• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
16 Mayıs 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Dünya

Jîna Tufanı

5 Ekim 2022 Çarşamba - 09:28
Kategori: Dünya
Jîna Tufanı

İskan Amed*

Bir tutam saçı görünüyor diye insan işkence ile öldürülür mü? Evet, Kürt ise ölümün her çeşidi reva görülür. Çıkarları gereği inanıyoruz dedikleri dinin kutsal kitabının Maide Suresi’nin 32. Ayeti ‘Kim bir insanı haksız yere öldürürse bütün insanlığı öldürür’ diyor. Tabii yeryüzünde cennetlerini kuran hükümdarlar, kölelerine cennet vaat eder, cehennemle korkutur. Din ve ahlak onların maskesidir. Kullanmadıkları değer ve sömürmedikleri hiçbir kutsal yoktur. Kendilerini Allah’ın temsilcisi yerine koyar ve hüküm verirler. Oysa tarih boyunca kendilerini tanrı gören Nemrutların ve Firavunların tahtları sarsıldı. Başlarına gelen tufanlarla yok oldular. Tıpkı kendisini İslam devleti diye tanımlayan İran’ın başına gelen ‘Jîna Tufanı’ gibi. Bu tufanda insanların yürekleri tek çarpıyor. Bir başkasının özgür yaşaması için gayret ediliyor. Herkes Jîna’nın doğal mirasçısı olmuş. Onun bıraktığı yerden milyonlar özgürlük isyanına devam ediyor.

Jîna Emini, 22 yaşında genç bir kadın. Bugün başörtüsü altında görünen bir tutam saçı, bütün insanlığın dilinde bir vicdan ayaklanmasına dönüşmüş. Jîna bir uyanış çığlığı. İnsanlığın daimi yaşayan özgürlük anı. Bu an, karanlığı seven haramilere karşı sönmez bir meşale olmuştur. Hükümdarların insanlığa empoze etmeye çalıştığı ‘Ateş düştüğü yeri yakar’ benciliğinin aksine Jîna’nın saç tellerine düşen ateş, her yeri sardı. Bu ateş, aynı rahimden gelmiş insanlara, aynı ruhu taşıdıklarını hatırlattı.

Devletçi iktidarın kadın köleliği üzerinden geliştiği Sümerlerden beri, başörtüsü erkeğin kadın üzerindeki egemenliğinin bir parçası haline getirilmiştir. Acaba her türlü kutsalı kara delik gibi yutan günümüz modernitesinin her şeyi haram mı yoksa helal mi? Kapitalist modernitenin başladığı nokta, yaşamın güdülere esir edilmesidir. Beslenme, üreme ve güvenlik üzerine inşa ettikleri yaşam ölüm sınırına gelmiştir.

Devletlerin nasıl organize suç şebekeleri olduğu aşikardır. İran devlet mollalarının, İran halklarını bir arada tutmaya çalıştıkları sloganları: ‘Kahrolsun Amerika, İsrail ve Avrupa’dır. Simülasyondan ibaret düşmanlar yaratıyorlar. Söylenen bu, peki gerçek nedir? Söylediklerini yapıyorlar mı? BM zirvesinde bir araya gelenler kimlerdir? Jîna Emînî, katledilirken mollaların lideri İbrahim Reisi neredeydi?

İran mollaları Amerika, Avrupa ve İsrail’de sayısız mal ve mülke sahiptir. İran topraklarının zenginliklerini el altında farklı kılıflarda bu devletlere peşkeş çekiyorlar. Mollalar fuhuştan, eroinden, İran halklarının yer altı zenginliklerinden kazandıkları paraları bu ülkelerde cennetlerine dönüştürüyor. Bu devletler de -tıpkı Tayyip Erdoğan’nın Barzani oligark hanedanlığına yaptığı gibi- mal ve mülkleri bu unsurlara karşı şantaj aracı olarak kullanıyor. Kurdukları çarkın ekonomik boyutunun çok küçük bir kısmına değindik.

Peki bu çarkta esas öğütülen değerler nelerdir? Jîna Tufanı ile dile gelen ‘Jin jiyan ve azadî’ şiarının olduğunu görüyoruz. Egemenlerin ortak düşmanları tarih boyunca kadın, yaşam ve özgürlük olmuştur. Devletler, ‘Jin jiyan azadî’ hakikatinin karşısına, hırsız, kadın soykırımcısı ve katil olarak çıkmaktadır.

Jîna Tufanı’nı doğru anlamak gerekir. Bu tufan her insanın özüne dönüp de yeniden dirilmesi anlamını ihtiva ediyor. Bu tufan, zalim hükümdarlara karşı başkaldırıdır. ‘Jin jiyan azadî’ zihniyeti, insanlığa ait değerleri ifade eden, ölümüne engelleri göğüsleyen bir sevgi meselesi haline dönüşmüştür. Hükümdarların paralı güçlerine karşı savaşan, zafere ulaşan, eylem halindeki sevgidir. Jîna Tufanı’nda da görüldüğü gibi sahte olanın yıkımı şiddet değil, öz savunmadır.

Gerçeğe nasıl ulaşılır? Bu soru çağlar boyunca cevabını arıyor. Gerçeğe ulaşmanın yolu yalanı yok eden eylemle mümkündür. İran devleti, öz savunma temelinde ayağa kalkan insanların isyanını bastırmak için Hindistan’dan getirdiği paramiliter güçleri, halkın zenginliklerine birlikte el koydukları devrim muhafızlarını ve Hizbullah gibi örgütleri kullanıyor. İran halklarının, kadınlar ve Kürtler öncülüğünde başlattığı özgürlük direnişi kadınların saçlarını kesmesi ile değil -ki kadınlar tanrıçalarda olduğu gibi inadına saçlarını daha da uzatmalı- bedenleri üzerine geliştirilen her türlü saldırıya karşı öz savunma tarzı ile cevap vermelidirler. Devletin yasa ve hukuk kisvesi altında halklara karşı paramiliter güçler le geliştirdiği şiddet saldırılarına karşı halklar da bilinçli, örgütlü zor ile karşı koymalıdır.

İnsani değerleri yok eden sistemlere karşı öz savunma temelinde eyleme geçmek tutsaklıktan kurtuluştur. Mevcut devletleri sorgulamak ve reddetmek insanlık için artık elzem bir hale gelmiştir. Bu, başkaldırı olmaksızın kadın ve yaşamın nihai hedefi olan özgürlük elde edilemez.

Bilgeler günah nedir sorusunu ‘İnsanı bağlayan, kısıtlayan her şey’ diye yanıtlamışlardır. Yani bilgeler özgürlük karşıtlığını en büyük günah saymışlardır. Devletler günahların ve acıların kuluçkasıdırlar. Cenneti yaşayıp da ötekilerine cehenneme çevirdikleri bu dünya da saç teli göründüğü için katledilen Jîna şahsında insanlık birleşmeli. Kadınların saçlarının özgürce dalgalanması için faşist düzenler yok edilmelidir. Faşizm, kötülüğün siyasi resmidir. Zehirden sakınırcasına faşizmden sakınmak insanı ‘Jin jiyan azadî’ye ulaştırır.

*Analiz ANF’den alınmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Gazetecilere ceza gerekçesi: Suç yok ama tehlikeli!

Sonraki Haber

Mahkemeye göre demokratik hakların yasaklanması ‘hukuka uygun’

Sonraki Haber
Mahkemeye göre demokratik hakların yasaklanması ‘hukuka uygun’

Mahkemeye göre demokratik hakların yasaklanması 'hukuka uygun'

SON HABERLER

Sekoya gölgesinde bir yaşam: Pepe’nin yolculuğu

Sekoya gölgesinde bir yaşam: Pepe’nin yolculuğu

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Suriye: Emirlik mi, demokratik cumhuriyet mi?

Suriye: Emirlik mi, demokratik cumhuriyet mi?

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Barış ihtimal olmasın

Barış ihtimal olmasın

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Perihan Koca: Suriye şeriat parantezine sığmaz

Perihan Koca: Suriye şeriat parantezine sığmaz

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Dara duracak mıyız?

Barış ve hakikat dervişleri

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Aykoç: Saldırıları karşı Kürtler birleşmeli, halklar karşı durmalı

CPT: Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’ni 23 defa bombaladı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Gülistan Kılıç Koçyiğit: Artık dil üzerindeki baskılar tarihe karışmalı

Gülistan Kılıç Koçyiğit: Artık dil üzerindeki baskılar tarihe karışmalı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır