Marmara Bölgesi’ndeki işçilerin hak arama mücadelesi günden güne artarken, birçok direniş de kazanımla sonuçlanıyor. Dev Yap-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, büyük işçi hareketlerinin yolda olduğunu belirterek, ‘Bugün de işçi sınıfı, kazanılmış haklarını korumak için bedel ödemeye hazır olmalı’ dedi
Dünyanın en büyük sendika birliği olan Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 2023 yılı verilerine göre, işçi hakları açısından dünyadaki en kötü 10 ülke arasında yer alan Türkiye’de işçi sınıfının hak arama mücadelesi de devam ediyor.
Son süreçte Marmara Bölgesinde gerçekleşen işçi direnişlerini Mezopotamya Ajansı derledi.
Carrefoursa direnişi
İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bulunan CarrefourSA deposunda 12 Ağustos’ta 6 işçinin işten çıkarılmasının ardından Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) öncülüğünde başlayan direnişine 15’inci gününde polis müdahalesi gerçekleşti. CarrefourSA ve Gratis mağazalarında eylem gerçekleştiren işçiler Zeytinburnu’da bulunan Olivium Alışveriş Merkezi çıkışında polisler tarafından darp edilerek gözaltına alındı. Polis, gözaltı esnasında işçilere “Size Sabancı’nın selamını getirdik” dedi. Polisin tehditti kamuoyunda tepki ile karşılandı. Yaşanan tüm baskılara rağmen işçilerin direnişi kazanımla sonuçlandı. 28 Ağustos’ta 5 bin TL’lik zam talebi, CarrefourSA deposundaki taşeron firmasının çıkarılması ve işçilerin kadroya alınması yönündeki talepleri kabul edildi.
Kule vinç eylemi
Kazanımla sonuçlanan bir başka eylem ise Ulaştırma Bakanlığı’na ait İstanbul Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı Metro projesinde Bayburt Group taşeronu Modül Teknik bünyesinde çalışan işçilerin eylemi oldu. Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol Sendikası (Dev Yapı-İş) üyeleri 4 aylık maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle 14 Ağustos’ta eyleme geçti. Polis ablukası altında direnen işçiler, 19 Ağustos’ta sorunun çözüleceğine ilişkin kendilerine söz vermeleri üzerine eylem askıya alındı. Ödeme sözü verilen işçilerin ücretleri verilmeyince işçiler inşaat alanında Kule Vinç’e çıkarak eylemlerini Kule’de nöbet tutarak, sürdürdü. Verilen direnişin ardından eylem 23 Ağustos’ta kazanımla sonuçlandı.
Dinçer Lojistik protestosu
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Nakliyat-İş’e üye işçileri, Dinçer Lojistik’te 26 Ağustos’ta çalışma, ücret ve beslenme koşullarını protesto ederek direniş başlattı. Direniş 3 gününde kazanımla sonuçlandı. İşçilerin ücret artışı, yemeklerin düzelmesi ve taşeron işçilerin kadroya alınması kabul edildi.
Polonez direnişi devam ediyor
İstanbul’un Çatalca ilçesinde bulunan Polonez gıda fabrikasında ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı Tek Gıda-İş Sendikası’nda örgütlenen işçilerden 13’ü 17 Temmuz’da işten çıkarılmıştı. Ataşehir ilçesinde bulunan Genel Müdürlük önünde eylemde olan işçiler işe iadeler ve sendikal haklarının kabul edilmesi için direnişlerini sürdürüyor.
Fikirtepe Tokram da yemek protestosu
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bulunan Fikirtepe Torkam şantiyesinde çalışan işçiler, 17 Ağustos’ta kötü çalışma koşulları ve kendilerine verilen yemeklerin içinden böcek çıkmasını protesto etti. 26 Ağustos’ta ise İstanbul Kadıköy ilçesinde bulunan Fikirtepe’de şantiyeler havzasında taşeron firma olan Ilgan İnşaat bünyesinde çalışan inşaat işçileri, kirli tabldotlarda yemeklerin verilmesini masa ve sandalyeleri kırarak protesto etti. İşçilerin eylemi sonrası, kötü yemek koşullarının iyileştirileceği sözü verildiği için eylem sonlandırıldı.
