İSİG Meclisi Üyeleri, işyerlerinde koronovirüse karşı alınması gereken tedbirlerin acil alınması gerektiğine dikkat çekerek taleplerini sıraladı ve ‘Gerekirse üretim hızı düşürülmelidir’ dedi
Yadigar Aygün/ İstanbul
Dünyada hızla yayılan koronavirüsün en fazla etkileyeceği kesimler arasında emekçi sınıfı geliyor. Emekçilerin sağlığının korunması bu süreçte büyük önem teşkil ediyor. Kocaeli Üniversitesi’nden ihraç edilen Barış Akademisyeni Kimya Profesörü aynı zamanda Kocaeli İSİG Koordinasyon üyesi Veli Deniz, ve İşyeri Hekimi ve İSİG Meclisi Kocaeli Yürütme Kurulu Üyesi Aykut Çelik ile işyerlerinde virüse karşı alınması gereken önlemleri ve tedbirlerin neler olması gerektiğini anlattı.
Tedbir almak çok önemli
Bir süreliğine üretimin durdurulması gerektiğini dile getiren Aykut Çelik, üretimi durdurmanın mümkün olmadığı durumlarda ise vardiyalı çalışma başlatarak işçi sayısının azaltılması gerektiğinin altını çizdi. Çelik, işyerlerinde işçilerin sağlığının korunması için alınması gereken önlemlerin acil olduğuna dikkat çekti. Çelik, “İspanya’da bazı fabrikalar durdurdu. İşçi sayısı fabrikalarda azaltılabilir. İşçiler vardiyaya dönebilir. Evden çalışmak mümkünse evden çalışılmalıdır. Ellerin temas edecekleri yerler ciddi bir şekilde dezenfekte edilmeli bol bol. İşçilerin 1.5 metre mesafe ile korunması gerekiyor. Gereken yerlerde maske, tıbbı veya N95 maske takılması gerekiyor. El hijyeni çok önemli. İşyerlerinde dezenfektan kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Ortak alanların masa, ofis, bilgisayar yerlerin hepsi dezenfektanlarla günde en az iki-üç defa temizlenmelidir. En ufak şüpheli vaka taşıyan işçinin eve gönderilmesi gerekiyor. İşyeri hekimlerine yönlendirilmesi gerekiyor. Toplu olarak eğitimlerde insanların bir araya gelmemesi gerekiyor. Bu durumda toplu taşıma kullanımı çok sakıncalı ama insanlar mecburen kullanıyor. Yemekhanelerde sandalye aralıklar bırakılarak oturulmalıdır. Hatta yemekhanelerde 3’erli 4’erli kişi olarak vardiyalı olarak göndermek gerekiyor. Maksat kalabalık sayısını azaltmak. Hava temizleme fitreleri önemli, buraların anti-bakteriyel virüslere karşı koruyucu ve temizlik sıklıklarının arttırılması gerekiyor” dedi.
