Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes için görüşmeler ayarlayan, İsrail-Hamas ateşkesi için devreye giren AKP yönetimi, Kürtlerin Efrîn’deki evlerine, bahçelerine ve işyerlerine dönüşlerini bu bayramda da engellemeyi sürdürüyor
TSK-SMO bu Kurban Bayramı da Efrîn’den çıkmayınca, Kürtler bir bayramı daha kamplarda geçiriyor. Evlerine dönüş sevincini değil, göçün ağırlığını taşıyan göçmenler, ‘güvenli bir şekilde’ dönebilecekleri günleri umutla bekliyor. İki kez yerlerinden edilenler “Tek istediğimiz, doğuştan sahip olduğumuz haklardır. Evimize dönmek, bayramlarımızı kendi köyümüzde kutlamaktır dedi. Göçmenler BM gibi kurumlara seslenip “sessiz kalmasınlar” dedi.
ANHA’dan Zeyneb Şexo’nun haberine göre Türkiye birlikleri ve büyük paralarla destek olmayı sürdürdüğü SMO, 2018 yılında girdiği Efrîn’den çıkımıyor. Efrîn’den göç ettirilenlere gittikleri Şehba’da da 2024’te saldırı olduğuna işaret edilen haberde, bu saldırılarla yeniden göç yaşandığı kaydedildi.
Efrîn halkı, bir kez daha topraklarından edildi. Bu Kurban Bayramı’nda da binlerce Efrînli, topraklarından uzakta, Hesekê gibi Demokratik Özerk Yönetimi’nin farklı bölgelerinde yaşam mücadelesi veriyor. Ajansımıza konuşan yurttaşlar, geri dönüş umudunu paylaştı.
‘Evler, bahçeler talan edildi’
2018’de Efrîn’den Şehba’ya göç eden Ehmed Mihemed, ikinci bir saldırı dalgasıyla bu kez Hesekê’ye geçmek zorunda kaldıklarını anlattı. “Bu ikinci göçümüz. Efrîn halkının evleri, bahçeleri, tüm mal varlığı talan edildi. Biz yalnızca yerimize, yurdumuza dönmek istiyoruz. Uluslararası kuruluşlara çağrımızdır; sessiz kalmasınlar. Tüm zorlukların ortasında tek umudumuz, Efrîn’e geri dönmektir” dedi.
‘Büyük bir hüzün taşıyoruz
7 yıl boyunca Şehba’daki kamplarda direndiklerini, şimdi ise Hesekê’de hayata tutunmaya çalıştıklarını ifade eden Ezidîn Elo da “Her bayramda içimizde büyük bir hüzün taşıyoruz. Efrîn’deki bağlarımız, bahçelerimiz, zeytin ağaçlarımız gözümün önünden gitmiyor. Sekiz yıldır çocuklarımızın, aile büyüklerimizin mezarlarını ziyaret edemiyoruz. Bu çok zor” sözleriyle duygularını dile getirdi.
‘Mezarlar tahrip edildi’
Elo ayrıca, Şam iktidarı ile DSG arasındaki esir ve tutuklu takasına da dikkat çekerek, bunun göçmenler arasında bir nebze umut yarattığını, ancak Efrîn’de doğaya ve insanlığa yönelik ihlallerin sürdüğünü vurguladı: “Tüm ağaçlar kesiliyor, yakılıyor. Doğaya karşı suçlar işleniyor. Artık ölü insanlara karşı bile gayri ahlaki uygulamalar var. Şehit çocuklarımızın, anne ve babalarımızın mezarları tahrip edildi. İslam adına çağrılar yapıyorlar ama bu İslam değil. Gerçek İslam, kalpte merhamet ve sevgi olmalı.”
Tek umutlarının bir gün kendi topraklarına geri dönmek olduklarını belirten Elo, “Efrîn bizim anamızdır. Onurlu dönüşümüz, HRE ve QSD sayesinde olacak. Zeytin ağaçları bizim için su ve ekmek kadar değerli, Efrin anamızdır” dedi.
‘Artık bayram değil’
Göçmen Zekeriya Şêx Mihemed ise, göçün aileleri nasıl parçaladığını şu sözlerle anlattı: “Türk devleti bizi ailemizden, dostlarımızdan ayırdı. Her birimiz başka şehirlerdeyiz. Bayram artık bayram değil; gurbetin ve ayrılığın adıdır. Keşke eski bayram sevincimiz yerine gelse ve yeniden evlerimize dönsek, sevdiklerimizle aynı sofrada buluşsak.” Şêx Mihemed, uluslararası topluma çağrıda bulunarak, göçmenlerin güvenli şekilde Efrîn’e dönüşünün sağlanması gerektiğini belirtti: “Bizim tek istediğimiz, doğuştan sahip olduğumuz haklardır. Evimize dönmek, bayramlarımızı kendi köyümüzde kutlamaktır.”
Başka yerde barış isterken
Suriye’de Kürtler, kentlerinden, evlerinden uzaklaştırılırken AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kısa süre Budapeşte’deki Türk Devletleri zirvesinde, Rusya ve Ukrayna arası ateşkes için yoğun temaslarını sürdüreceğini belirtmiş “Bu savaşın küresel sonuçlarını derinden hissediyoruz. 2022’den bu yana ilk kez İstanbul’da savaş taraflarıyla toplantı yaptık. Kapsamlı bir ateşkes ve adil bir barış sağlamak için iki ülkeyle yoğun temaslarımızı sürdüreceğiz” demişti. Erdoğan 2 Haziran 2025’te de “Her iki taraf için de benim en büyük arzum gerek Sayın Vladimir Putin’i gerekse Zelenskiy’i aynı şekilde İstanbul veya Ankara’da bir araya getirmek. Hatta Sayın Trump’ı da bunların yanına almak” demişti. Erdoğan 16 Mayıs’ta da İsrail ve Hamas’ın ateşkes yapması için “Kalıcı ateşkes, insani yardım sevkiyatının teminat altına alınması, Gazze’nin yeniden yaşanabilir hale getirilmesi için tüm imkanlarımızı seferber etmeliyiz.” demişti.
HABER MERKEZİ