Rondo işçileri grevde
İstanbul Tuzla’daki Kimyacılar Sanayi Sitesi’nde bulunan MKB Rondo fabrikası işçileri, ücret artışı talepleri karşılanmadığı gerekçesiyle 29 Ağustos’ta greve çıktı. Türk-İş’e bağlı Selüloz-İş Sendikası öncülüğünde gerçekleştirilen direniş devam ediyor.
‘İşçiler tepkilerini ortaya koyuyor’
Marmara Bölgesindeki direnişlere dair değerlendirmelerde bulunan Devrimci Yapı-İnşaat ve Yol İşçiler Sendikası (Dev Yap-İş) Genel Başkanı Özgür Karabulut, “Üretici köylülerden işçilere, kadınlardan çevre savunucularına kadar herkes, artık eski düzenin sürdürülemez olduğunu fark etti” dedi.
Karabulut iktidarın artık yönetemediğini belirterek, ‘Sürekli seçimlerle toplumu oyalamaya çalışıyor. Ancak seçimler de toplumun beklentilerini karşılamıyor. Asgari ücrete yapılan zamlar, emeklilere verilen artışlar, Erken Emeklilik (EYT) kararı gibi adımlar, seçim dönemlerinde verilen rüşvetler olarak görüldü” dedi.
“Son dönemde, örgütsüz işçi hareketleri ciddi direnişler ortaya koydu” diyen Karabulut, bu durumun ekonomik krizin derinleşmesinden kaynakladığını söyledi. Büyük işçi hareketlerinin yolda olduğunu belirten Karabulut, “İşçiler, sosyal medyada hak arama mücadelesi verdikçe, bu eylemler hızla diğer iş yerlerine de yayılıyor. İşçiler, kabul edilemez çalışma koşullarına karşı tepkilerini ortaya koyuyor” dedi.
‘Güvenlikçi politikalar yoksullaştırıyor’
Ülkede yaşanan ekonomik ve siyasi krizin temel sebebinin Kürt sorunu ve tecrit olduğunu ifade eden Karabulut, yaşanan çözümsüzlüğün toplumu daha da yoksullaştırdığını dile getirdi. Karabulut, “Güvenlikçi politikalar ve savaşın derinleşmesi, toplumun ihtiyaç duyduğu kaynakların bu alanlara aktarılmasına neden oluyor” diye ekledi.
Kürt sorunun demokratik bir yolla çözülmesi halinde toplumsal huzurun sağlanacağını söyleyen Karabulut, “Savaş varsa, pahalılık artar; savaş varsa, ekmeğe ulaşmak zorlaşır. AKP iktidarı da savaşın maliyetini topluma ödetiyor; bu durum, ekonomik krizin ve yoksulluğun temel sebeplerinden biridir” dedi.
‘Kolluk patronların güvenliği gibi’
İşçi direnişlerine yönelik polis saldırılarına dikkat çeken Karabulut, devletin işçileri korumadığını aksine patronları koruduğunu hatırlatarak, “İşçi direnişlerine karşı kolluk kuvvetlerinin sert müdahaleleri, işçilerin hak arayışını engellemeye yönelik bir politika olarak görüyoruz. Kolluk kuvvetleri adeta patronların özel güvenliği gibi hareket ediyor. Bu durum, devletin işçilerin haklarını savunmak yerine patronları korumayı tercih ettiğini gösteriyor. Sonuç olarak bu sert müdahaleler, işçilerin direnişlerinin ve hak arayışlarının yayılmasından duyulan korkunun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir” değerlendirmesini yaptı.
Devletin bu tutumu, işçi hareketlerinin toplumda örnek teşkil etmesini engellemeye yönelik bir çaba olarak görülüyor” dedi.
“İşçi sınıfı çalışma yaşamında elde ettiği hakları bedel ödeyerek kazanmış. Bugün de işçi sınıfı, kazanılmış haklarını korumak için bedel ödemeye hazır olmalı” diyen Karabulut örgütlenme çağrısı yaptı.
Haber: Ferdi Bayram