• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
1 Ocak 2026 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

İktidar ve muhalefet için muhasebe zamanı-Kenan Kırkaya

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
19 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ekrem İmamoğlu, 16 milyon seçmenin iradesine saygı gereği hak ettiği mazbatayı nihayet aldı. Ancak 18 gün sonra bile İstanbul seçimleri tamamlanmış, belirsizlik sona ermiş değil. İktidarın komik gerekçelerle ileri sürdüğü itirazları ve İstanbul seçimlerini yeniletme arayışları sürüyor. İmamoğlu’na mazbatayı vererek seçimi tekrarlatmak, başından beri AKP’nin üzerinde çalıştığı seçeneklerden biriydi. Öyle ya da böyle bir aşama kat edilmiş oldu.

AKP toplumdaki meşruiyetini, inandırıcılığını ve hepsinden önemlisi etki gücünü kaybetmeye başladı. İktidar açısından mutlak güç dönemi sona ermedi ama geriye dönüş başladı. Tabi burada Erdoğan’ın, AKP derin aklının B ve C planlarını da hesaba katmak lazım.

Ne olursa olsun artık herkes açısından muhasebe zamanı. Kendisini devletin ve mevcut düzenin kurucu unsuru olarak gören Kemalistler de, yeni dönemin muktediri olarak kendisini gören AKP de, tutumunu gözden geçirmek zorunda. Hiçbir siyasi güç için bundan önce yaşananlar bundan sonrası için olduğu gibi sürdürülemez. Geçmişte ısrar eden daha büyük kaybeder. Herkes, bunu yaşadıklarıyla deneyimledi. Kemalistler, tekçilikle, inkarla, demokratikleşmeye karşı dirençleri ve kendilerini toplumdan üstün görme yaklaşımları ile büyük kaybetti. AKP, “Yeni Türkiye” iddiasıyla ele geçirdiği gücün denetimine girdi ve eski nizamı kendi şekline büründürerek sürdürdü. Varlığını Kürt inkarı üzerinden, anti-demokratik ve baskıcı yöntemlerle sürdürebileceğini, savaşı derinleştirdikçe yükseleceğini düşündü. Yanıldığını, böyle devam ederse büyük kaybedeceğini bu seçim ona çok pahalı bir sonuç ile göstermiş oldu.

Sözün kısası, herkes için tek bir çıkış yolu var: demokrasi ve değişim. Aksini savunanlar AKP örneğinde olduğu gibi dönemsel kimi kazanımlar elde etse de ileride kaybetmeye mahkumdur. Bunu bilmek için ısrarla bu yollara sapmak ve bunları deneyimlemek de gerekmiyor. Dünyada bu sistemlerin tamamı denenmiş, sınanmış ve defalarca aynı sonuç ortaya çıkmıştır. Baskıdan medet uman, otoriterliğe yatırım yapan, yarattığı baskının cenderesine sıkışır ve baskı ile gider. Toplumsal gelişmeler birebir mekanik bir düzen içinde işlemese bile aynı yöntemi denemek aynı sonucu doğurmaktan başka bir işe yaramaz. Einstein yıllar önce bu ısrarı “ahmaklık” olarak tanımladı. Üstelik artık geçmişin deneyimlerine de kulak kabartmaya gerek yok. Çıkarılacaksa gerekli dersler, herkesin teorisi kendi deneyimi ve pratiğidir. Dolayısıyla geçmişte Kemalistlere kaybettiren Kemalizm’in baskıcı karakteriydi. Bugün AKP’ye kaybettiren AKP’nin baskıcı karakteridir. İktidar sahipleri bunu yeterince anladı mı? Emin olmak zor. Ama eski nizamın savunucularından Yılmaz Özdil bile “beka meselesinin” kayyım politikası sonrasında nelere yol açtığını anlatma gereği duyduğuna göre umutlu olmak için neden var demektir.

Ayrıca bu halk ve mücadele deneyimi öyle ya da böyle bu değişimi gerçekleştiriyor. Kürt hareketini ise 40 yıldır bu ateş coğrafyasında yaşatan onun değişimci ve özgürlükçü karakteridir. Bu yapı dinamik bir yapıdır, değişim ve dönüşümü esas alır ve sürekli tutumunu gözden geçirir. Üstelik kaybetmeyi beklemeden bunu yapar. Çünkü daha büyük kazanmak, idealini daha ileriye taşımak gibi bir amacı vardır. Statükoculuğa, korumacılığa karşıdır. Kürt siyasi hareketinin bir diğer tarihi misyonu da, kendisiyle birlikte coğrafyayı, etkileşimde bulunduğu siyasi yapıları değişime uğratma gücüdür. Kürtlere dokunan herkes öyle ya da böyle değişir. Bölgeyi değiştiren Kürt dinamiği Türkiye’de hasımlarını da değiştiriyor. Türkiye seçmeni Kürtlere dokunarak değişiyor, AKP de istediği için değil mecbur olduğu için değişmek zorunda.

Bu değişimin yolunu, Türkiye’nin kurtuluşunu şimdi Leyla Güven ve binlerce siyasi tutsak gösteriyor. Bu konuda atılacak herhangi bir adım Türkiye’yi içinde bulunduğu birçok krizden kurtaracak. Dahası İstanbul’da Kürtlerin desteği ile esen olumlu hava Türkiye’nin geneline yayılacak. Bu değişim havasında bir de Öcalan’ın konuştuğu, tecridin kırıldığı, cezaevlerinin boşaldığı, diyalog ve müzakerenin esas alındığı bir havanın yeniden oluştuğunu düşünsenize. Hayal etmesi bile rahatlatıyor insanı. Zor değil ve AKP’nin başka bir şansı da yok. Çünkü rüzgar özgürlükten yana, Kürtlerden yana esiyor.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

İki öğretici olay

Yazar: Heval Elçi
1 Ocak 2026

Yeni yıla girerken iki dikkate değer olay meydana geldi: Yalova’da DAİŞ terör örgütüyle polis güçleri arasında 7 saat süren bir...

Takvimler değişirken

Yazar: Bedri Adanır
1 Ocak 2026

Eşitlik dediğimiz sadece takvimde ve saatlerde sanki. Dün gece saatler 00:00’ı gösterdiğinde herkes aynı saniyeyi yaşadı ancak herkes aynı yıla...

‘Mutabakat’ın neresindeyiz?

Yazar: Heval Elçi
1 Ocak 2026

Yıl sonu yaklaşırken rejim 2025’ten 2026’ya devredecek yaşamsal sorunun Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Şam’daki “Geçiş Yönetimi” arasında imzalanan “10...

Kürt’ün yegâne talebi, iktidar sözcülerinin yeni söylemi

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

DEM Parti İmralı heyetinin Önder Apo ile yaptığı son görüşme 2 Aralık günü gerçekleşti. Neredeyse bir ay önce. Ondan önceki...

Toplumsal apoptozis: Sosyalist mücadele ile erkek egemenliğini öldürmek

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
31 Aralık 2025

Tıbbî-biyolojik bir olgu olarak apoptosizin toplumsal bünyede işler kılınması ancak komünlerle mümkün olacaktır. Kendini tanrı ilan eden iktidarlarla her türlü...

Merkezsiz Ortadoğu’da yeni bir merkez arayışı

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

Demokratik entegrasyon; bir toplumun ya da halkın kimliğini inkâr etmeden, onu eritmeden, yok saymadan; tarihini, kültürünü, inancını ve değerlerini tanıyarak,...

Sonraki Haber

BES, asgari ücretten yiyecek!-Hüseyin Deniz

SON HABERLER

Özgür Basın’ın hocası Hüseyin Aykol’u kaybettik

Yazar: Bedri Adanır
1 Ocak 2026

İki öğretici olay

Yazar: Heval Elçi
1 Ocak 2026

Takvimler değişirken

Yazar: Bedri Adanır
1 Ocak 2026

‘Mutabakat’ın neresindeyiz?

Yazar: Heval Elçi
1 Ocak 2026

Dêrsim’de kültür hala sahnesiz

Yazar: Heval Elçi
1 Ocak 2026

Amed’de yeni yıl kutlaması

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
31 Aralık 2025

THY ve AJet, uçak seferinin bazılarını iptal etti

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
31 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır