“Mutlaka kazanacağız, tecridi kıracağız” şiarıyla Bakırköy’de kutlanan Newroz için on binlerce yurttaş bir araya geldi.
“Mutlaka kazanacağız, tecridi kıracağız” şiarıyla Bakırköy Pazar Alanı’nda kutlanan Newroz’a sabahın erken saatlerinden itibaren yurttaşlar gelmeye başladı. Yöresel kıyafetleriyle alana gelmeye başlayan yurttaşların yanı sıra davulcular da alana erkenden geldi.
On binler Newroz için Bakırköy pazar alanında toplanmaya başladı.
İstanbul’da binlerce kişi Newroz alanına akın ediyorhttps://t.co/nGoqIjy0q8 pic.twitter.com/ybaiiAT1gN
— Yeni Yaşam Gazetesi (@yeniyasamgazete) March 24, 2019
Leyla Güven için şiir okundu
Tevgera Jinen Azad’nın (TJA) 137 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven için kaleme aldığı şiir Rewşen Alpaydın tarafından okundu.
Newroz ateşi yakıldı
Binlerce kişinin katıldığı Newroz kutlaması tecridi protesto etmek üzere yaşamına son veren Zülküf Gezen, Ayten Becet, Uğur Şakar şahsında bu mücadelede yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşu ardından Newroz ateşi atılan sloganlar eşliğinde açlık grevindeki tutukluların aileleri tarafından yakıldı. Barış anneleri zılgıtlarıyla Newroz ateşini harladı.
Konuşmalarla Newroz devam ediyor
Daha sonra HDP İstanbul İl Eşbaşkanları Esengül Demir, Cengiz Çiçek ve İstanbul Milletvekilleri sahnede halkı selamladı. Program Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu ve Barış Anneleri adına birer konuşma yapılacak.
Kutlamada ayrıca, PKK lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018 tarihinden beri açlık grevinde olan HDP Milletvekili Leyla Güven’in de mesajının okunması bekleniyor.
Ortak mesaj
Bakırköy’de devam eden Newroz kutlamasında verilen ortak mesajda, “Bizlere düşen, tecridi kırmak için bedenini açlığa yatıranların kararlılığını kitleselleştirmektir” denildi. Tutukluların gönderdiği mesajda ise, tecrit kalkmadan eylemin sonlandırılmayacağı kaydedildi.
Yakılan ateşin ardından İstanbul Tertip Komitesi Koordinasyonu tarafından hazırlanan ortak metin Türkçe ve Kürtçe olarak okundu. Metnin Türkçesini ESP İstanbul İl Sözcüsü Pınar Türk okurken, Kürtçesini Marmara Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi üyesi Nuran Uğur okudu.
‘Çocuklarımıza sahip çıkacağız’
Okunan ortak metin ardından Barış Anneleri İstanbul İnisiyatifi kitleyi selamladı. Burada konuşan Barış Annesi Türkiye Bozkurt, “Zindanlarda direnen ve açlık grevinde olan Leyla Güven şahsında herkesin Newroz’unu kutluyorum. Her daim barışı savunmaya devam eden barış annesi olarak açlık grevindeki yoldaşlarımızı selamlıyorum. Kürt halkı kaç yıldır PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alamıyor. Buradan yetkililere sesleniyorum. Biz çocuklarımıza ve barışa sahip çıkmaya devam edeceğiz. Değerlerinize sahip çıkın. Tecrit bir an önce sonlandırılmalıdır. Tecrit sonlanmadan da çocuklarımızın açlık grevin sonlandırmayacağını bilin. Direnmeye devam edeceğiz” dedi.
Tutukluların mesajı okundu
Bozkurt’un konuşmasının ardından cezaevlerinde açlık grevindeki tutukluların gönderdiği mesaj okundu.
Tutukluların gönderdiği mesajda şu ifadelere yer verildi: “Merhaba; özgürlük ve demokrasi mücadelesinde en ön safta direnen halkımız merhaba. Demokrasi ve barış mücadelesinde yerini alan dostlarımız, yaşamın sahabeliğini yapan dünya halkları, sizleri tarihsel direnişimizin yarattığı devrim coşkusuyla selamlıyoruz.
Bugün zalim diktatöryal rejimlere karşı direnen halkların zafer günü olan Newroz ezmeyi ve ezilmeyi kendilerine reva görmeyen halklar tarafından görkemlice kutlanırken, direnişin zafer çizgisinde başarı getirdiğini çok net bir şekilde anlatmıştır. Meydanlarda alanlarda Newroz coşkusuyla birleşen halkların oluşturduğu renklilik ve çeşitlilik özgürlük bilincini açığa çıkarmış ve direnişin kazandırdığını göstermiştir. Newroz gününü büyük bir coşku seliyle kutlayan halkımız, soykırımcı faşist diktatöryal rejimlere karşı asla direnmekten vazgeçmeyeceğiz mesajını çok net bir şekilde vermektedir. Soykırım kıskacında sıkıştırılan halk direnişle sonuçlanan zaferin adını Newroz koymuş ve kimliğine kavuşmuştur. Bugün Newrozlaşan halk baharın rengarenk yaşama duruşunu karşılamış ve direnişini haykırmıştır.
‘Zindanlarda coşkuyla Newroz’u yaşıyoruz’
Değerli halkımız ve dostlarımız, bizler bedeni tutsak düşüncesi teslim alınamayan siyasi tutsaklar olarak zindanlarda büyük bir coşkuyla Newroz’u yaşıyoruz. Alanlarda sizlerle birlikte olma ve halay çekme koşulumuz olmadığı için böylesi bir mektupla sizlere uzanıyor ve her daim sizlerle yaşadığımızı bilmenizi istiyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz insanın insan olma serüveni toplumsallıkla buluşma anıdır. Kendini toplum ve toplumsallıktan soyutlayan insan, büyük oranda insan olma evresini tamamlamamıştır. Bu evreyi zindanda bulunan biz tutsaklara dayatmak isteyen faşist rejimler halklarımızdan aldığımız güç ve moral ile direnişimizi görkemli hale getirdiğimizi henüz anlamamışlar. Bu bağlamda bedenimizi ölüme yatırdığımız böylesi direniş süreçlerinde toplumsal değer yargıları ve özgür bir yaşam uğruna her türlü bedel vermeyi göğüslemekteyiz.
‘Tecrit kırılmadan eylemimiz kırılmayacak’
Yüz yıllardır kapitalist modernize savunucuları bireyi toplumdan çalarak izole edip topluma tecrit uygulamaktadır. Bugün bunun benimseyicisi ve yürütücüsü olan AKP- MHP ittifakı bu gelenek uğruna kendi koyduğu yasaları çiğnemekten asla geri durmamıştır. Bunun en net örneğini İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan şahsında topluma uygulanmak istenen tecritte görmekteyiz. Çünkü İmralı işkence ve tecrit sistemi kapitalist modernist sistem savunucuları eliyle inşa edilmiş ve mevcut hükümetin bunu en iyi şekilde savunduğunu, toplumu tecride aldığını kaos ve kriz yarattığını okumak çok zor değildir. Bu sebeple Türkiye’nin kaos ve krizden çıkmasının tek yolu Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Bunun yol ve yöntemi ise kesinlikle Sayın Abdullah Öcalan’ın kendisidir. Gerçek anlamda bir çözüm sürecinin başlatılması gerektiğine inananlar veya öncelikle Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür koşullarının oluşturulması gerektiğini bilmeliler. Gelinen aşamada Sayın Abdullah Öcalan şahsına uygulanan tecrit tümden bir imha ve soykırım konseptinin devrede olduğunu göstermektedir. Bu konseptin kırılmasının tek yolu Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasından geçmektedir. Bu sebeple bizler açlık grevi eylemimizle direnişimizi yükselterek tecrit kırılmadan eylemimiz kırılmayacak ve kararlıca sürecektir.
