İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu iki ayrı suçlamadan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Şişli Belediye Başkanı Resul Emre Şahan, Mahir Polat ve Mehmet Ali Çalışkan için de tutuklama talep edildi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. 19 Mart’ta gözaltına alınan İmamoğlu ve beraberindeki 91 kişi 4’üncü günde İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
30 savcının görevlendirildiği operasyona dair İmamoğlu, “yolsuzluk” ve “kent uzlaşısı” soruşturmaları kapsamında ifade verdi.
Ekrem İmamoğlu, Resul Emrah Şahan, Mahir Polat ve Mehmet Ali Çalışkan ” örgüte yardım etme” suçundan; İmamoğlu ayrıca “suç örgütü kurma, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet almak” kapsamında tutuklama talebi ile Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı açıklamasında, “Şüpheliler Ekrem İmamoğlu, Resul Emrah Şahan, Mahir Polat ve Mehmet Ali Çalışkan üzerlerine atılı silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan tutuklanmaları istemiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilmiştir. Şüpheli İmamoğlu, suç örgütü kurma, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet almak kapsamında tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edilmiştir” denildi.
Savcılığın tutuklama sevk yazısı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sevk yazısında, İBB ve ilçelerdeki 18 belediye meclis üyesinin PKK ile bağlantılı oldukları, Kent Uzlaşısı kavramı adı altında Ekrem İmamoğlu’nun desteklenmesi için bu kişilerin seçime kısa süre kala CHP’ye üye kaydı yaptırdıkları ifade edildi. Bu isimlerden birinin PKK’nın Kandil kampına giderek, silahlı terör örgütü üyesi olan kızıyla fotoğraf çektirdiğinin anlatıldığı sevk yazısında, 2014 tarihli bu fotoğraflara da yer verildi. Sevk yazısında, İmamoğlu’nun, Azad Barış adlı firari durumdaki örgütün alan sorumlusuyla irtibatı bulunduğu da öne sürüldü. Ekrem İmamoğlu’nun, “İlçe seçim kurulu ve YSK neden bu isimlere onay verdi?” şeklindeki savunmasıyla ilgili değerlendirme yapılmayan sevk yazısında, “Belediye başkanı seçilmek için Kent Uzlaşısı’na iştirak ettiği ve böylece örgüte yardım suçunu işlediği” öne sürüldü.
Terör soruşturmasına ilişkin sevk yazısında, “PKK/KCK başta İstanbul olmak üzere metropol illerde etkinliklerinin arttırılması amacıyla fiilen 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerde hayata geçirdiği ‘KENT UZLAŞISI’ faaliyetiyle ilgili olarak terör örgütü yöneticilerinin söz konusu seçim öncesinde görüş ve talimatlarını terör örgütüne müzahir medya aracılığıyla ilettiği, ayrıca seçim sonrasında da bir kısım yöneticiler tarafından olgunun dile getirildiği” belirtildi.
Savcılık, Ekrem İmamoğlu’nun başkan seçilmek için ‘terör suçu’na iştirak ettiğini öne sürdü, tutuklama istedi: YSK’nın onayladığı belediye meclis üyeleri, tutuklama gerekçesi gösterildi.
Sancaktepe örneği
Sevk yazısında bu isimlerden Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi Elif Gül’ün durumunun, konunun vahametinin anlaşılması açısından dikkat çekici olduğu vurgulandı. Bu kişinin, terör örgütünün kırsal alanında faaliyet gösteren kızını örgüte teslim ettiği ve Kandil bölgesinde diğer örgüt mensupları ile beraber fotoğraf çekildiğine dair tespitlere ulaşıldığı kaydedildi. Sevk yazısında bu fotoğraflara da yer verildi. Fotoğrafların 2014 tarihli olduğu da belirtildi.
Tutuklanan diğer belediye meclis üyelerinden elde edilen bilgilerin de sıralandığı yazıda, şu değerlendirme yapıldı:
‘Soruşturma derinleştirilerek sürecek’
“Sonuç olarak yukarıda örnekleme olarak yer verilen şahısların KCK yürütüme kurulu üyesi Duran Kalkan’ın 2024 yerel seçimler öncesinde yaptığı açıklamada vücut bulan, kamuoyunda “KENT UZLAŞISI” olarak bilinen, terör örgütü mensuplarının metropol belediyelerine sızdırılması talimatı doğrultusunda ilimizdeki çeşitli ilçe belediyelerine yerleştirildikleri, çoğunun ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olmalarının sağlandığı, şüphelilerin terör örgütünün mali yapısının desteklenmesi ve alan saha gücünün arttırılmasını ortak ve organize bir plan dahilinde hedefledikleri, soruşturma kapsamında ortaya koyulan deliller ile şüphelilerin HDK üyesi oldukları, Halkların Demokratik Kongresi (HDK)’nın legal görünümlü bir cephe yapılanması ve TBMM’ye alternatif bir meclis olduğu, hiyerarşik olarak PKK/KCK terör örgütünün sözde Türkiye Yürütmesi olan KCK/TDÖ parça örgütlenmesi altında siyasi alan yapılanmasının çatı yapısı olarak yer aldığı, benzeri bir oluşum olan DTK’nın Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 02/12/2019 tarih ve 2018/4589 Esas- 2019/7385 Karar sayılı kararıyla PKK/KCK terör örgütünün unsuru olarak ayrıca terör örgütü olarak kabul edildiği, KCK yürütüme konseyi üyelerinin yukarıda ortaya koyulan talimat ve telkinlerinde “demokratik özerklik” amaçlarına ulaşmak maksadıyla hayata geçirilen “KENT UZLAŞISI” stratejisine HDK ve bileşenlerine hayati bir rol verildiği, bu kapsamda HDK’nın sosyal alandaki faaliyetleri ile eş güdümlü şekilde siyasal alanda da “KENT UZLAŞISI” modeli üzerinden metropol belediyelerindeki kritik noktalara HDK üyelerinin sızdırıldığı, nitekim şüphelilerin ifadelerine de kısmen yansıyan şekilde şüphelilerin siyasi tutum ve davranışlarının bu doğrultuda ve üst düzey örgüt yöneticilerin talimatına göre şekillendiği, bu kapsamda şüphelilerin PKK/KCK terör örgütünün uzantısı olan HDK içerisinde faaliyet yürüttükleri, KCK eş başkanları ve yürütüme konseyi üyesi olan üst düzey örgüt mensuplarının talimatları ile “demokratik özerklik” planını hayata geçirmek maksadıyla ilimiz ilçe belediyelerinde kritik konumlara getirildikleri ve bu şekilde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olarak görev yapmalarının sağlandığı anlaşılmakla terör örgütünün metropol illerde etkinliğini arttırma amacını haiz Kent Uzlaşısı faaliyetinin hayata geçmesi adına iştirakleri tespit edilecek diğer tüm şahısların deşifre edilmesi için soruşturmalarımız derinleştirilerek devam edecektir.”
Azad Barış’a dikkat çekildi
Sevk yazısında, firari Azad Barış adlı kişinin PKK siyasal alan yapılanması sorumlusu olduğu iddia edilerek, bu kişinin yüklü miktardaki hesap hareketleri özetlendi. Düzenli ve resmi geliri olmayan Barış’ın, buna rağmen adına kayıtlı 2 adet araç ve 3 adet gayrimenkul kaydının bulunduğu, bunlardan bir tanesinin de HDP Genel Merkez Ek binası olduğu, HDP ile olan tapu devri sırasında mevduat miktarının nasıl 21.000.000 TL’ye yükseldiğinin gelen veriden anlaşılamadığı, tüm bankacılık iş ve işlemlerin muvazaalı ve işleme konu paranın kaynağının şüpheli olduğu vurgulandı.
Anonim isimli bir sosyal medya kullanıcısının, ‘Yedili koalisyonun adayı Kılıçdaroğlu’nu destekleyen HDP’nin Diyarbakır Milletvekili adayı Azad Barış, seçimi kazanmaları halinde gerçekleştirecekleri planı itiraf etti: Özerklik kuracağız ve Afrin’i geri alacağız” paylaşımlarına yer verilen sevk yazısında, Ekrem İmamoğlu, Ahmet Özer, Mahir Polat, Resul Ekrem Şahan ve Murat Ongun’un Azad Barış ile irtibatlı oldukları ve kent uzlaşısı örgütsel faaliyetine iştirak ederek, ‘Silahlı Örgüte Yardım Etme’ suçunu işledikleri kaydedildi.
Adli kayıt suç sayıldı
İmamoğlu ve diğer isimlerin Kent Uzlaşısı’na destek verdiklerine yönelik gizli tanık ifadeleri ve diğer ifadelerin özetlendiği sevk yazısında, İmamoğlu’nun 2018-2025 tarihleri arasında terör suçlarından adli kaydı olan 138 farklı kişiyle iletişiminin olduğu kaydedildi. Belediye iştiraki şirketlerde işe alınan 21 kişinin de terör örgütleri ile iltisaklı olduklarına yönelik bilgilerin saptandığı vurgulandı.
‘Bilerek iştirak etti’
Sevk yazısının değerlendirme bölümünde de şu tespitler yapıldı:
“Tutuklama istemiyle sevk edilen şüphelilerin PKK/KCK terör örgütü siyasal alan sorumlularından Azad Barış ile olan ortak, yoğun ve süreklilik arz eden ve örgüt mensubu ve belediye personeli olan tanık beyanlarını destekleyen 31/03/2024 tarihli seçime yakın dönemi öncesine ilişkin irtibatlarına dair içerikler, kendilerinin sair terör örgütü mensuplarıyla irtibatlarına dair tespitler, mali analiz raporları içeriği, Azad Barış ve firmalarının Kent Uzlaşısı faaliyetleri ve söylemlerine ilişkin açık kaynak tespit içerikleri, faaliyet doğrultusunda Belediyelere sızdırılan belediye meclis üyeleri ve başkan yardımcıları ile personellerden ibaret terör örgütü mensuplarının örgütsel bağlarına dair tespitler (yukarıda da vurgulandığı gibi bu tür diğer şahısların tamamıyla deşifresine ilişkin soruşturmalar devam etmektedir) bir arada değerlendirildiğinde; şüpheli İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’nun diğer şüphelilerle birlikte yerel seçimlerde, belediye meclis üyesi listelerinin kendisinin onayıyla belirlenmesi, kendisinden habersiz belirlenemeyeceği olgusu da nazara alındığında kendisinin Belediye Başkanı seçilebilmesi amacıyla desteklenmesi karşılığında terör örgütünün yönetimince de ifade edilen metropollerde etkinliğinin arttırılması amacını taşıyan ‘kent uzlaşısı’ faaliyetine bilerek iştirak etmek, bir kısım terör örgütü mensuplarının Belediyelerde etkili yerlerde görev alması, diğer bir kısım terör örgütü mensubunun veya öldürülen örgüt mensubu yakınlarının sözde değer ailesi tabir edilen yakınlarının kamu görevinde yer almasını sağlamak suretiyle Yargıtay kararlarında da ifade edilen her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemlere iştirak ederek üzerlerine atılı PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri…
Özer’i tavsiye etti
Yine şüphelilerden Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın kullanmış olduğu telefon ve dijital materyallerin şifresini kolluk görevlilerine vermedikleri, Reform vakfı kurucularından şüpheli Mehmet Ali Çalışkan’ın yanında cep telefonu olmadan eş zamanlı yakalama gözaltı tarihinden sonra kolluk görevlilerine teslim olduğu, bu şekilde ilişki ve irtibatlarının deşifresini engelleme amacında oldukları, yine dikkat çekici olarak şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun terör örgütü mensubiyeti nedeniyle kamu davası açılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i seçilmesi kendisinin tavsiye ettiğine dair beyanda bulunduğu anlaşılmakla; Şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedenlerinin bulunduğu anlaşılmakla; tutuklanmalarına karar verilmesi kamu adına talep olunur.”
HABER MERKEZİ