Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komplonun boşa çıkarıldığını ifade eden İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, ‘Ortadoğu’da Kürtlerin elde ettiği statülere de saygı gösterilmelidir. Ancak bu şekilde komplo aşılabilir ve barış süreci ilerleyebilir’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan, 26 yıl önce bugün uluslararası güçlerin ortaklığıyla Kenya’dan Türkiye’ye getirildi. Abdullah Öcalan, ABD’nin başını çektiği güçlerin işbirliğiyle gerçekleşen 15 Şubat komplosundan bu yana İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tecrit altında tutuluyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, 26’ncı yılını geride bırakan komployu ve Abdullah Öcalan’ın bu süreçte Kürt sorununun çözümüne dair çabalarını değerlendirdi. Hüseyin Küçükbalaban, komplonun sadece “Kürt halkının iradesine yönelik bir saldırı” olmadığını, aynı zamanda komployla Türkiye’de bir iç çatışma ve istikrarsızlığın yaratılmak istendiğine işaret etti. Hüseyin Küçükbalaban, Abdullah Öcalan’ın tutumu ve çözüm önerileriyle söz konusu hedeflerin boşa çıktığını kaydetti.
Görüşme trafiği
Hüseyin Küçükbalaban, Ortadoğu’da yaratılmak istenen kaosun bir şekilde önlendiği ancak Türkiye’nin demokratikleşmeye dair adımları bir türlü atmadığını söyledi. Demokratik adımlar atmak yerine Abdullah Öcalan’ı 26 yıldır tecrit altında tutulduğuna dikkati çeken Hüseyin Küçükbalaban, “Halen de Kürt meselesinin çözüm bulamadığını görüyoruz. 1 Ekim’den sonra görüşme trafiği başladı. Tabi bu görüşme trafiğinin yanı sıra çok ciddi siyasi operasyonların olduğunu görüyoruz. Basına, Kürt siyasetçilerine, sivil toplum kurum ve örgütlerine, Kürt meselesini dillendiren aydın ve yazarlara yönelik ciddi baskılar var. Belediyelere kayyum atamaları söz konusu. Dolayısıyla bir yandan görüşmeler sürerken diğer yandan bu saldırılar toplumun kafasında ciddi karışıklıklara yol açıyor” diye konuştu.
‘Barışçıl yollarla çözülmeli’
Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini vurgulayan Hüseyin Küçükbalaban, “Kürt siyasi liderlerinin imha edilmek istendiği bu savaş sürecinin sonuna gelmesini umuyoruz. Kürtlerin temel seçilmiş temsilcileriyle ve Kürt siyasal alanının öncüleriyle bir araya gelinerek görüşmeler yapılır. Böylece komplo 26’ncı yılında boşa çıkarılmış olur. Yine demokratik bir açılım gerçekleşir. Kürt meselesinin barışçıl yollarla çözümüne yönelik adımların atıldığı bir gün olması en büyük temennimizdir” dedi.
‘Fırsata dönüştürülebilir’
Komponun yıl dönümünün Türkiye için bir fırsata dönüştürülebileceğini ifade eden Hüseyin Küçükbalaban, “Türkiye’nin devamlılığı, Ortadoğu’da daha güçlü bir konuma gelmesi, demokrasisini yükseltmesi ve insan haklarına dayalı bir rejim inşa etmesi açısından önemli bir dönemeçtir. Aynı zamanda halkların haklarını tanıma konusunda da bir fırsattır. Bu sürecin Kürtler ve Türkler açısından da böyle anlaşılması gerektiğini düşünüyorum” diye belirtti.
Çözüm tartışmaları sürerken Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların sürdüğünü belirten Hüseyin Küçükbalaban, “Ortadoğu’da dört parçaya bölünmüş Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya ve onların elde ettiği statülere de saygı gösterilmelidir. Ancak bu şekilde komplo aşılabilir ve barış süreci ilerleyebilir. Türkiye’de de bir zihniyet ve paradigma değişimine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
‘Öcalan’ın fiziki koşulları düzenlenmeli’
Abdullah Öcalan’ın çözüm iradesinin devlet tarafından da kabul edildiğini söyleyen Hüseyin Küçükbalaban,”Öcalan’ın Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun şiddet sarmalının dışına çıkarılmasına dair çabalarının şeklen de olsa dikkate alındığını görüyoruz. Abdullah Öcalan’ın ve orada tutulan diğer siyasi tutsakların bu koşulları (tecrit) sürdüğü müddetçe bu görüşmeler ve müzakere süreçlerinde sıkıntılar yaşanacaktır. Çünkü Abdullah Öcalan’ın liderliğini yaptığı örgütün ciddi silahlı güçleri var. Siyasi yapıları var. Bütün bunlara hakim olmak ve bütün bunları bu sürece adapte etmek için Abdullah Öcalan’ın doğrudan bu yapılar ile ilişki kurması gerekir. Öcalan’ın fiziki koşullarının da bu sürece uyumlu bir şekilde düzenlenmesi gerekir” şeklinde konuştu.
‘Yargı gözden geçirilmeli’
İmralı başta olmak üzere tüm cezaevlerinde düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulayan Hüseyin Küçükbalaban, “Bütün bu sorunların aşılması için de idare ve yargısal süreçlerin tekrardan gözden geçirilmesi gerekir. Dolayısıyla savaş ve çatışma kapsamında atadığınız vali ve emniyet müdürleriyle bu süreci götüremezsiniz” diye kaydetti.
‘Barışı savunmaya devam ettik’
Hüseyin Küçükbalaban, Öcalan ile görüşmek için her yıl 2 defa başvuru yaptıklarına işaret ederek, “Adalet Bakanlığı da yaptığımız son başvuruya bir kez daha hiçbir geri dönüş yapmadı. Ne yazık ki devlet kapıları 2016 yılından bu yana insan hakları savunucularına kapalı. İHD, barış mücadelesinin de önemli bir aktörüdür. Barış meselesinin temel odaklarından da birisidir. Savaşın ve çatışmanın olduğu zamanlarda da barışı savunmaya devam ettik. Çünkü bu talep evrensel bir haktır” ifadelerini kullandı.
Haber: Ömer Güngör / MA