eder. İsot dergisinde yazı azalmış, çizimler ön plana çıkmıştır. Siyaset daha belirgin olarak yer almaktadır. İlk sayısında tüm partilere seslenerek ‘birleşme’ çağrısı yapılır. Türkiye’deki faşizan uygulamalara her sayıda yer verilirken, asimilasyona özellikle dikkat çekilir.
Avrupa’daki Kürtler etrafında gelişen bu dergilerin hiçbiri çok uzun ömürlü olmaz. Siyaset ve sosyal yaşam harmanlanarak hiciv edilir. O yıllarda Kürt siyasetinin topyekun sesini duyurmaya başladığı zor ve çetin yıllardır. Bakur sahası sessizdir.
Bakur sessizliğini 9 Nisan 1992’de İstanbul’da bozdu… “Tewlo” dedi!
Yayına başlayan ‘Tewlo’ dergisi çok az da olsa Türkçeye yer veriyordu. Dergi dönemin Gündem gazetesi etrafındakiler tarafından çıkar. Musa Anter (dergi kapandıktan hemen sonra, Eylül ayında katledilecekti), İsmail Beşikçi, Halil İncesu, Tarık Tolunay, Seydoş Xirabxoş, Can Baytak, Selim Canhıraş, Burcu Durusu, Luis Garcia ve Doğan Güzel gibi isimlerin yanı sıra pek çok isme kucak açan derginin ömrü çok uzun sürmez; 3 ay kadar sonra, Temmuz ayında kapatılır. Bu zaman diliminde 13 sayı çıkarılabildi. Tewlo’nun mizaha katkısı sadece içerik ve üretim odaklı değildir. Çıktığı yıl itibarıyla yani Kürdistan’da savaşın en ağır geçtiği dönemdir ve bu yönü ile ayrıca devrimci bir girişim olarak kabul edilmeli bence.
Tewlo, Kürt mizahının siyasal yönüne ağırlık verir. Geleneksel Kürt motifleri/yaşamı görece daha azdır. Örneğin bir Mirkut kadar ‘kültürel’ yetkinliği yoktur. Çeşitli sıkıntılarla boğuşmak zorundadır dergi kadrosu. Bunlardan bir tanesi de yazan-çizenlerin Kürt olmalarına rağmen Kürt kültüründen uzakta, şehirlerde yetişmiş olmaları ve içlerinde birçoğunun Kürtçe bilmiyor oluşudur. Bu koşullarda Kürtçe bir mizah dergisi çıkarmanın dramatik zorlukları ortaya çıkar.
İsmail Cem zamanında bu dergiyi Avrupa’da ilgili kurumlara götürüp “Bakın, işte Kürtçe ile ilgili sorunumuz yok. Yasaklamıyoruz Kürtleri, özgürce dergi bile çıkarıyorlar” deyişi var.
Tabi öyle olmadı! Dergi kapandı…
Bayrağı, hala akıllarda yer alan “Pîne” dergisi devraldı.
Yazar-çizer kadrosu Tewlo’dan daha fazladır. Politik yönelimi de. İçeriği geniştir ve yüzde yüz Kürtçedir. Çok tutulması arifesinde defalarca kapatılır. ‘Önlem babında ‘Zirpîne’, ‘Pîne Post’, ‘Pîne Times’, ‘Kermêş’, ‘Sator’ mizah dergileri çıksa da onlar da kapanmaktan kurtulamaz.
15 günlük edebiyat-mizah dergisi olarak çıkan Pîne, ilk sayısını Ekim 1999’da çıkardı. Sloganı ‘Quna tazî, temburê dixwazî’dır. Çıktığı dönem tahmin edileceği üzere zor bir dönemdir. Hatta zor değil, Kürtler açısından komplonun ve kıyametin koptuğu bir süreçtir. İçerik ve yazar kadrosuna bakıldığında Kürt mizahı açısından önemli bir kilometre taşıdır Pîne.
Bu dergiden sonra işler pek iyi gitmedi. Uzun bir sessizlik dönemidir!
2002’den 2012’ye, dergi olarak ya da direkt mizah hedefli bir içerik göremiyoruz. Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin köşe yazılarına çekilen mizah, artık tek düze olarak kendini burada yaşatmaya çalıştı. Önemle belirtmekte fayda var. “ek-Gündem” diye bir ek çıkardı zamanında. Gazetenin hafta sonu eki olarak çokça ilgi gördüğünü biliyorum. Dr. Martinez adı ile bir dönem ipi göğüsleyen Dr. Altay Martı ve Evrim Alataş’ın Fincani Xanim’ı burada çokça sevilmiş ve ilgi görmüştü.
2012 yılında ilginç bir gelişme olarak “Golik” dergisini sayabiliriz.
Bolu F Tipi Hapishanesi’ndeki siyasi tutsakların hazırladığı Kürtçe mizah dergisi Golik’ın ilk sayısı 2012 yılında çıktı. Derginin özgünlüğü “içeriden” hazırlanıyor oluşudur. Daha sonra içerik dışarı kaydı, şu an bildiğim kadarıyla yayını yok.
Ve Zrîng!
Bu hafta yani Ekim 2019 başı itibariyle çizgi-mizah dergisi Zrîng yayın hayatına başladı. Bir nevi uzun bir uykudan uyanma hali denilebilir. 20 yıllık bir uyku! Kirmanci ve Kirmanckî dilinde yayın hayatına başlıyor. Îsot ve Mîrkût dergisi tadı geliyor. Pîne ve Tewlo heyecanı barındırıyor. Tamamen Kürtçe yayın ile salt güldürme üzerine kurgulanmış bir dergi değil! Yeni genç arkadaşlara okul olma niyetini özellikle belirtmekte fayda var. İçinden geçtiğimiz toplum kırım gerçekliğini de göz önüne alarak tamamen Kürtçe yayın ile okuma oranını artırmayı, sevdirmeyi de amaçlıyor çizgilerle.
Hannah Arendt’te “Otoritenin en büyük düşmanı ve onu zayıflatmanın en kesin yolu kahkahadır…” diyor. Zrîng’e bu yolda çokça başarılar diliyorum… İlk olarak şu an Amed kitap fuarında okuyucularla buluşacak! Dağıtımından içeriğine kadar herkesin elini taşın altına koymasını umut ediyorum.