• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Temmuz 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

İnsanların ve nesnelerin zorunlu göçü- Ariella Azoulay*

2 Aralık 2018 Pazar - 00:00
Kategori: Yazarlar

Avrupa müzelerinde korunan nesneler sadece birer şaheser değil, aynı zamanda emperyal şiddetin katılaşmış biçimleridir. Felwine Sarr ve Benedicte Savoy’un, Paris’teki Quai Branly Müzesi’ndeki çalıntı Afrika nesnelerinin ait oldukları ülkelere iade edilmesini tavsiye eden raporlarının yayınlanması ile, Honduras’tan yola çıkan “göçmen kafilesi”nin ABD topraklarına yaklaşmasının aynı zamana denk gelmesi tesadüf değil: “Yeni Dünya”nın icadı kadar eski bir hikâye bu. Fransa Cumhurbaşkanı’nın görevlendirmesi üzerine hazırlanan ve geçen günlerde yayınlanan raporda, Fransa’nın sömürge döneminde Afrika’dan yağmaladığı 40 bin nesnenin kayıtsız şartsız iadesi tavsiye ediliyor. ABD müzeleri, Honduras’tan (ve tabii Orta ve Güney Amerika’nın genelinden) yağmalanmış nesnelerle ilgili buna benzer bir inceleme ve rapor çalışması başlatmış değil henüz; ama şimdi ABD’ye doğru ilerleyen binlerce insanın, telafi ve tazmin arayışında olduğunu görmemiz gerekiyor. Yağmalanmış nesneler de, kimileri kendi hükümetlerinin eliyle yurtlarından sürülen insanlar da, emperyal yağmanın ve mülksüzleştirmenin yükünü taşımaya devam ediyor.

Dünya üzerinde, müzelerde teşhir edilmek için yaratılmamış milyonlarca nesnenin, emperyal devletler tarafından yağmalanmış olduğu herkesin malumu. Bunların çoğunun, ilk kurulan müzelerde titizlikle korunduğu ve şimdi sanat nesneleri kadar değer gördüğü de herkesin malumu. Dünyalarını kuran nesnelerden koparılmış milyonlarca insanın; aletlerden süslemelere kadar, haklarının nakşolduğu nesneler ellerinden alınmış milyonlarca insanın, hâlâ kendilerine yeniden ev kuracakları bir yer aradıkları da herkesin malumu.

Yukardaki resim, Honduras’tan alınmış nesnelere ait müze kayıtlarından birini gösteriyor. Nesnenin biçiminden ve üzerindeki sembollerden, tahılların öğütüldüğü bu oyuk taşın yemekle ilgili işlevine indirgenemeyeceği anlaşılıyor; belli ki bu nesne, insanların kendilerini tanımalarını sağlayan anlamlardan, becerilerden, haklardan oluşan bir dünyanın parçasıymış. Honduraslılar, emperyalizmin ülkelerinde yarattığı yıkıcı koşullardan kaçmaya çalışırken sınırlarda çekilen fotoğraflarında nesnesiz ve dünyasız göçmenler olarak görünüyorlar. Asırlara yayılan emperyalizm, silahlı emperyal aktörlerine, sadece acil ihtiyaçlarını karşılayacak kadar eşyayla dolu bohçalarıyla yola düzülmüş insanlara ateş etme yetkileri olduğunu öğretti. Bu topluluklara ait nesnelerin zorunlu göçü emperyal keşif seferleri aracılığıyla hayata geçirildiğine göre, emperyal rejimlerin bu insanlara dayattığı “belgesiz” statüsünü reddetmenin de vakti geldi. Onların yürüyüşünde, kendilerine ait addettikleri dünyadan koparılmayı reddeden insanların karşı-seferini görmenin vakti geldi.

Benin’in, Kongo’nun, Honduras’ın, Filistin’in veya sömürgeleştirilmiş dünyadaki herhangi bir yerin yağmalanmasından sonra, yağmalanan nesneler onları yaratmış ve kullanmış insanların erişimine kapandı. Onyıllar ve asırlar boyu kendilerinin ve atalarının yaptığı nesnelerden mahrum edilen sömürgeleştirilmiş insanlar ile, şimdi o nesneleri emperyal ilkeler ve sınıflandırma işlemleri doğrultusunda saklayan müzeler, arşivler, kütüphaneler arasındaki gediği kapatmanın zamanı geldi. O nesne ve belgeleri yaratmış, içerdikleri bilgiyi ve hakları miras almış halklara yabancı olan standart dilleri ve kurallarıyla UNESCO veya ICOM gibi uluslararası kurumların otoritesini reddetmenin zamanı geldi. Bu kurumlar, nesnelerin bakımını üstlenme -onları kurtarma, muhafaza etme, koruma- gibi tarafsız bir rejimi kurumsallaştırmak, standartlaştırmak ve uluslararası çapta yaymak suretiyle yağmayı mazur göstermektedir. Koruma ve arşivleme biçimindeki emperyal uygulamaların gerçekte ne olduğunu adlı adınca söylemeliyiz: suç.

Çalınmış nesnelerin iadesi, tek başına, emperyal devletleri ödemeleri gereken borçtan kurtarmaz; bu bölgelerde askerî müdahalelerle, şirketler ve bankalar eliyle hâlâ yol açmaya devam ettikleri yıkımı da temize çıkaramaz. Emperyal şiddet bir rejimdir, dolayısıyla ne aklanabilir, ne geçmişe gömülebilir, ne de daha güzel bir gelecek hayaliyle aşılabilir. Eski sömürge ülkelerindeki siyasi rejimlerden kaçıp Avrupa’da, ABD’de, İsrail’de sığınma arayan insanlarla, bu insanların uzun zaman önce ABD ve Avrupa müzelerine getirilmiş kıymetli kültürel nesneleri arasında bağ olduğu görülmüyor, ama var. İnsanların ve nesnelerin zorunlu göçü her ikisini de göçmene dönüştürdü.

“İyi belgelenmiş” milyonlarca nesne ve milyonlarca “belgesiz” insan, sınırların ve o sınırları ayakta tutan yasaların kaldırıldığı bir dünya arzusu uyandırıyor: ‘yasadışı’ göçmenleri ve ‘yasal’ olarak yağmalanmış nesneleri yaratan sınırlar bunlar. Sarr ve Savoy’un raporu haklı övgülerle karşılanırken, insanların, kendi kültürlerini müzelerde saklayan yerlerde yaşama hakkına sahip oldukları da unutulmamalı.

 Derya Yılmaz tarafından çevrilen bu yazı www.e-skop.com adresinden alınmıştır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Milyonların talebi

Sonraki Haber

Doğan Güzel’in çizimiyle…

Sonraki Haber

Doğan Güzel'in çizimiyle...

SON HABERLER

Ateş ve umut

Ateş ve umut

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

‘Ama emperyalizm’ diyorsak…

O mağaralar…

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Yazarlar

11 Temmuz’dan sonra

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Ulus – devletlerin panzehri: Demokratik ulus

Ulus – devletlerin panzehri: Demokratik ulus

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Özgürlük yolunda birlik: Öcalan ve halk

Özgürlük yolunda birlik: Öcalan ve halk

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Rızanın inşası ve barışın gölgesi

Rızanın inşası ve barışın gölgesi

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Savaştaki barış

Savaştaki barış

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır