Irkçılıkla mücadelenin simgelerinden Malcolm X’in sözlerini bazen sayfa aralarında, duvar yazılarında, bazen tribünlerde hatta kendisine ait olmayan sözleri etkileşim almak uğruna onun cümlesi gibi paylaşım yapan sosyal medya hesaplarında görebiliyoruz. Malcolm X, ırkçılıkla ilgili üzerine çokça düşünülmesi gereken bir tahlilde bulunuyor, “Irkçı olan Beyaz Amerikalı değildir. Beyaz adamda ırkçı bir psikolojinin gelişmesine hizmet eden Amerikan siyasal, ekonomik ve toplumsal atmosferidir.” Yani tam da bu yüzden Cizrespor’a, Amedspor’a, Gomis’e, Eboue’ye, Deniz Naki’ye ve daha nicelerine yapılan ırkçılık siyasal, ekonomik ve toplumsal atmosferden bağımsız ele alınamaz.
2019 yılında Antalya deplasmanında saldırıya uğrayan Cizrespor’u, Antalya Emniyet Genel Müdürlüğü suçlu ilan ederek, “olayın ani bir reaksiyonla meydana geldiğini” savundu. Fenerbahçe- Galatasaray derbisinde Eboue ve Drogba’ya ‘Maymun’ taklidi yapılıp, muz gösterilmesini ise iki kulüp yöneticisi de reddederek, “Bizim ülkemizde ırkçılık yoktur” açıklamasında bulundu. Türkiye’de ırkçılık olmadığının en güçlü söylemlerinden biri de, “yıllardır ülkemizde ‘Zenci’ler var hiç dayak yediğini gördünüz mü?” oluyor. Evet, nispeten görmedik. Nüfusunun azlığı, kendilerini benimsetmeleri için çoğunun ‘Sivaslıyım’ demesi bunun en büyük nedenlerinden. Önce gelenin, sonra gelene öğrettiği bir yaşam sözcüğü belki de. Irkçılık deyince hala birçok insanın aklına maalesef siyahiler geliyor. Oysa ırkçılık, siyahiler ile tarif edilemeyecek kadar geniş bir tanım. İnşaatlarda çalışan, sarayları inşa eden, yolu bulunmayan, elektriği olmayan hala birçok noktasında okulu olmayan ve 20 milyondan fazla nüfusu olan Kürt halkına anadilde eğitim ve sağlık hizmeti sunulmaması da yıllarca siyahilere yapılan ırkçılığın 2020’sidir. Tekstil atölyelerinde, saya atölyelerinde, limanlarda yani ülkenin en ağır ve en güvencesiz işyerlerinde ucuz iş gücü ve sigortasız olarak çalıştırılan Kürtler; bu yaşam biçiminin insanlık dışı olduğunu, kendi halkının dili olduğunu, eşit işe eşit ücret talebini, halkını kendi liderleriyle yönetmesini talep ettiği günden beri, Cumhuriyet tarihinin (Ve tabii ki öncesinde de) tüm iktidarların hedefi haline geldi. Yaşanan ekonomik krizler, yolsuzluklar, doğal afetlere karşı alınmayan önlemler… Tamamen ‘Vatan-Millet-Sakarya’ söylemleri ile örtbas edilmeye çalışıldı, ediliyor. Medyasıyla, kurumlarıyla, kolluk kuvvetleriyle Cumhuriyet tarihine geçecek iktidarlarından birisi de AKP hükümeti. Bu durum elbette yeşil sahalara da yansıyor.
Atmosfer ırkçı
Geçtiğimiz hafta ırkçılığa karşı ligden çekilme kararı alan Cizrespor ise yaşanan saldırıların şimdilik sonuncusu. Kulüp, yaşanan olayların ardından Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na (PFDK) sevk edildi ve adeta ceza yağdırıldı. ‘Kural’ olarak baktığımız zaman uygulanan cezalar kitabına uygun. Deplasmanda saldırıya uğrayan Amedspor olduğu zaman, Cizrespor olduğu zaman ise ‘reaksiyon’ olarak tanımlandı. Yine çok değil geçtiğimiz haftalarda, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu PKK’nin Amedspor’a para yardımı yaptığını iddia etmiş, ‘gerekeni yaparız’ söyleminde bulunmuştu. Yıllardır Amedspor ve Cizrespor’un PFDK’ya başvurularına sessiz kalınmış, saldırılar neredeyse tebrik edilme durumuna gelmişti.
İkitelli’de, Adana’da, İzmir’de ve ülkenin daha birçok noktasında Suriyelilere yönelik provokatif ırkçı saldırılarda kimsenin ceza almaması, iktidarın medyada mülteci dostu görünüp, ekonomik krizi ve işsizliği Suriyelilere yükleme ve bunun salgın gibi yayılmasına engel olmaması da ırkçılıktır.
Cizrespor’un, Amedspor’un, herhangi bir takımın veya oyuncunun başına gelen ırkçı ve saldırgan tutumlar bunlardan bağımsız ele alınamaz. Bu ırkçılığın önüne geçmenin tek ihtimali ise ırkçılığı doğru tanım ile ele alarak ülke atmosferinin değişimini sağlamak. Aksi takdirde mahalle aralarında, otobüste, işyerlerinde 6-7 yıl öncesine kadar en büyük ırkçılığa maruz kalan Kürt halkının yerini alan Suriyeliler olduğu gibi sistem, muhakkak suçlu yaratarak düzenini devam ettirmenin yolunu bulacaktır.
Konunun başına gelmek gerekirse; çocuklar ırkçı, saldırgan, katil, hırsız, tecavüzcü doğmaz. Çocukları bunlardan biri yapan ekonomi, siyasal ve toplumsal atmosferdir.