İşten çıkarılma kabul edilemez
İşverenlerin fırsatçılık yaparak işçi çıkarmaya gittiğini dile getiren Çelik, ekonomik krizin derinleştiğini vurgulayarak işçi çıkarmanın kabul edilemeyeceğini şu sözlerle aktardı: “İşçi çıkarılmasına karşı devletin burada müdahil olması
lazım. İşçi çıkarmak bu kriz esnada asla kabul edilemez. Bir yandan da fabrikalarda üretim durunca, iflas edince tabi devletin burada bütçe ayırması lazım. İflaslara karşı fabrikaları desteklemesi lazım. Bu destekleme aynı zamanda işçileri desteklemek demek. Sendikaların da işçilere sahip çıkmaları lazım. İtalya’da bazı yerlerde grevler başladı” diye konuştu
Güvenli mesafe çok önemli
Kocaeli Üniversitesi’nden ihraç edilen Barış Akademisyeni Kimya Profesörü, Kocaeli İSİG Koordinasyon üyesi Veli Deniz, koronavirüsün çok ciddi belirsizliğinin yüksek küresel bir salgın olduğunu belirtti. Deniz, sosyal mesafenin önemine dikkat çekerek, “Yapılacak şey özellikle sosyal mesafeyi korumak. Ya evde kalacağız ya da bireysel olarak mesafemizi koruyacağız. Güvenli mesafe demek paniğe kapılmadan önlemini alarak yaşamaya devam edeceğiz ama salgının büyümesine neden olacak yakınlaşma mesafesi ayarlayacağız. Bu nasıl olabilir? Kalabalıkları azaltarak olabilir. Örneğin lokantalar çalışabilir fakat masaları seyreltmek lazım. Daha az müşteri almak lazım. Yaşamaya böyle devam etmek lazım. Yalnız kalmak da çözüm değil, bireysel olmak da çözüm değil. Benim yaklaşımım sosyal mesafeyi ayarlamak. Bu hastalığın özelliği hafif geçirebiliyorsunuz ama taşıyıcısınız. Sağlık Bakanlığı ‘olay iyice ortaya çıktıktan sonra hastaneye başvurun’ diyor. Ateşiniz, öksürüğünüz, nefes darlığınız varsa başvurun diyor, o zaman da iş işten geçmiş oluyor. Onlarca kişiye virüs aktarmış olabilirsiniz” diye konuştu.
Acil durum planı yapılmalı
Toplum olarak bir aylık süreçte çok dikkat edilmesi gerektiğini belirten Deniz, işverenlerin ve işçilerin neler yapması gerektiğini şu sözlerle aktardı: “Virüsün ilk ortaya çıktıkları dağılım hızı aynı. Türkiye kritik bir süreçte, iki hafta sonunda binlerce ifade edilecek tablo ortaya çıkacak. Bir aylık toplum olarak çok dikkat etmemiz gereken bir süre var. İşyerleri için çok kalabalık ortam ise toplu bulunulan faaliyetleri azaltmak lazım. İşçileri tek tek
bilinçlendirmek lazım. Riskli gruplara ücretli izin vermek lazım. Kalanlarla yaşama devam etmek lazım başlangıçta. Yani üretimi durduramayız, hayat devam edecek. Önlemleri sıralayacak olursak bir defa kurumsal olarak bir tane koronavirüs sorumlusu tayin etmek lazım, ciddi bir acil durum planı yapmak gerekiyor. Kullanılması gereken temizlik ürünlerini almak lazım. Sık sık işçilere uyarı ve eğitim yapmak lazım. Ciddi olarak işçileri takip etmek lazım. Riskli grupları da işyerlerinden uzaklaştırmak lazım. Güvenli çalışmayı sağlamak gerekiyor. Bunun için gerekirse üretim hızı düşürülmelidir. İleride ciddi bir faciaya sebep olmaktansa daha düşük hızla üretim yapılmalıdır” dedi.
Ücretli izin hakkı
İşçi Sağlığı ve Meclisi (İSİG) yayınladığı yazılı açıklamada koronavirüs salgını sırasında 20 milyon işçi ve aileleri için hiçbir önlem alınmadığını dile getirerek alınması gereken önlemleri sıraladı: “İşyerlerinde işten atma, zorunlu ücretsiz izne çıkarma, yıllık izin kullandırtma, üretim baskısı ve fazla mesai gibi uygulamalar sıklaşıyor. Patronların tek derdinin işçinin sağlığı değil performansı olduğu bu süreçte bir kez daha ayyuka çıkarken, pek çok işyerinden hastalığa davetiye çıkaran çalışma koşullarının sürdürüldüğü, hiçbir önlem alınmadığı, işçilerin kişisel hijyenlerini sağlamasına izin verilmediği, maske ve eldiven kullanmanın yasak olduğu sesleri yükseliyor.”
Emekçilerin canı hiçe sayılıyor
İşçilerin ve yoksul ezilen kesimin canının hiçe sayıldığına dikkat çeken açıklamada ekonomik krizin daha da derinleşeceğine şu sözlerle vurgu yapıldı: “‘Aynı gemideyiz’ açıklamaları yapılırken, ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ paketiyle patronlar için KDV indirimi, teşvik, borç erteleme, faiz indirimi, stok finansmanı desteği veriliyor, işçilereyse kendilerini korumaları salık veriliyor. Bu maliye politikalarıyla hedefin işçinin ve yoksulların sağlığının değil, kaynakların şirketleri ayakta tutmak için seferber edileceği açıkça ortaya konulmuştur. Koronavirüs salgını bir sınıfsal uçurumu daha da derinleştirmektedir. Halkın ve işçilerin sağlığını ilgilendiren böyle bir durumda ülkede ‘sağlık seferberliği’ ilan edilmesi gerekirken emekçilerin sağlığı ve canı hiçe sayılıyor.
Bu noktada işçilerin sağlığının korunması için 12 acil talebimiz:
– Patronların ekonomik kaybı gerekçe göstererek işçileri işten çıkarmaları, zorunlu ücretsiz izin ve zorunlu yıllık izin kullandırması yasaklansın.
– Çalışma saatleri ücretler ve haklarda bir kayıp olmaksızın en çok günlük 6 saat olacak biçimde sınırlandırılsın. Çalışma süresinin kısaltıldığı işyerlerinde patronların, bu süreleri işçilerin izinlerinden düştüğü hukuksuz uygulamalarına son verilsin.
– Kişisel hijyen ve korunma malzemeleri işçilere ve halka ücretsiz olarak dağıtılsın. İşçilerin sağlık taramaları yoğunlaştırılsın ve işyerlerinin çalışma organizasyonu salgında hijyen kuralına göre düzenlensin.
– Özellikle tuvalet, yemekhane, ortak çalışma ve dinlenme alanlarının kullanımı acilen düzenlensin. Sık ve ortak kullanılan yemekhane, soyunma odası, dinlenme odası, tuvalet gibi alanların temizliği ile işçi servisleri ve şehir içi toplu ulaşım araçlarının hijyeni sağlansın.
– Sağlık ücretsiz ve herkesçe erişilebilir hale getirilsin. Testler ve muayeneler kamu hastanelerinde ve özel hastanelerde ücretsiz olarak yapılsın.
– Kendisi ve yakını virüs nedeniyle karantinaya alınan işçi hastalık süresi kapsamında olsun ve bu süredeki gelir kaybı önlensin. Enfekte işçilerin işten atılması yasaklansın.
– Temel gıda ve hijyen yardımı karşılansın, gıda ve hijyen ürünlerine yapılan fahiş zamlar geri çekilsin, temel gıda malzemelerinde KDV sıfırlansın. Kontrolsüz fiyat artışına karşı ihbar ve denetim mekanizması kurulsun.
– Elektrik, su, doğalgaz, tüketici kredisi ve prim borçları ertelensin, salgın süresince temel hizmetler ücretsiz olsun.
– Alınan karar ve tedbirlerin ancak kamunun bir bölümünde değil, özel sektör, kayıt dışı sektör ve 50’den az çalışanı olan işyerlerinde uygulanması ve yaptırımı sağlansın, gerekli önlemlerin alınmadığı işyerlerinin bildirimi için ihbar hattı kurulsun.
– Koronavirüsün en riskli yaş grubunu oluşturan 50 yaş ve üstü işçilere salgın bitene kadar izin hakkı tanınsın, en düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine çıkarılsın.
– Hangi şehirde kaç hastanın teşhis edildiği, kaç kişinin hayatını kaybettiği gibi bilgileri öğrenme hakkımız var. Bu bilgiler halkla açık ve şeffaf biçimde paylaşılsın.
– Tüm bu maddeleri de içeren ana talebimiz ise bu süreçte işçilerin sağlığı için üretimi sürdürmenin zorunlu olduğu sektörler dışında işyerlerinde üretimin durdurulması gerektiği ve işçilerin salgının kritik evresi bitinceye kadar ücretli izinli sayılması gerektiğidir. Yaşamak ve yaşatmak için; birlik, mücadele ve dayanışma zamanı.”