Abdullah Öcalan’ın çağrısını ‘hakikatin ve sağduyunun en yüksek sesi’ ifadeleriyle yorumlayan Makedonya Jin Jiyan Azadi İnisiyatifi Sözcüsü Marija Arsenkova, ‘Öcalan, PKK doğru olanı yaptı, şimdi sıra Türkiye’de’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve PKK’nin çağrıya uyarak silahsızlanma ve fesih kararının, dünyadaki olumlu yankılanmaya devam ediyor. Medya Haber TV’ye konuşan Makedonya Jin Jiyan Azadi İnisiyatifi Sözcüsü Marija Arsenkova, Abdullah Öcalan’ın çağrısını “Nükleer savaşa hazırlanan bir dünyada Öcalan’ın barış çağrısı, hakikatin ve sağduyunun en yüksek sesidir” sözleriyle yorumladı.
Devletlerin kapitalizmin krizine müdahale edemeyecekleri hale geldiğini Abdullah Öcalan’a yapılan çağrıyla da kanıtlandığını söyleyen Marija Arsenkova, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısını işaret ederek, “Benim için Sayın Bahçeli’nin sözlerini duymak ve bu sözlerin sunduğu fırsatı fark etmek büyük bir bilgelik göstergesidir. Bu nedenle herkes Abdullah Öcalan’ın barış çağrısına kulak vermelidir” ifadelerini kullandı.
‘Çağrıya kulak verilmeli’
PKK’nin fesih kararını “barışçıl bir geleceğe atılmış çok büyük bir adım” olarak gördüğünü dile getiren Marija Arsenkova, “Bu, sadece Kürt özgürlük hareketinde değil, dünya genelindeki devrimci mücadelede de bir paradigma değişimidir. Dolayısıyla Kürt özgürlük hareketini destekleyenler olarak ama aynı zamanda yerel bağlamlarda farklı devrimci mücadelelerin militanları olarak bu çağrıya kulak vermeli, Öcalan’ın mesajını yaymalı ve ona gerçek anlamını vermeliyiz. Çünkü bazıları bunu bir teslimiyet, savaşın kaybı olarak nitelendirebilir. Ancak biz ona gerçek anlamını vermeliyiz” diye konuştu.
‘Mektup dünyaya bakış sunuyor’
Abdullah Öcalan’ın PKK’nin 12’nci Kongresi’ne ilettiği perspektifi okumaya başladığını, perspektifin her cümle ve kelimesinin düşünülerek okunması gerektiğini dile getiren Marija Arsenkova, “Şu ana kadar gördüğüm, bu mektubun sadece Kürt kimliği, Kürt hareketi ve Kürdistan ile ilgili değil, aynı zamanda dünya için de bir geleceğe dair bir bakış sunduğudur. Bu yalnızca bir siyasi ya da toplumsal analiz değil; hatta daha geniş, metafizik ötesi bir düzeydedir diyebilirim. Yani, tüm bilgi birikimi, deneyimi, pratiği ve 25 yıllık direnişiyle Öcalan bize her şeyi kapsayan bir teori sunuyor. 21’inci yüzyılda şekillenmeye başlayan yeni bir toplumsal-siyasal gerçekliğin teorisini sunuyor” şeklinde konuştu.
‘Öcalan’ın liderliği kadınları buraya getirdi’
Kadınlar öncülüğünde yeni bir çağın başladığını ifade eden Marija Arsenkova, “Çünkü kadınların otonom örgütlenmesi, gerçekliğin ve hakikatin, olması gerektiği gibi ele alınmasının önünü açıyor. Liberalizmin bastırmasını gizlemek ve süslemek için yarattığı boş sözlerin ve kavramların arkasına saklanmadan, doğrudan bir yüzleşme sağlıyor. Kadınlar artık bunu görüyorlar ve birbirleriyle tartışarak, birlikte örgütlenerek hiç olmadığı kadar kendilerinden eminler ve bu yönde adım atıyorlar. Bence Abdullah Öcalan’ın 25 yıllık liderliği bizi bu noktaya getirdi. Ama şimdi bu barış yolunda devam edebilmemiz için onun özgürleşmesi gerekiyor” diye belirtti.
Türkiye’de sıra
Abdullah Öcalan’ın halkının arasında olması gerektiğini vurgulayan Marija Arsenkova, Türkiye’ye şu çağrıda bulundu: “Abdullah Öcalan üzerine düşeni yaptı. PKK üzerine düşeni yaptı. Şimdi sıra Türkiye devletindedir. Türkiye devletini Kürt toplumu ve PKK ile yaptığı anlaşmayı derhâl uygulamaya geçmeye ve barışa doğru ilerlemeye davet ediyorum. Sayın Öcalan doğru olanı yaptı. PKK doğru olanı yaptı. Şimdi sıra Türkiye devletinde. Ve ben ayrıca Sayın Abdullah Öcalan’a, bizi kapitalizmin tehlikelerinden ve dehşetinden kurtardığı, bizleri aydınlattığı için teşekkür etmek istiyorum.”
HABER MERKEZİ