Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına karşı Îdîr’de yapılan yürüyüşte, saldırıların son bularak Rojava’nın statüsünün tanınması istendi. Pirsûs’ta ise saldırılara karşı nöbet eylemi gerçekleştiriliyor
Türkiye ve bağlı Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine dönük saldırılarına karşı sınır hattında başlatılan nöbet eylemleri ve yürüyüşler sürüyor.
Îdîr
Îdir’de yapılan yürüyüş ve açıklamada, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarının son bulması ve barış ikliminin oluşturulması istendi
Türkiye ve güdümündeki SMO’nun, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına karşı Îdir’da (Iğdır) yürüyüş ve açıklama yapıldı. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Îdir il binası önünde toplanan çok sayıda kişi Musa Anter Barış Anıtı’na kadar sloganlarla yürüdü. Açıklamada ilk konuşmayı kent milletvekili Yılmaz Hun yaptı.
‘Rojava statüsü tanınmalı’
İmralı görüşmelerinin yapıldığı bir dönemde AKP-MHP iktidarının dur durak bilmeden savaş politikalarına devam ettiğini söyleyen Yılmaz Hun, “Tam da Türkiye halkının umut bağladığı bir süreçte AKP-MHP iktidarı Rojava’ya her gün saldırıyor ve her gün onlarca kişi katlediliyor. Yine belediyelerimize kayyım atanıyor. Her gün SİHA’lar ve çetelerin saldırılarıyla Kürt halkı hedef alınıyor. Rojava, Kürt halkının ve dostlarının ortak mücadelesi ile oluşturulan bir yerdir. Rojava’ya saldırı yapılırken ve insanlar katledilirken barıştan söz etmek mümkün değil. Türkiye, derhal Rojava’nın statüsünü tanımalı ve bir dostluk kurmalıdır” dedi.
‘Barış iklimi oluşmalı’
Ardından konuşan DEM Parti Agirî (Ağrı) Milletvekili Heval Bozdağ ise, “Barışı her yerde dile getiriyoruz, çünkü savaşa karşıyız. Birlikte, ortak bir yaşam için barışı dile getiriyoruz. Ama bu sadece bizim istememizle olmuyor; egemenlerin de artık politikalarına ‘dur’ demesi gerekiyor. Bugün Ortadoğu’da devam eden bir savaş var. Halklar Rojava’da direniyor. Halklar, ortak bir yaşam için direniyorlar. Buna kimsenin itiraz etmeye ve gasp etmeye hakkı yok. Hiçbir halkı kimliksiz bırakamazsınız. Ne demek barajlara saldırmak, hastaneleri bombalamak? Savaşın bile bir etiği var, ama bunlara uymuyor. Sivil halka, basın emekçilerine saldıramazsınız. Orada hakikati dile getirmek isteyen basın emekçilerini katletmek ne demek? Bu saldırıların derhal durması ve barış ikliminin oluşmasını istiyoruz” dedi.
Açıklamanın ardından kitle, DEM Parti il binasına kadar sloganlarla yürüyerek eylemi sonlandırdı.
Şirnex
DEM Parti Şirnex İl Örgütü, Türkiye ve bağlı Suriye Milli Ordusu’nun (SMO), Kuzey ve Doğu Suriye’deki Tişrîn Barajı’na dönük saldırılarını protesto etti. Parti binası önünde yapılan açıklamaya, çok sayıda siyasi parti ve kurum temsilcisi katıldı.
“Rojava rûmeta me ye” pankartının taşındığı açıklamada konuşan DEM Parti Şirnex İl Eşbaşkanı Abdullah Güngen, saldırıların durdurulması çağrısında bulundu.
‘Saldırıların hedefi demokratik ulus’
Ardından konuşan DEM Parti Milletvekili Zeki İrmez, saldırıların demokratik ulus inşasına dönük olduğunu belirterek, “13 yıl önce Rojava’da bu rejime karşı bir başkaldırı oldu. Milyonlarca insan topraklarını terk edip göç etti. Ancak Kürt halkı üçüncü yol ile topraklarını savundu ve büyük bir iradeyle özgürlük mücadelesi verdi. DAİŞ gibi bir çeteye karşı Kürt halkı ve Rojava’da ki halklar direndi ve yendi. Kürt halkı direnişi ve mücadelesiyle dünyada kabul gördü. Ancak AKP ve ona bağlı çeteler Suriye’ye yönelik saldırılarını azaltmadı. Rojava’da ki yönetimin Türkiye’ye yönelik bir tehdidi yoktu ama saldırılarını aralıksız sürdürdü.
Son dönemlerde artan saldırılara dikkati çeken Zeki İrmez, Kürt sorunu demokratik bir zeminde çözülmediği sürece baskıların süreceğini söyledi. İrmez, “40 gündür AKP ve MHP iktidarına bağlı çeteler Rojava’ya saldırıyor. Bu saldırıların özellikle Kürt halkına yönelik olduğunu ve orada kurulan sisteme dönük olduğunu biliyoruz. Ancak başarılı olamayacaklar. Kazanacak olan o sistemi kuran halklar olacaktır. Bir yandan da tutuklamalar, gözaltılar ve katliamlar devam ediyor. Gazetecilere yönelik saldırılar devam ediyor. AKP ve MHP iktidarının bu saldırıyı durdurması ve barış sürecine yol açması gerekiyor. Türkiye’yi kurtaracak olan Kürt sorununu demokratik bir şekilde çözümüdür” diye konuştu.
Açıklama, “Bijî berxwedana Rojava” sloganıyla son buldu.
Ayrıntılar geliyor…