‘Zafer çizgisiyle taçlandıracağız’
Newroz alanını direniş coşkusuyla dolduran halkımız ve dostlarımız içinde bulunduğumuz direniş hamlemizin ilk şehitleri olan Zülküf Gezen, Uğur Şakar ve Ayten Beçet yoldaşlarımızın anıları ve amaçlarını yaşamsallaştırmak tarihsel toplumsal sorumluluğumuz olmuştur. Tecridin kaldırılması için büyük bir aşkla kendini özgür önderlik ve özgür Kürdistan’a adamışlardır. Bizler mücadele arkadaşları olarak anılarına bağlılık gereği mutlaka başaracağımızın sözünü yineliyoruz. Bu sebeple sizlerin huzurunda içinde bulunduğumuz direniş eyleminin kararlılığına vurgu yaparken Newrozlaşan halklarla direnişimizi zafer çizgisiyle taçlandıracağımıza inanıyoruz.
Maddeler sıraladı
Gelinen aşamada hem içeride hem dışarıda Sayın Abdullah Öcalan şahsında halka uygulanmak istenen tecridi kırmak için açlık grevi direniş eyleminde bulunan bizlerin temel talebi hiç kuşku yok ki evrensel hukuk normlarında yer edinmiş ve yasal düzlemde uygulanabilirliğinin meşruluğu bulunmaktadır. Bu minval üzeri Newrozlaşan halkın huzurunda kendimizi deklare ediyoruz. Aşağıda belirteceğimiz deklarasyon maddelerinin gerçekleşmesi halinde içinde bulunduğumuz açlık grevi direnişini sonlandıracağımızı belirtiyoruz. Buna göre;
* Sayın Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla düzenli görüşmelerinin yapılması ve kesintiye uğratılmaması,
* Sayın Abdullah Öcalan’ın mevcut yasalar çerçevesinde ailesiyle ve vasisiyle düzenli olarak görüşmesi meşru bir haktır ve bu hakkın engellenmemesi,
* Sayın Abdullah Öcalan’ın mevcut yasalar çerçevesinde ailesiyle telefon görüşme hakkının kullanması her yere mektup göndermesinin veya almasının engellenmemesi ve bu temel hakların kesintiye uğratılmaması
* Sayın Abdullah Öcalan’ın radyo ve TV hakkının kesinlikle engellenmemesi ve günlük olarak istediği tüm gazete, dergi, kitap vb. istemlerinin karşılanması,
* Sayın Abdullah Öcalan’ın yanında bulunan arkadaşlarıyla düzenli görüşmesinin sağlanması ve bu yasal hakların engellenmemesi,
* Sayın Abdullah Öcalan’ın sağlık yaşam koşullarının oluşturulması İçin bağımsız heyetlerce düzenli olarak tedavi koşullarının sağlanması,
* Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümünde ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesinde Sayın Abdullah Öcalan’ın aktif rol alabilmesi için önündeki engellerin kaldırılması ve özgür yaşar ve çalışma koşullarının sağlanması,
Değerli halkımız ve dostlarımız; görkemli direniş hamlemizin ilk şehitleri olan Zülküf, Uğur ve Ayten yoldaşların bizlere bıraktığı zafer bayrağını halkımızla birlikte taçlandıracağımıza olan inancımızla İmralı tecrit sistemini mutlaka yıkacağımızı belirtiyoruz. Zülküf, Uğur ve Ayten yoldaşların anısına bağlılık demek onurlu mücadelemizi zafere kilitlemek demektir. Bu görev ve sorumluluk bilinciyle sizler şahsında tüm halkların Newroz’unu en içten devrimci duygularımızla kutluyoruz.”
