• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

İstanbul: ‘Bulutları Beklerken’ – Zafer Yörük*

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

AKP iktidarının kadim Türk-İslam sentezine “liberal” yorum eşliğinde İslami bir takla attırma iddiasını 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası rafa kaldırarak MHP ile birleşmesine hepimiz tanık olduk; bu kucaklaşmanın meyveleri de ortalığa saçılmaya devam ediyor. Bir doğumdan çok bir “hortlama” eseri ile karşı karşıyayız: Bayat, kokuşmuş ırkçı ideoloji.

Irkçılık, İstanbul’da muhalefete düşmüş iktidarın “belden aşağı” vuruşlarının dilinde hortluyor. “Oylarımız çalındı” safsatası yetmeyince şimdi de AKP’li bir ilçe belediye başkanı tarafından Ekrem İmamoğlu’nun Trabzonlu, dolayısıyla da Pontus Rum etnisitesine mensup olduğu ima edildi. Bu fırsatı kaçırmayan Melih Gökçek ise İmamoğlu’na, şunları söylediği takdirde konunun kapanacağını öğütledi: “Ben Rum değilim, iftira atmayın”.
Türk olmayan bir etnisiteye mensup, ya da maazallah “brakisefal” olmayan bir kafatasına sahip olmak ne büyük suç ve günahtır ki seçmen, ancak bir “iftira” olduğuna inanarak affedebilsin… Korkunç. Hele ki bu etnisite kökeni itibarıyla Müslüman olmayan bir dine mensup ise… Adeta bir kâbus!

Müslüman olmamak daha da ağır bir suç ve günah olmalı ki insanları cebren Müslüman yapmak da hala ulvi bir marifet ya da ilahi bir sevap sayılıyor. O meşhur Ramazan milyoneri ilahiyatçının iftar sezonunu on üç yaşında bir çocuğa televizyon ekranlarında din değiştirtmek sureti ile açmış olduğu koşullar altında, artık bir Türk-İslam değil de “NAZİ-DAİŞ Sentezi” hegemonyasından söz etmek daha doğru olmalı.

Söz konusu iddianın altında kalmamak için İmamoğlu ne yapabilir? Belki de bir çözüm olarak, bu “korkunç iftira”nın sahiplerine, Yeşim Ustaoğlu’nun “Bulutları Beklerken” (2003) filmini izlemeleri tavsiye edilebilir…

Bulutları Beklerken’in hikayesi, genel olarak Türkiye toplumunun özelde ise Karadeniz’de yaşayan nüfusun önemli bir tabusuna dokunduğu için önemli. Ayşe, Rize’nin denize kıyı bir köyünde, bir kolektif travma yarası üzerine derin bir suçluluk duygusu içinde hayatını sürdürmektedir. İçinde büyüdüğü ailenin son ferdi olan ablası Selma’nın ölümüyle birlikte, elli yıl boyunca kendinden bile gizlediği şeyler geri dönmeye başlar. Ayşe, köye Yunanistan’dan gelen bir yabancıya sırrını anlatır. Cihan Harbi sonrası gerçekleşen büyük katliam sırasında topraklarına ve köylerine el konmuş; ailesi bütünüyle öldürülmüştür. Küçük Eleni, erkek kardeşi Niko’yla birlikte dağlara kaçar ve Müslüman bir aile tarafından bulunur. Ama Niko’yu kaybeder. Sağ kalan bütün yetimler takalara bindirilerek Yunanistan’a gönderilecektir. Aile, Eleni’yi saklar; ona Ayşe adını verir ve kendi kızları olarak büyütür

Ayşe teyze, bu suçluluk hissinin yükü altında Niko’yu bulmak için yollara düşer. Yunanistan’a geçip kardeşini bulduğunda aslında zihinsel ve manevi anlamda kendini içine hapsetmiş olduğu birçok sınırı da aşmıştır. Bilinç dışının derinlerinde kendini bir başka topluma, dile ve kültüre ait hissettiğini artık kendine “itiraf” edebilmektedir. Ama “gerçek” cemaati olarak hissettiği toplumun da kendisine ne kadar yabancı olduğu hemen ortaya çıkacaktır. Yunanistan’da tanıştığı bir yaşlı mübadil kadından duyduğu şu cümle oldukça etkileyicidir: “Allah canımı alaydı da o kiraz ağacının altına gömeydiler beni.” Yine de omuzlarından önemli bir yükü atmış gibi hisseder. Film boyunca ilk kez gülümsediğine tanık olarak tamamlarız Eleni teyzenin hikayesini.

Karadeniz’in yaralı gerçeğini dillendirmeye bu sayfa yetmiyor. Devam edecek…

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

Sonraki Haber

Benzerlerinin aksine kahramanın olmadığı bir film: Sınıf

SON HABERLER

Erdîş’te yangın: 15 kişi hastaneye kaldırıldı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Türkiye’de infaz hukukunun çöküşü: 326 tutsak tahliyeden mahrum

Yazar: Heval Elçi
26 Aralık 2025

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Tuzla’da ölüm düzeni değişmiyor

Yazar: Heval Elçi
26 Aralık 2025

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

2025: Umutlu ama belirsiz bir yıl

Yazar: Aziz Oruç
26 Aralık 2025

Wan’da kavgada bir kişi hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
25 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır