İHD tarafından açıklanan raporla, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde son 3 ayda bin 348 ihlalin yaşandığını, cezaevi kapasitelerinin 105 bin 287 kişiyle aşıldığını bilgisi paylaşıldı. Raporda, bu durumun toplumu baskı altına almak için tutuklamanın yaygın olarak uygulandığını gösterdiği belirtildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu’nu” dernek binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan raporu, İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Yoleri ve İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Semiray Yılmaz açıkladı.
Raporda, İHD’ye Temmuz’da 18, Ağustos’ta 15, Eylül’de 26 olmak üzere cezaevlerinden toplam 59 başvurunun yapıldığı kaydedildi. Başvuruculardan 8’inin kadın, 51’inin ve 5’inini adli, 54’ü politik, 2’i yabancı uyruklu oldukları belirtildi. Raporda, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde bin 348 hak ihlalinin tespit edildiği ifade edildi. Yine raporda bu ihlallerden 430’ünün iletişim hakkı ve tecrit, 8’inin yaşam hakkı, 269’unun işkence ve kötü muamele, 26’sının haksız tutukluluk ve infazda eşitlik ilkesine aykırılık, 195’inin sağlık hakkı, 2’sinin açlık grevi, 219’unun beslenme ve temel ihtiyaçlara erişim, 33’ünün adalete erişimde yaşandığı kaydedildi.
İnsan haklarının yerini siyaset aldı
Raporda, bölgedeki cezaevlerinin kapasitelerinin 105 bin 287 kişiyle aşıldığı belirtilerek, “Bu veriler, ceza hukuku ilkelerine göre istisna olması gereken tutuklama ve tutuklu yargılamanın halen toplumu baskı altına almak amacıyla yaygın olarak uygulandığına, suç ve suçlu ile mücadele ve ceza politikalarında insan hakları ve hukuk yerine siyasetin esas alındığına işaret etmektedir” denildi.
Provakif davranışlar arttı
Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları tarafından tutsakların tahliyelerinin engellenmeye devam ettiğinin altı çizilen raporda, şunlar dile getirildi: “Mahpusların özgürlük hakkına yönelik ihlallerin bütün itirazlara rağmen artarak devam ettiğini ve binlerce mahpusun özgürlüklerinden keyfi olarak mahrum bırakıldığını, mahpusların yaşam haklarını da tehdit eden sağlık ve tedavi hakkına erişimde yaşanan sorunların çözüme kavuşturulmadığını, yeterli beslenme ve hijyen koşullarının sağlanmadığını, işkence ve kötü muamelenin önlenmediğini, adalete erişimin sağlanmadığını, eşitlik ilkesine aykırılıkların daha da derinleştiğini, kapasite fazlalığı ve aşırı kalabalık koğuş sorununun devam ettiğini ve özellikle kuyu tipi hapishaneler tartışması ile daha da somutlaşan tecrit uygulamasının tahammül edilemez noktaya yükseldiğini gösteren bu rapor döneminde mahpuslar, geçmişte yaşanan ve sistematik hale gelen hak ihlallerine ek olarak, özellikle ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ adıyla yürüyen süreçte hapishane idareleri tarafından kendilerine yönelik ayrımcı, yok sayan, tehditkar ve rencide edici tavır ve davranışlarda artış olduğunu ve bunu anlamakta zorluk çektiklerini ifade etmektedirler.”
Raporda, İHD’ye ulaşan verilerin yanı sıra ihlallerin daha büyük olduğu vurgulanarak dayanışma çağrısı yapıldı.
Kaynak: MA
 
			








