Pandemi sürecinde İHD’ye ekonomik ve sosyal hak talepli başvuruların arttığını belirten Kadın Komisyonu üyesi Çevirmen, ‘Düşük ücretlerde çalışan kadınlar bu süreçte ilk gözden çıkarılanlar oldu’ dedi
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla ülkedeki hak ihlalleriyle ilgili İnsan Hakları Derneği (İHD) Kadın Komisyonu’nun verilerine göre, 2020 Ocak-Ekim ayları arasında internet üzerinden bin 120 başvuru yapıldı. Bu başvuruların 539’u ekonomik ve sosyal haklar talebiyle yapılırken, 402 başvuru kadınlar tarafından yapıldı. En yüksek başvuru ise Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yapıldı.
İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Kadın Komisyonu üyesi Nuray Çevirmen, derneklerine yapılan başvuruları ve kadınların artan sorunlarına dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berivan Altan’a değerlendirmede bulundu.
Ev içi şiddet arttı
Pandemi öncesi daha çok taciz, tecavüz ve şiddet vakalarının yanı sıra en çok başvurunun cezaevlerinden geldiğini aktaran Çevirmen, pandemi ile birlikte özellikle ekonomik ve sosyal hak talepli başvuruların arttığını söyledi. Bu süreçte ayrıca ev içi şiddete dair başvurularda da bir artışın söz konusu olduğunu ifade eden Çevirmen, “Eşleri cezaevinde olan çok sayıda kadın, ekonomik ve sosyal haklar kapsamında başvuru yaptı. Kadınların başvurdukları yaş ortalamasında da geniş bir skala var. 16 yaşındaki kadından 80 yaşına kadar başvuruda bulunuldu” dedi.
Salgında ilk gözden çıkarılanlar kadınlar
Daha çok ekonomik ve sosyal durumları kötü olan kadınların maruz kaldığı şiddette katlanmak zorunda kaldığını belirten Çevirmen, “Şiddet gören sığınma evine yerleşen kadınlar bir süre sonra imkânlar yaratılmadığı için tekrar ailelerin yanına dönmek zorunda kalıyor. Bu da şiddetin sürmesini ve kadınların yaşamlarını zorlaştıran bir şey oluyor” diye belirtti. Salgınla birlikte özellikle kadınlarda işsizlik oranının arttığını kaydeden Çevirmen, “Zaten düşük ücretlerde çalışan kadınlar bu süreçte ilk gözden çıkarılanlar oldu” ifadelerini kullandı.
Cezaevlerinde hijyen sorunu
Çevirmen, cezaevlerinde halihazırda birçok sorun yaşayan kadınların salgınla birlikte temizlik ve hijyen malzemelerine ulaşmalarının da zorlaştığını kaydetti. Birçok kadın tutuklunun ailelerinden uzak cezaevlerine sevk edildiğini vurgulayan Çevirmen, şöyle dedi: Çocuklarıyla birlikte tutulan kadın mahpuslar ciddi sorunlarla karşı karşıya. Ayrıca kadın mahpusların başvurularında çıplak arama dayatmasında artış var. Yanı sıra hastanelere sevk sırasında bazı ayrımcı yaklaşımlara da maruz kalıyorlar.
Mülteci kadınların başvuruları
Çevirmen, mülteci kadınların da yaşadıkları ihlaller nedeniyle kendilerine başvurduklarını söyledi. Mülteci kadınların maruz kaldıkları ayrımcılık ve şiddet konusunda hem çekinceleri olduğunu hem de nereye başvuracaklarını bilmediklerini ifade eden Çevirmen, son dönemlerde bu alanda da ciddi başvurular aldıklarını aktardı.
İstanbul Sözleşmesi
Kadınların yaşadığı sorunlara kalıcı çözüm bulma noktasında zorlandıklarını belirten Çevirmen, şöyle devam etti: Kadınların yaşadıkları sorunların çözümü Türkiye’deki politikaların değişmesiyle mümkün. İstanbul Sözleşmesi’ni tartışan, 6284 Sayılı Kanunu uygulamayan, kadınları korumayan, ev içi şiddete çözüm bulmayan, kadınları şiddet gördükleri mekânlara yollayan bir düzen içerisinde bizlerde gelen başvurulara ilişkin bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Ama ne kadar çözüm üretebiliyoruz dersek, çok kalıcı yönde çözüm üretmemiz mümkün olmuyor. Hep birlikte bir değişim dönüşüm içerisinde olursak sonuç alırız.
HABER MERKEZİ