• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Haziran 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

İdeolojik depresyon, Hegel ve Payitaht

28 Ekim 2018 Pazar - 00:01
Kategori: Yazarlar

Tahtında oturan adam gergin. Karşısında el pençe divan on kadar başdanışman. Birinden gazete haberlerini kendisine özetlemesini istiyor. Diğerinin döviz kurları raporunu dinliyor, vb… Sonra her birine talimatlar vererek huzurundan dışarı gönderiyor. Geriye bir başdanışman kalıyor ki o adamın sağ kolu. Onunla, en son kimlerin kendisine karşı komplolar çevirdiği hakkında (ki bu kişiler bazen az önce dışarı çıkan başdanışmanlardan biri ile ilişkili de olabiliyor) teatide bulunup o şahısları gizlice takibe alması talimatını veriyor.

Hayır olay Ankara Beştepe’de değil İstanbul Yıldız Sarayı’nda, üstelik bundan yüz küsur sene evvel geçiyormuş. O adam da sandığınızın aksine Abdülhamid imiş. Başdanışmanlar da aslında hünkârın danıştığı paşalarmış. Nereden anlıyoruz? Bir kere o kudretli adamın tuhaf kıyafetleri, başında fesi, bir de elinde değneği var; Kızıldeniz’i yararcasına gümm! diye yere vuruyor sıklıkla. Bu zamanda Beştepe’de olmaz öyle şeyler. Ama yine de tarih filozofu Hegel’in, yaptığı bir saptamayı akılda tutmakta yarar var: “Bütün tarihsel büyük olaylar ve şahsiyetler, hemen hemen iki kez yinelenir.”

Dizi deyip geçmemek gerek. Hele “tarihi” dizi… Öncelikle, ülkemizde kitle kültürü tüketicileri, okullarda beyinlerine kazınıp duran “Sakarya, Dumlupınar, Malkoçoğlu” hamaseti ötesi bir tarih anlatısı ile ilk kez “The Tudors” esintili “Muhteşem Yüzyıl” dizisini izlemek suretiyle tanışmış oldular. Sonrası hepimizin malumu… Tarihe ve tabi ki “harem”e gösterilen popüler teveccüh, tarihi konu alan televizyon dizilerinde bir patlama yaşanmasına yol açıyor. Toplum, kolektif geçmişini buralarda arıyor, öğreniyor. Günümüzde tarihi dizi sektörünün de inşaat sektörü gibi bir aşırı şişkinlik krizi içinde olduğunu tahmin etmek zor değil ama eğitsel işlevini bütünüyle yitirdiği de iddia edilemez. İşte bu koşullarda, son yıllarda TRT yani siyasal iktidar da son derece araçsal bir tarih yaklaşımıyla sektöre el atmış bulunuyor. “Payitaht” ve “Diriliş”, iktidarın üzerinde titrediği diziler.

Araçsal derken şöyle: Geçen sezon (geçen yıl) Almanya ajanlarının suikast girişimlerine karşı (Alman ajanı Parvüs, “Abdülhamid yok edilmelidir çünkü çok aşırı zeki bir hükümdardır” diyor) Rus ve İngiliz dost devletlerinin yardımıyla ölüm-kalım mücadelesi vermekte olan Abdülhamid (Avupa Birliği ve Almanya ile geçen yıllardaki sorunları hatırlayın), bu sezon ansızın gerçek düşmanın Almanlar değil “uluslararası finans-kapital” olduğunun farkına varmıştır. (Zamanımızın “yapay” döviz krizi başka türlü nasıl izah edilebilir?) Artık Alman devleti dost, ülkeye standart tohum ve hamburger sokarak “bizi esir etmeye” çalışan ABD sermaye çevreleri ise başlıca düşmandır. Bu kez dünya finans-kapitalinin önderi Mister Rothschield, “sermayemizin küresel egemenlik projesinin önündeki tek engel, Osmanlı hanedanı ve Abdülhamid’dir” saptamasında bulunuyor. Bu “film icabı” Abdülhamid, dış mihrakların bu hain komplolarından sefaretlere hediye ettiği telefonların içine dinleme cihazları yerleştirme talimatı vererek haberdar olacaktır.

Telefon dinlemek ne kelime; Osmanlı tebaasına telefon kullanımını külliyen yasaklar ve bu durum, şizoid-paranoyak bozukluk emaresi değil, devletin bekası adına milli bir zaruret olarak sunulur (demek ki, iletişim kanallarını takip, engelleme ve yasaklama uygulamaları meşrudur). “Kahraman” hafiyeler, hünkâra karşı komplo kurduğundan şüphelendikleri kişileri işkenceyle “öttürürler” (burada seyirci güler), vb. Örnekler çok ve dizi devam ettikçe çoğalacağından hiç kuşku yok.

Kısacası, tarihten beklenen, siyasal iktidarın güncel pratiğini her hafta kitle kültürü tüketicileri nezdinde meşrulaştırma malzemesi olmasından başka bir şey değil. Dış siyasette artık izlemekte zorlandığımız dönüşler silsilesi, içeride topluma yaşatılan yasaklar, “olağanüstü hal” baskıları, vb. “Abdülhamid de öyle yapmıştı çünkü milli ve dini menfaatler söz konusu idi; böyle şeyler büyük devlet adamlığının fıtratında vardır” önermesiyle meşru uygulamalar olarak izleyiciye sunuluyor. Tarihe araçsal yaklaşım, Abdülhamid’e yüz küsur sene sonrasından duyduğu sesleri paşalarına ve zevcesine aktaran bir medyum, Erdoğan’a da karnından konuştuklarını Abdülhamid’in ağzından seslendiren bir vantrolog hünerlerini bahşetmiş oluyor.

Erdoğan-Abdülhamid ilişkisi bir televizyon dizisi ile sınırlı değil; maddi hayatta söylem ve pratiklerini de belirleyen adeta bir “reenkarnasyon” inancı içeriyor. Bu durumda, Hegel’den başta yaptığımız alıntıya Marx’ın yaptığı ilaveyi hatırlatmaktan başka yapılacak bir şey kalmıyor: “Hegel, büyük dünya-tarihsel vakıaların ve şahsiyetlerin sanki iki defa çıktığından bahsetmişti bir yerde. Şunu eklemeyi unutmuştur: Bir seferinde trajedi olarak, öteki seferindeyse komedi”.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Birlikte güçlüyüz!’

Sonraki Haber

Osman Kavala’ya özgürlük

Sonraki Haber

Osman Kavala’ya özgürlük

SON HABERLER

Silvan Muhtarlar Derneği Başkanı Ateş’s silahlı saldırı

Silvan Muhtarlar Derneği Başkanı Ateş’s silahlı saldırı

Yazar: Yeni Yaşam
14 Haziran 2025

İran nükleer görüşmelere ilişkin son tutumunu açıkladı

İran nükleer görüşmelere ilişkin son tutumunu açıkladı

Yazar: Yeni Yaşam
14 Haziran 2025

15 kentin baro başkanı Ankara’ya gidiyor

15 kentin baro başkanı Ankara’ya gidiyor

Yazar: Yeni Yaşam
14 Haziran 2025

Gerry Adams: Öcalan’ın özgürlüğü hayati önemdedir

Gerry Adams: Öcalan’ın özgürlüğü hayati önemdedir

Yazar: Yeni Yaşam
14 Haziran 2025

İran’ın yeni Genelkurmay Başkanı Emir Hatemi oldu

İran’ın yeni Genelkurmay Başkanı Emir Hatemi oldu

Yazar: Yeni Yaşam
14 Haziran 2025

Cinsel saldırı failine ‘görgü tanığı’ yok diye takipsizlik verildi!

Şirnex’teki cinsel istismara tepki: Suçların üstü örtülemeyecek

Yazar: Yeni Yaşam
14 Haziran 2025

İran Hürmüz Boğazı’nı kapattı

İran Hürmüz Boğazı’nı kapattı

Yazar: Yeni Yaşam
14 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır