• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Kasım 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Dünya

Jeremy Corbyn: Oyunun kurallarını Öcalan değiştirdi

18 Kasım 2025 Salı - 23:00
Kategori: Dünya, Manşet, Söyleşi
Jeremy Corbyn: Oyunun kurallarını Öcalan değiştirdi

İşçi Parti’nin eski başkanı ve Your Party’nin kurucularından milletvekili Jeremy Corbyn, gazetemize konuştu:

Öcalan’ın yaptığı açıklamayı kesinlikle küçümsememeliyiz. Bu açıklama, her yönüyle oyunun kurallarını değiştirmiştir. Ve Türkiye için, kendi içinde barış içinde yaşama fırsatı sunmuştur. Kürt liderin tecrit altında tutulması yerine bu yol tercih edilmeli

Erem Kansoy

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na dünyanın önemli isimlerinden destekler üst düzeye yükseldi. İngiliz solunun en önemli isimlerinden, İşçi Parti’nin eski başkanı ve yeni kurulan Your Party’nin (Sizin Parti) kurucularından milletvekili Jeremy Corbyn, Abdullah Öcalan’a röportajımız aracılığı ile gönderdiği mesajda, “Bence çok önemli bir adım attınız ve çok önemli bir açıklama yaptınız, buna yanıt verilmesi gerekiyor, bunu yaptığınız için size teşekkür ediyorum” dedi. Jeremy Corbyn Kürt meselesinin çözümü ve süreç bağlamında gazetemize konuştu.

  • Birleşik Krallık siyasi sistemi, özellikle Ortadoğu’daki çatışmalarda ve Kürt meselesinde nasıl bir rol oynuyor? Öncelikle buna kısaca değinelim.

Genel anlamda Ortadoğu meselesine baktığımızda, İngiliz hükümetinin bu süreçteki rolünden fazlasıyla hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim. Filistin’in tanınması meselesi çok eskiye dayanıyor; on yılı aşkın bir süre önce, bağlayıcı olmayan bir kararla Avam Kamarası, Filistin’i tanıma yönünde oy kullanmıştı. O zamandan bu yana -bu Ekim 2023’ten önceydi- çok sayıda Filistinli, özellikle de çocuklar, esir alındı ve İsrail’de hapse atıldı. Batı Şeria’daki işgal devam etti. Yerleşim politikası sürdü ve Hebron başta olmak üzere çeşitli bölgelerdeki Filistinli köylülere dönük tacizler de devam etti. Batı Şeria’daki insanlar, uzun zamandır askeri işgal altında büyüyor.

23 Ekim’den sonra, o dönemde yaşanan olaylara İsrail güçlerinin devasa bir bombardımanla ve Gazze işgaliyle karşılık vermesi sonucu 60 binden fazla insan hayatını kaybetti. Aynı zamanda Batı Şeria’daki işgal yoğunluğu da arttı ve bu da pek çok ölümle sonuçlandı. Üstelik bu halen devam ediyor. Birçok kişi, Birleşik Krallık hükümetine İsrail’e silah sevkiyatını askıya alma çağrısında bulundu.

Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararları ışığında, İsrail’e silah tedarikinin devamı için yasal veya başka bir gerekçe bulunmuyor. Ancak hükümet yine de tedarike devam etti. Dışişleri Bakanı David Lammy bazı lisansları askıya almış olsa da, F-35 jetleri için gerekli parça sevkiyatı sürdü ve bu jetler Gazze’de yıkıcı bir şekilde kullanıldı. Ateşkes çağrısında bulunduğumuz her aşamada, Britanya hükümeti çok geriden geldi ve halen de geride.

Bu yüzden gösteriler ve talepler devam ediyor. Şu anda Gazze’de Filistin halkına yönelik soykırım niteliğinde eylemlerle karşı karşıyayız. Aynı şekilde, İsrail’in Batı Şeria’daki işgalci güç olarak yürüttüğü korkunç faaliyetler de Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’ni ihlal ediyor. İşgalci güçlerin işgal altındaki halka nasıl davranması gerektiğini düzenleyen bu sözleşmeye tamamen aykırı davranılıyor. Bu bağlamda, Britanya hükümetinin pozisyonu çok kötü olmuştur. İsrail ile çok sıkı bir şekilde hizalanmış ve barış için arabuluculuk rolü oynamamıştır. Parlamentoda, Filistin halkının barış, adalet ve küresel tanınma içinde yaşama hakkını talep etmeye devam ediyoruz.

  • Tabii ki, Filistin meselesi her geçen gün daha kötüye gidiyor ve Britanya dış politikası bu olumsuz gelişmelerde oldukça etkili. İngiltere’nin İsrail politikalarını bu soykırım sürecinde desteklediğini açıkça görebiliyoruz. Peki, tüm bu kaos Türkiye ve Kürt meselesine nasıl yansıyor?

Kürt halkının hakları meselesinde de Britanya’nın tutumu uzun zamandır Kürtleri desteklemekten çok uzak. Bu, 1919’da Birinci Dünya Savaşı sonrası, Britanya’nın Kuzey Irak’taki Kürt bölgelerine hava bombardımanı düzenlemesine kadar dayanıyor. Ardından, Kürdistan’ın kısa süreli tanınması oldu, fakat bu da 1923’te geri çekildi.

Britanya, Kürt halkının dil ve kültürel haklarının tanınması konusunda her zaman yetersiz olmuştur. 1980’lerde, PKK’nin 1984’te Türk güçlerine karşı askeri faaliyet kararı almasının ardından, Britanya Kürt halkının haklarını savunma konusunda pek etkili olamadı. 1988’deki Halepçe Katliamı sonrası, Britanya Kürtlerin nasıl vahşice muamele gördüğünü en azından kabul etmek zorunda kaldı. Daha sonra 1991 Körfez Savaşı’nın ardından Kuzey Irak Kürt Özerk Bölgesi’ni tanıdı.

Ancak açıkçası, Britanya’nın genel anlamda Kürt halkının haklarını desteklediğini veya tanıdığını söylemek büyük bir abartı olur. Gerçek şu ki, Britanya hükümeti bunu yapmıyor. Ve bence, bu konuda daha fazla talepte bulunmamız gerekiyor.

Kürtler, yaşadıkları tüm ülkelerde -Irak, İran, Türkiye ve Kuzey Suriye- kötü muamele gördüler. Özellikle Suriye’de büyük değişimler yaşanırken ve Kürt hakları için talepler yükselirken, Batı hükümetlerinin bölgedeki tüm devletlere “Kürt halkının kimlik haklarını ve ihtiyaçlarını tanımalısınız” demesi gerekir. Ne yazık ki bu konuda ciddi bir eksiklik var.
Ben, parlamentoda çok sayıda Kürt seçmeni temsil etmekten mutluluk ve gurur duyan birisi olarak, onların acısını ve barış, adalet taleplerini hissediyorum. Bu talepler her yıl Newroz’da bir kez daha güçlü şekilde dile getiriliyor.

PKK tarafından yapılan son açıklama da oldukça önemliydi. Öcalan, PKK’nin askeri faaliyetleri durdurduğunu ve Kürt halkı için siyasi yollarla çözüm arayacaklarını belirtti. Ancak buna rağmen Öcalan serbest bırakılmadı; hala cezaevinde. Halbuki, PKK’nin faaliyetlerini askıya almasına karşılık olarak, siyasi tutsakların serbest bırakılması gerekiyordu. Bunun gerçekleşmemiş olması gerçekten şaşırtıcı.

  • Konuyu Abdullah Öcalan’ın açıklamasına getirdiğiniz için oradan devam etmek istiyorum. Ayrıca AB politikalarına da değineceğim, çünkü bu konuda uzmanız. Bahsettiğiniz gibi, Abdullah Öcalan, parti temsilcileri tarafından ziyaret edildi ve mesajı çok netti. Eğer uygun zemin hazırlanırsa, silahlı çatışmayı sonlandırıp demokratik mücadele yoluyla devam edebileceğini, PKK’yi silah bırakmaya çağırdığını söyledi. Bu mesajı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ve Abdullah Öcalan’ın halen barış yanlısı olduğunu kanıtlamış olması hakkında kısa bir yorum yapar mısınız?

Öcalan’ı hapiste ziyaret etme hakkı için uzun yıllardır çağrılar yapıyoruz ve onun serbest bırakılmasını barış ve tanınma sürecinin önemli bir adımı olarak görüyoruz. Nihayetinde, Öcalan’a ziyaretlere izin verildi, ancak uzun yıllar boyunca izole edilmiş şekilde, neredeyse tamamen tek başına tutuldu. Sonrasında PKK’nin faaliyetlerini askıya aldığına dair o büyük açıklaması geldi.

Bunu Kuzey İrlanda örneğiyle paralel düşünebiliriz. Kuzey İrlanda’da IRA, hem siyasi hem de askeri faaliyetler yürüteceklerini ilan etti. 1994’te ve ardından 1997’de iki ateşkes oldu.
Bu ateşkesler, siyasi ilerlemelerle desteklendi: Yayın yasağı kaldırıldı, seyahat yasakları sona erdi, Cumhuriyetçi hareketin temsilcileriyle doğrudan görüşmeler yapıldı. 1997’deki ikinci ateşkesten sonra Belfast Anlaşması imzalandı. Bu, Kuzey İrlanda Meclisi’nin kurulmasına ve tüm halkın temsil edilmesine yol açtı. Tutsakların serbest bırakılması ve şikayetlerin soruşturulması için süreçler başlatıldı. Yani, kapsamlı bir güven artırıcı paket ortaya kondu.

Ancak Öcalan’ın yaptığı açıklamaya ve Kürt toplumu tarafından yapılan siyasi taleplere rağmen, şu ana kadar çok az ilerleme kaydedildi. Ben barış istiyorum. Siz de barış istiyorsunuz. Kürt olsun olmasın herkes barış içinde yaşamak istiyor. Ama bölgedeki tüm devletlerin, oradaki çeşitliliği tanıması gerekiyor. Kürtlerin temsil hakkı ve kimliklerinin tanınması gerekiyor. Fakat Öcalan’ın yaptığı dramatik hamleye rağmen, buna karşılık verilen bir adım henüz atılmadı. Bu çok şaşırtıcı.

  • Abdullah Öcalan’ın mesajı konusunu bitirmek için, PKK ve Öcalan şimdi Türkiye’den olumlu bir adım bekliyorlar. Sizin Türkiye’ye kısa bir çağrınız ne olurdu? Abdullah Öcalan’ın özgür yaşar ve çalışır koşullarda barış sürecine katılabilmesi için ne söylemek istersiniz?

Mesajım şu: Yaptığınız tarihi önemdeki açıklamayı tanıyorum. Barışçıl ve siyasi bir çözüm getirme isteğinizi tanıyorum. Kürt halkının şikayetlerinin ve haklarının küresel ölçekte tanınması için mücadele eden bizler, sizinle görüşülmesi ve serbest bırakılmanız çağrısını yapmaya devam edeceğiz. Çünkü yaptığınız açıklama çok önemli bir adımdır ve karşılık görmelidir. Bu yüzden size teşekkür ediyorum.

  • Size şunu da sormak istiyorum: Avrupa Birliği neden Kürt sorununun barışçıl çözümüne soğuk yaklaşıyor?Ayrıca, Britanya devletinin Ortadoğu’da Türk-Kürt barışını istemediği yönünde genel bir kanaat de var. Birleşik Krallık hükümetinin Abdullah Öcalan’ın barış yaklaşımına henüz açık bir destek vermediğini de görüyoruz. Bu konuda değerlendirmeniz nedir?

Britanya devleti, Kürt halkına veya Kürt kimliğinin tanınmasına hiçbir zaman destek vermedi. Bu yüzden parlamentoda Kürt halkını temsil eden bizler, bu talepleri dile getirmeye devam edeceğiz. Bir ulus, çeşitliliğini tanıdığında daha mutlu olur. Çeşitlilik bir zayıflık değil, bir güçtür.
Türkiye’de, Diyarbakır Belediye Başkanı’nın sadece Kürtçe konuştuğu için yargılandığı davaya gitmiştim. O dava, mantık dışı bir şekilde absürttü.

Bu yüzden bu taleplerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Avrupa Parlamentosu’nda, Avrupa Konseyi’nde ve başka platformlarda da bu haklar için mücadele edeceğiz.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insanların kendi dillerini konuşma ve kültürel kimliklerini koruma hakkını güvence altına alıyor. Bu sözleşmeyi savunan ve Avrupa Konseyi önünde düzenli olarak gösteri yapan herkese de saygılarımı sunuyorum. Öcalan’ın yaptığı açıklamayı kesinlikle küçümsememeliyiz. Bu açıklama, her yönüyle oyunun kurallarını değiştirmiştir.
Ve Türkiye için, kendi içinde barış içinde yaşama fırsatı sunmuştur. Kürt liderin tecrit altında tutulması yerine bu yol tercih edilmeli.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kültürel köleliğin düşünce üzerindeki etkisi

Sonraki Haber

Wan Barosu Başkanı: Rojin Kabaiş dosyasının başsavcı vekili ile görüştük

Sonraki Haber
Wan Barosu Başkanı: Rojin Kabaiş dosyasının başsavcı vekili ile görüştük

Wan Barosu Başkanı: Rojin Kabaiş dosyasının başsavcı vekili ile görüştük

SON HABERLER

İsrail, Lübnan’da Mülteci Kampı’nı vurdu: 13 kişi hayatını kaybetti

İsrail, Lübnan’da Mülteci Kampı’nı vurdu: 13 kişi hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
19 Kasım 2025

Komisyondan ortak bildiri: Kurtulmuş’a yönelik ithamların karşısındayız

Komisyondan ortak bildiri: Kurtulmuş’a yönelik ithamların karşısındayız

Yazar: Yeni Yaşam
18 Kasım 2025

Wan Barosu Başkanı: Rojin Kabaiş dosyasının başsavcı vekili ile görüştük

Wan Barosu Başkanı: Rojin Kabaiş dosyasının başsavcı vekili ile görüştük

Yazar: Yeni Yaşam
18 Kasım 2025

Jeremy Corbyn: Oyunun kurallarını Öcalan değiştirdi

Jeremy Corbyn: Oyunun kurallarını Öcalan değiştirdi

Yazar: Heval Elçi
18 Kasım 2025

Kültürel köleliğin düşünce üzerindeki etkisi

Kültürel köleliğin düşünce üzerindeki etkisi

Yazar: Bedri Adanır
18 Kasım 2025

Colani, HRW raporu ve çok yüzlü hukuk

Colani, HRW raporu ve çok yüzlü hukuk

Yazar: Heval Elçi
18 Kasım 2025

Süreç diyor, Kürtçe ile kavga ediyor

Süreç diyor, Kürtçe ile kavga ediyor

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır