• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
1 Ağustos 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Fırat Can

Judenrat gerçeği ve Kürtler

12 Haziran 2025 Perşembe - 00:00
Kategori: Fırat Can, Yazarlar
Zulme Karşı Direnmek

Geçmişin karanlık dehlizlerinde bazı kavramlar vardır ki, sadece bir döneme ya da bir halka ait değildir. Onlar, faşizmin evrensel kodlarını taşır ve zamanla başka coğrafyalarda, başka halklar üzerinde tekrar tekrar vücut bulur. Judenrat, işte o kavramlardan biridir.

Judenrat ya da diğer adıyla Yahudi Konseyleri Nazi Almanyası’nın işgal ettiği bölgelerde kurdurduğu ve Yahudi toplumunu içeriden yönlendirmeyi hedefleyen yapılardı. Bu komitelerin üyeleri, Nazi emirlerine uymak zorunda kalan, genellikle toplumda belirli bir saygınlığı olan kişilerden seçilirdi. Ellerine tutuşturulan şey sadece bir kâğıt değil, topluca ölüme gönderilecek insanların listesiydi. Sistemin en şeytani tarafı da burada gizliydi: zulmü, kurbanın eliyle işletmek. Naziler, soykırımın yönetimini doğrudan değil, içeriden örgütleyerek yürütüyordu.

Judenrat’lar, gaz odalarına götürülenlerin sayısını belirliyor, aileleri ayırıyor, “banyo” yalanıyla insanları kandırarak teslimiyeti yönetiyordu. Bu yapılar, kendi halkına ihanetle yaşamlarını birkaç saat daha uzatmanın karşılığında, bütün bir halkın yok edilmesine ortak ediliyordu. Bazısı korkudan, bazısı hayatta kalma içgüdüsüyle, bazısı da sistemin kendisine tanıdığı kırıntılara duyduğu sadakatle bu çarkın parçası oluyordu.

Bu tarihi hatırlamak bugün bizler için neden önemli?

Çünkü Kürt halkının içinde yaşadığı mevcut durum da çok daha rafine ama benzer bir işleyişle devam ediyor. Kürt halkı, sadece toprağı işgal edilen ya da dili yasaklanan bir halk değil; aynı zamanda kendi içinden sömürge aklına hizmet eden yapılarla kuşatılmış bir halktır. Ve bu yönüyle yaşadığı durum, klasik sömürge tanımlarını aşar. Bu bir “sömürgecilik ötesi” düzendir. Devletin doğrudan yapamadığını, içeriden ürettirdiği figürler eliyle yaptığı bir rejimdir bu.

Bugün kayyumlar aracılığıyla işgal edilen belediyeler, koruculuk rejimi, Hizbulkontra’nın kontrgerilla örgütlenmesi ve Barzani ailesinin işbirlikçi tutumu, sıradan siyasi başlıklar değil; Kürt halkının iradesine karşı yürütülen kapsamlı ve sistematik bir saldırıdır. Bu saldırıda devletin sadakatini kazanmış, halktan kopuk işbirlikçiler ve ihanetçiler görevlendirilir. Kürt halkının özgürlük mücadelesine yabancılaşmış bu figürler, tıpkı Judenrat’lar gibi egemenlerin çarkını döndürmeye hizmet eder. Onların misyonu halka hizmet değil, halkı bastırmak, teslim almaktır.

Elbette bu benzetmeyi yaparken dikkatli olmak gerekir. Ne Judenrat’lar ne de günümüzdeki işbirlikçiler ve ihanetçiler tüm sorumluluğun kendilerinde olduğu aktörlerdir. Faşizm, önce seçenekleri daraltır, sonra da işbirlikçiliği ve ihaneti bir mecburiyet gibi sunar. Fakat bu, işbirlikçiliği ve ihaneti meşru ya da masum kılmaz. Aksine, bu yönüyle daha da tehlikelidir. Çünkü baskının meşruiyeti, “kendi halkı bile bunu destekliyor” yalanıyla güçlendirilir.

Bu yapıların karşısında durmak, sadece bireysel bir öfke meselesi değil; politik bir görevdir. Halkların özgürlüğü için mücadele eden her bilinçli insan, bu çarpık düzenin nasıl işlediğini anlamak ve teşhir etmek zorundadır. Tıpkı faşizmin tankla değil, kalemle, sanal medya timleriyle ve ekranla geldiğini bildiğimiz gibi…

Kürt halkı kendi tarihinin acılarını sırtında taşırken, sadece dışarıdan gelen saldırılara değil, içerden gelişen çürüme biçimlerine de karşı mücadele vermek zorunda. Çünkü faşizm, içerideki sessizlikle ve dışarıdaki şiddetle birlikte var olur. Ve en büyük sessizlik, işbirlikçiliği ve ihaneti normalleştiren ideolojik körlüktür.

Bugün Kürt halkının karşısında sadece bir devlet aklı değil, aynı zamanda bir “iç işleyiş düzeni” var. Bu düzen, kimi zaman siyasetçi kılığına girmiş, kimi zaman gazeteci ya da akademisyen görünümünde, kimi zaman sivil toplum temsilcisi, kimi zamanda sanatçı maskesiyle sahneye çıkıyor. Gerçekte ise hepsi aynı sistemin memurları. Görevleri, halkın bilincini dağıtmak, hakikat duygusunu zayıflatmak, özgürlüğün yerini güvenli esaretle değiştirmek.

Fakat bu topraklar, sadece ihaneti değil; direnişi de tanır. Roboskî’yi, Zîlan’ı, Botan’ı, Amed zindanlarını, Cizîr bodrumlarını unutmayanlar için bu sistemin her hücresi teşhirdedir. Ve halkımız, eninde sonunda kendi içindeki çürümüşlükle de dışarıdan gelen zorbalıkla da yüzleşecektir.

Bu vesileyle Judenrat’ları unutmamak, Kürt halkı için yalnızca tarih bilinci değil; bugünle yüzleşmenin bir gereğidir. Bir halkın özgürlük yürüyüşü, ancak kendi içinde taşıdığı zincirleri kırarak devam edebilir. Ve bu zincir, bazen en yakınımızda, en yumuşak sözlerde, en dost görünen ellerde gizlidir.

Şimdi hakikatle yüzleşmek, işbirlikçiliği ve ihanetçiliği adım adım teşhir etmek ve halkın öz iradesini her koşulda savunmak gerek. Faşizm, unutturmak ister. Ama biz hatırlamalı, hatırlatmalıyız. Judenrat’ı da tarih boyunca yaşanan tüm iç ihanetleri de… Çünkü halkların kurtuluşu, önce hafızada başlar.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Zihinsel dönüşüm zamanı

Sonraki Haber

Lousie Regan: Sürecin ilerleyebilmesi için Öcalan özgür olmalı

Sonraki Haber
Lousie Regan: Sürecin ilerleyebilmesi için Öcalan özgür olmalı

Lousie Regan: Sürecin ilerleyebilmesi için Öcalan özgür olmalı

SON HABERLER

Trabzon’da kadın katliamı

Trabzon’da kadın katliamı

Yazar: Yeni Yaşam
1 Ağustos 2025

Bir çocuğu usulsüzce evlat edinen doktor gözaltına alındı

Bir çocuğu usulsüzce evlat edinen doktor gözaltına alındı

Yazar: Yeni Yaşam
1 Ağustos 2025

İstanbul’un Temmuz enflasyonu belli oldu

İstanbul’un Temmuz enflasyonu belli oldu

Yazar: Yeni Yaşam
1 Ağustos 2025

Süveyda’da eylem: Geçiş hükümeti güçleri kentti terk etsin

Süveyda’da eylem: Geçiş hükümeti güçleri kentti terk etsin

Yazar: Yeni Yaşam
1 Ağustos 2025

DEM Parti Adalet Bakanlığı önünde: Hak ihlalleri son bulsun

DEM Parti Adalet Bakanlığı önünde: Hak ihlalleri son bulsun

Yazar: Yeni Yaşam
1 Ağustos 2025

Yüksel Koç şartlı tahliye edildi

Yüksel Koç şartlı tahliye edildi

Yazar: Yeni Yaşam
1 Ağustos 2025

Taciz failinin daire başkanlığına atanmasına tepki

Taciz failinin daire başkanlığına atanmasına tepki

Yazar: Yeni Yaşam
1 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır