• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
20 Eylül 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

‘Tesettürlü Şeytan’ Tayyip Kırıkkanat’a karşı

24 Ocak 2019 Perşembe - 02:07
Kategori: Manşet, Yazarlar

AKP iktidarına çıkan yolların taşlarının döşendiği, üniversitelere başörtüsü ile girişin yasaklandığı 28 Şubat sürecinden bir fotoğraf karesi… Slogan “Başörtüsüne Özgürlük”… Pankartı tutanların hepsi erkek… Sloganın yer aldığı pankarttaki çizimde bağlanmış bir örtü var ama içinde baş yok… Özgürlük zaten kadına değil örtüye isteniyor çünkü… Daha doğrusu kadının özgürlüğünü erkekler için sınırlayan örtüye isteniyor…

Ancak, kadının özgürlüğünü kısıtlayan bu örtüye “özgürlük” isteyen İslamcılık ile, kadının özgürleşmesinin toplumsal koşullarını yaratmadan dini kural ve simgeleri kamuda yasaklamaktan ibaret kalan devletçi laikliğin çatışmasından ilerici bir sonuç çıkmadı.

Doğrudan ya da dolaylı zorla örtülen kadın, devlet tarafından onu örtünün içinde yok etmek isteyenlere doğru itildi. Devletin de teşvik ettiği ‘açık kadın’-’başörtülü kadın’ kıyaslamaları, İslamcılar açısından elverişli bir zemin yarattı.

AKP, iktidar yolculuğunda “başörtülü bacılarım…” ile başlayan ajitasyonların ekmeğini çok yedi. Hala da yemeye çalışıyor.

Ne var ki, devletçi laiklik anlayışı ile İslamcı muhalefet arasındaki çatışma, devletin İslamcılar tarafından ele geçirilmesiyle buharlaşırken, bu çatışmanın gölgesinde kalan bir başka çatışma da gün yüzüne çıkmaya başladı: Başörtüsünün simgelediği erkek egemenliği ile kadın arasındaki çatışma.

İslamcıların “başörtüsüne özgürlük” talebi, 9-10 yaşındaki kız öğrencilerin bile okul sırasına kapatılarak oturtulabileceği bir “özgürlük” ortamı ile karşılandı. Ancak pankarttaki özlem bir türlü karşılanamıyor. Kutsal kitapta yazanın aksine hiçbir şey “ol” denilmekle olmuyor, “kaybol” denilmekle de kaybolmuyor. Kadın da örtünün içinde yok olmuyor hatta giderek artan biçimde örtünün altındaki kadının özgürlük özlemi ve mücadelesinin örtüyü zorladığı görülüyor. Çünkü olay yalan dünyada değil gerçek dünyada yaşanıyor ve “kul ile Allah arasında” değil, insan ile insan arasında, ezilen ile ezen arasında, kadın ile erkek arasında geçiyor. Kayseri Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin üretimi olan 2016 tarihli “Tesettürlü Şeytan ve İmam Hatipli Merve” videosu İslamcıların kendi çelişkileriyle yüzleşmesini oldukça güzel simgeliyor. Vaktiyle çok tartışılan ve kimisinin dalga geçtiği, İslamcı yazarların ise videoyu çeken öğrencilerin amatörlüğüne verip geçiştirmeye çalıştığı kısa filmde, başörtülü genç kadınların kendi istekleri ile kendilerine dayatılan sınırlamalar arasında, genç bir kadın ile İmam Hatip’in kadın tanımı arasındaki çelişkiyi görüyoruz.