Buldan: 31 Mart’ta ders vereceğiz
Sonrasında sahneye çıkan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, konuşmasına Yaşar Kemal’in sözleriyle başladı. Buldan’ın konuşması şöyle:
“Yaşar Kemal ne demiş? Bir bahçede hep aynı çiçek olmaz. Hep aynı çiçek olursa hiç güzel olmaz. O bahçede tüm renkleri ve farklı kokularıyla çiçekler kalsın. İşte İstanbul farklı renk, kimlik ve sesiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla, Türküyle, Kürdüyle bu meydanda bir arada. Hepiniz baş göz üstüne geldiniz. Halay ve horonlarımız bugün bir arada. Sizlere Amed’den binlerce selam getirdim. Sizlere Leyla Güven’den selam getirdim. Bugün cezaevlerinde olan tüm yoldaşlarımızın selamını getirdim. Newroz halkların özgürlük ve barışı paylaştığı ve haykırdığı bir gündür. Bu irade Amed Newroz’unda açığa çıktı. Tam da şimdi zamanı olduğu gibi haykırdılar. 1 Kasım ve 24 Haziran’da olduğu gibi 31 Mart’ta kendisini bir kez daha gösterecek. Milyonlara söz veriyorum. Berkinlerin, Kemal Korkutların hayalindeki özgürlük ülkesini faşizme inat hep birlikte yaratacağız. Bizler kutuplaşmaya değil kucaklaşmaya, nefret değil sevgiye, esarete değil özgürlük ve bu ülkede yaratılmak istenen faşizme karşı 31 Mart tarihinde sandıklara giderken geleceğimiz için mutlaka özgür bir Türkiye’de yaşayacağımızı ispat edeceğiz. Tarih boyunca zafer hep direnenlerin olmuştur. Mazlumun ahı indirir şahı. Ezilenler olarak, bu ülkede her gün öldürülen kadınlar olarak, toprağın altına düşen gençler olarak geleceğimiz için mutlaka ama mutlaka 31 Mart tarihinde büyük bir ders vereceğiz.
Leyla Güven
Leyla Güven 137 gündür açlık grevinde. Bu ülkede barışın demokrasinin adaletin ve hukukun bir arada yaşamanın temel gerekçesi tecridin kaldırılması için bedenini açlık grevine yatırmış olan Leyla Güven ve tüm arkadaşlarımıza selam olsun. 3 gündür iki ayrı cezaevinde kadın tutuklular yaşamlarına son verdiler. Dün Ayten Beçet, bugün Oltu Cezaevi’nde Zehra Sağlam yaşamlarına son verdiler. Ve bugün bize ‘dinsiz imansız’ diyenler bu her iki kadının cenazesinin gömülmesine müsaade etmediler. Cenazeler kaçırılarak gece yarısı toprağa verildi. Dini siyasetlerine alet edenler insanların gömülmelerini bile engellediler. HDP’ye ‘dinsiz, imansız, terörist’ diyorlar. Biz ne dini, ne imanı, ne Kuran’ı ne de ettiğimiz duaları Recep Tayyip Erdoğan’dan öğrenmedik. Dini asla siyasete alet etmedik ve dini AKP’den öğrenmedik. Ellerinde olan tek malzeme HDP. HDP’ye saldırmaktan başka ellerinden tek bir şey olmayan AKP, 31 Mart’ta halkımızın dersiyle karşılaşacaklar.
Halkımız kayyumların biletini kesmiş
Buraya Amed’in yanı sıra Hakkari ve Şırnak’tan selamlar getirdim. Her yerde aynı coşku, moral var. Oralarda halkımız kayyumların biletini kesmiş ve Ankara’ya göndermiş. Buralara gelmenize gerek yok. Batıya gidin ve faşizme asla geçit vermeyin. Bunu da İstanbul’da yaparsınız dediler. İstanbul’da kazanan Türkiye’de kaybeder. Büyükşehirde aday çıkarmayarak halkımızın talepleri doğrultusunda demokratik güç birliğinin kazanmasını istedik. Kime oy vereceğinizi çok iyi biliyorsunuz. Demokrasi güçlerinin nasıl desteklenmesi gerektiğini biliyorsunuz. Siyasi rant elde edenler, ormanları yok edip İstanbul’un ciğerini yok edenler, bu kente ihanet edenler HDP’nin oylarıyla gerekli cevabı alacaklar. Seçimin kaderini belirleyecek kilit bir partiyiz. Size isim vermiyorum, parti adı vermiyorum. Demokratik güç birliği diyorum. ‘Memleket işi gönül işi’ diyorlar ama onların gönlü çarpma çırpma işidir. En iyi yaptıkları iş budur. Bunu gönülden yapıyorlar sadece. Ders verme zamanı değil diyorlar ya oysa tam da ders verme zamanıdır. Faşizme kayyuma ders verme zamanıdır.
Newroz ruhuyla sandıklara
Bugün buraya hangi coşku ve ruhla geldiyseniz 31 Mart tarihinde de Newroz’un ruhuyla sandıklara gitmeniz çok önemlidir. Bir oy barışa, demokrasi, adalete ve Selahattin Demirtaş’a gider. O bir oy açlık grevlerindeki yoldaşlarımıza gider. Ancak su uyur, AKP uyumaz. Yalan ve talanlarıyla bu ülkeyi yönetenler bu oyuna yine başvuracaklardır. Sandıkları koruma ve insanlarımızı oylarını kullanmak için göreviniz olmalıdır. Böyle bir fırsatı heba edersek bundan sonraki dönemin daha karanlık olacağına kuşkunuz olmasın. Bizler barıştan, adaletten, hukuktan yana olanlar 31 Mart’ta büyük başarı ve zaferin elde edilmesine katkı sunabiliriz. İstanbul’da yaşayan halkımıza yürekten inanıyor ve güveniyorum.
İki kanka bir araya gelecek
Şu an 5 kilometre ilerimizde iki parti miting yapıyor. Onlara sandıklarda çıkacak sonuçlar neticesinde ‘İki kanka bir arkadaş bir araya gelecek, bana her şey HDP’yi hatırlatıyor’ şarkısını söyleyeceğiz. Her yerde HDP’nin bayrakları dalgalanacak. Onlara inat bunu başaracağız. Bizi yok sayanlara bugün tecridin karşısında bedenini ölme yatıran arkadaşlarımıza sessiz kalanlara ders vereceğiz. Tecrit bir insanlık suçudur ve mutlaka kalkmalıdır. Sayın Öcalan bu ülkenin barışına her zaman katkı sundu. Tecridi kaldırmamak barıştan mahrum olmak demektir. Arkadaşlarımızı yaşatmak boynumuzun borcudur. Leyla Güven ve tüm arkadaşlarımız yaşayacak. Barışa giden yol 31 Mart’tan geçecek. Bu ülkede tüm halklar, barış isteyen herkes 31 Mart tarihinde kol kola halay çekecek. Allah yardımcımız olsun, Hızır yolumuzu açık etsin.”
Buldan’ın konuşması ardından Newroz kutlaması sanatçı Hivron’un şarkıları eşliğinde çekilen halaylarla son buldu.
En az 38 gözaltı
Newroz’da 5’i çocuk en az 38 kişi gözaltına alındı. Kimi gençler PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek için yaşamına son veren Zülküf Gezen’in fotoğrafının bulunduğu tişörtler giydiği için gözaltına alındı, kimisi ise üzerinde bulunan sarı, kırmızı, yeşil renklerinden dolayı gözaltına alındı. Yine üzerinde “Kürdistan” ve “Kobane” yazılı tişörtler giydikleri için de gözaltına alınanlar oldu.
İsmi öğrenilenler: Fehmi Tuncer, Arif Işık, Habip Karasu, Rojda Gündüz, Ömer Sinan Yıldız, Fırat Kaya, Haziran Özdemir, Birgül Ayırkan, Hakan Adıyaman, Baran Demir, Emine Songar, Hediye Özmen, Özgül Karabaş, Fatma Sak, Ergin Tüfenci, Melike Yaman, Kader Koca, Halise Yakut, Şerif Karçık, Dilan Karabaş, Ömer Hamo, Mazlum Efetürk, Özgür Karabaş, Velide Şirin, Yusuf Söylemez, Boran Baykara, Şahabettin Özer, Zübeyde Gülsüm, İbrahim Boral, Şehmus Talay, Birgül Ayırkan, Ergin Tufenci, İslam Yıldız ile 5 çocuk gözaltına alındı.
Gözaltına alınan ve ismi öğrenilmeyen çok sayıda kişinin olduğu belirtiliyor.
Kaynak: MA