“Kötü kadın”, kapatılan Fethullah Gülen televizyonlarının popüler dizilerinden “Boşanmak İstemiyorum”daki gibi açık biri değil, örtülü bir genç kadın ve adı da “tesettürlü şeytan”. Video ilerledikçe görüyoruz ki “Tesettürlü Şeytan” aslında Merve’nin iç sesi. Alışveriş yapmak istiyor, buluşmak istiyor, kafede hoşlandığı çocuğun yanına gitmek istiyor, gittiği tesettür giyim mağazasında hoşuna giden bir elbise almak istiyor… Onun bu istekleri uyandığında yanında tesettürünün üzerinde boynuzlar çıkmış, yüzü kara siyah makyajlı, sırtı pelerinli bir kadın, yani “Tesettürlü Şeytan” beliriyor. “Şeytan” öyle gece kulüplerinde, sahillerde falan değil, İmam Hatip öğrencilerinin yan yana geldiği yerlerde, evde, tesettür mağazasında ortaya çıkıyor. “Şeytan” aslında örtünün içinde yok edilemeyen özgürlük isteği. Video her seferinde Merve’nin İmam Hatipli olduğunu hatırlaması ve isteklerinden vazgeçmesi ile sonuçlanıyor. Ama bu sonuca rağmen video, başörtünün içindeki kadının çelişkilerini yansıtması açısından, amacından bağımsız bir başarıya sahip. Demek ki yaşayan biliyor ve pek de saklayamıyor ya da saklamak istemiyor.

İslamcıların “Tesettürlü Şeytan” diye adlandırdığı, yok etmeye çalıştığı ama yok edemediği kadına sokakta sıkça rastlıyoruz. İslamcı-kapitalist bir iktidarın çelişkisini yansıtırcasına bir taraftan toplumsal hayata açılmaya zorlanıyor bir taraftan örtüsü ve aile ilişkileri ile kapanmaya. Ama olay başörtüsünden ibaret değil, başörtüsünün altında kadın ve o kadının özgürlük mücadelesi de var. #10YearsChallenge (10 yılın meydan okuması) kampanyası vesilesi ile, bir zamanlar başörtülü iken başörtüsünü çıkardığını duyuran kadınların meydan okuması, “sosyal medya fenomenliği” diye küçümsenebilecek bir şey değil yani.

Örtünün altında yok edilemeyen kadınlar, örtüyü kaldırıyor…

Oyuncu Deniz Çakır’ın bir mekanda örtülü kadınlarla yaşadığı tartışma üzerinden yeniden “başörtülü bacılarım” ajitasyonlarına başlayan Tayyip Erdoğan da, “tesettürden caydığını” duyuran kadınların meydan okumasını “kanımca ya adnancı ya da fettoşçu bir grubun manipülasyonu” diye karşısına alan Mine Kırıkkanat da eski kavgaların özlemini çekiyor ve aynı noktada buluşuyorlar. Ülkeyi bugünlere getiren bu iki gericiliğin aynı zemine ayak bastığı ise kadınların örtüleri kaldırması ile daha da belirginleşiyor.

Bu yazı sendikaorg’la eşzamanlı olarak yayımlanmaktadır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İktidarda çürüme kaçışları! 

Sonraki Haber

Alpu’da kamulaştırma durduruldu

Sonraki Haber

Alpu’da kamulaştırma durduruldu

SON HABERLER

Musa Anter film gösterimi ile anıldı

Musa Anter film gösterimi ile anıldı

Yazar: Yeni Yaşam
20 Eylül 2025

Yas tutma, sürecin hassaslığı ve batının rahatsızlığı

Yas tutma, sürecin hassaslığı ve batının rahatsızlığı

Yazar: Heval Elçi
20 Eylül 2025

45 yıllık darbe rejimine mahkûm muyuz?

45 yıllık darbe rejimine mahkûm muyuz?

Yazar: Heval Elçi
20 Eylül 2025

Teorisi bizim olmayanın pratiği bizim olamaz

Teorisi bizim olmayanın pratiği bizim olamaz

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
20 Eylül 2025

Hayat ve pratik Öcalan’ı doğruluyor

Hayat ve pratik Öcalan’ı doğruluyor

Yazar: Özge Kar
20 Eylül 2025

Demokratik toplum inşasında aşiretler

Demokratik toplum inşasında aşiretler

Yazar: Heval Elçi
20 Eylül 2025

Büyüme kimin için?

Çözüm komisyonu ve çözümsüzlüğün ağır bedeli

Yazar: Bedri Adanır
20 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır