• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
3 Eylül 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Julien Schwab: Barış ve diyalog eşit şartlarda olur

3 Eylül 2025 Çarşamba - 09:55
Kategori: Güncel, Manşet
Julien Schwab: Barış ve diyalog eşit şartlarda olur

İsviçreli siyasetçi Julien Schwab, Türkiye’nin devam eden saldırılarına rağmen Abdullah Öcalan’ın barışta ısrar etmesinin takdir edilmesi gerektiğini ifade ederek, barış ve diyaloğun eşit şartlarda olması ve bunun için Abdullah Öcalan’ın süreçte özgür bir şekilde yer alması gerektiğinin altını çizdi

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından toplanan PKK 12. Kongresi, tarihi kararlar alarak hem Kürt sorunun demokratik çözümüne yönelik tartışmalara yeni bir ivme kazandırdı hem de uluslararası alanda geniş yankı uyandırdı. Kongrede alınan kararlar ve ardından bir grup gerillanın düzenledikleri törenle silahlarını imha etmesi, çözüm sürecinin önünü açabilecek nitelikte görülürken, Avrupa başta olmak üzere çeşitli uluslararası çevrelerden bu süreci destekleyen açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Abdullah Öcalan’ın ve PKK’nin Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesini yolunda attıkları bu adımlar, devletin de çözüm için somut adımlar atması yönünde çağrıları yoğunlaştırdı.

İsviçre POP-İşçi Partisi Lozan Kantonu temsilcilerinden Julien Schwab, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Küresel silahlanma ve çatışmaların daha yoğun bir şekilde yaşandığı bir dönemde Kürt sorununa demokratik çözüm arayışının önemli olduğunun altını çizen Julien Schwab, iki tarafın savaştığı bir durumda taraflardan birinin barıştan yana tavır almasının çok önemli ve değerli olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“Konuşmaya başlandığında taraflar birbirlerini ve meselenin özünü daha iyi anlamış olurlar. Öcalan’ın böylesi bir fırsat sunması oldukça önemli. 80’li yıllarda Öcalan’ın başlattığı devrimin bu aşamaya gelmesi oldukça önemli ve değerli. Dünyadaki bütün devrimlerin bir kadın veya erkek lider figürü vardır. Kürdistan’daki devrimin lider figürü de Sayın Öcalan’dır. Hem lider figürüne hem de düşünür figürüne sahip bir isimden bahsediyoruz. Bu, oldukça önemli.”

‘Savaş ısrarına rağmen Öcalan barış diyor’

Türkiye’nin devam eden saldırılarına rağmen Abdulah Öcalan’ın barışta ısrar etmesinin takdir edilmesi gerektiğinin altını çizen Julien Schwab konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye hükümetine, Erdoğan’a bakabiliriz; o, zorbalıkla, şiddetle ve savaşla bu meselenin üstesinden gelmeye çalışıyor. Erdoğan’ın vizyonu bundan ibaret. Öcalan’ın teorik, entelektüel ve politik üretimine baktığımızda ise özellikle diyalogu teşvik eden, halkın tabanından gelen yerel deneyimleri ve halkların siyasallaşmasını destekleyen demokratik içeriğe odaklandığını görüyoruz.

Bunlar elbette son derece temel ve önemli katkılar. Herkesi düşünmeye, amaçsız ve düşüncesiz bir şekilde sadece savaşa atılmaktan uzak durmaya yönlendirmek istiyor. Bu fark iyi görülerek, bu süreç desteklenmeli.”

‘Öcalan’ın tutsaklığının hiç bir anlamı yok’

Abdullah Öcalan’ın barış ısrarına rağmen hala tecrit altında tutulmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Julien Schwab, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanmasının sadece sembolik bir adım değil, aynı zamanda barış için bir önlem ve iyi niyet göstergesi olacağını dile getirdi.

Barış için diyaloğun eşit şartlarda olması gerektiğini söyleyen Julien Schwab “Türk devleti, Öcalan’ı serbest bırakarak bu süreci eşit şartlarda sürdürebilir,” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öcalan’ı biraz bu barış sürecinin rehinesi olarak görmek mümkün. Ben de Kürt halkının, ön koşul olarak Öcalan’ın serbest bırakılmasını talep etmelerini destekliyorum. Sayın Öcalan yıllar ve yıllar boyunca hapsedildi. Artık bu tutsaklığın hiçbir anlamı yok.”

‘PKK’nin kararları büyük bir cesaret göstergesi’

Sürecin başarısı için PKK’nin, fesih kararı dahil olmak üzere 12. Kongre’de aldığı kararların olağanüstü bir cesaret örneği olduğunu ifade eden Julien Schwab, bu kararların karşılık bulması için somut adımların atılması gerektiğini vurguladı.

Kolombiya’da FARC’ın silah bırakma sürecine de değinen Julien Schwab konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Dünyadaki diğer devrimci hareketlerle biraz karşılaştırmaya çalışırsak, örneğin Kolombiya’daki FARC’a bakabiliriz. Onlar silah bırakıp normalleşme sürecine girerek, Kolombiya devleti içinde kamusal ve siyasi yaşama katıldılar. Ancak çok sayıda militan şahsiyetin taciz edildiğini, şiddete maruz kaldığını ve üyelerinin büyük bir kısmının silah bıraktıktan sonra ortadan kaybolduğunu gördük. Bu nedenle bu barış süreci aynı zamanda bir endişe kaynağıdır. Türk devletinin samimi olması gerekir.

Kürtler ve PKK açısından barışta ısrar etmek bir kesinliktir. Türk devleti açısından -ki bu faşist bir hükümettir, bunu söylemek gerektiğini düşünüyorum; en azından son derece otoriter, antidemokratik bir yapıya sahip- faşizm ve otoriterlik barışı getiremez. Bu nedenle Türk hükümetinin, bu süreçte samimiyse değişip dönüşmesi gerekiyor. Böylesi bir yapı gerçekliği karşısında, PKK’nin silah bırakmayı, kendini feshetmeyi ve çatışmanın siyasi, demokratik, barışçıl bir çözümünü talep etmeyi seçmesi çok büyük bir cesaret göstergesidir.”

‘Tekçilik anlayışıyla çözüm gelmez’

Kürt sorununun demokratik çözümünde Abdullah Öcalan’ın demokratik konfederalizm paradigmasının önemini işaret eden Julien Schwab, demokratik konfederalizmin Türkiye için uygun olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:

“Öcalan’ın demokratik konfederalizm önerisiyle ilgilenmiş biri olarak, bunun ilginç bir çözüm ve özellikle Türkiye’nin durumu için uygun olduğunu düşünüyorum. Toplumlar ulus-devletçi sistemlere alıştırıldı; bunu Avrupa’da görüyoruz. Ülkeler, içinde yaşayan farklı halklara ve toplumlara ulus-devlet modelini dayatmak istedi. Bu, büyük ölçüde milliyetçilik ve homojenleştirme çabası anlamına gelir; örneğin, Türkçeyi ulusal dil ve tek resmi dil haline getirmek gibi.

Bu yapı, Öcalan ve Kürtler, özellikle PKK tarafından savunulan demokratik konfederalizm ile uyumlu değil.  Bu nedenle, Türkiye’nin mevcut hükümetinin bir tür federasyon veya demokratik konfederalizmi anlaması ve benimsemesi beni oldukça şaşırtır; çünkü bu, otoriter ve milliyetçi ilkelerine tamamen ters düşmektedir. Peki, Türk devleti ne yapmalı? Öncelikle ayak sürümeyi bırakmalı, çünkü bu tekçi yapı tıkanmış durumda. Samimi bir çözüm için bu tekçilik anlayışı terk edilmeli.  Bu sürecin başarısı için PKK zaten birçok adım attı; sembolik olsa bile. Kuzey Irak’ta sembolik olarak silahların bırakıldığını gördük ve bu çok olumlu karşılandı.

Türk hükümeti diyaloğu aramalı ve özellikle Türkiye ulusu içinde belirli bir tür federalizmin nasıl var olabileceğini düşünmeli. Kürt halkına karşı savaşı durdurmalı, bombardımanları durdurmalı, baskılara son vermeli ve görevden alınmış, hapse atılmış veya sürgüne zorlanmış Kürt belediye başkanlarının geri dönmesini sağlamalı.”

‘Lozan bir rezalet antlaşmasıdır’

Kürt meselesinin temelinde Lozan Antlaşması’nın olduğunu hatırlatan İsviçreli siyasetçi Julien Schwab, bu meselenin çözümünde uluslararası topluma büyük bir sorumluluk düştüğünü vurguladı.

Lozan Antlaşması’na ilişkin de konuşan Julien Schwab şöyle devam etti:

“Kürtleri dört parçaya bölen ve yüzyıllık bir inkara mahkum eden Lozan Antlaşması bir rezalet antlaşmasıdır. Sömürgeci uluslar arasında kapitalist bir savaşın ardından -ki bu, 20. yüzyılın başında kapitalizmin çelişkilerini nasıl çözeceğimizi bilmediğimiz bir dönemde gerçekleşti- nihayetinde bir savaşa girme kararı alındı.

Sonunda bir harita alındı ve bu savaşın kazananları, savaşa yol açan unsurları anlamadan haritaları yeniden şekillendirdi. Dünya üzerindeki en büyük halklardan biri olan Kürtler bölündü. On milyonlarca Kürt, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’a bölündü ve yerlerinden edildi.

Dolayısıyla Avrupa’nın bu durumda tarihî bir sorumluluğu var. Avrupa ülkelerinin kapitalist ve sömürgeci çelişkilerinin mirasının acısını bugün halklar hala yaşıyor. Bu anlamda, Türkiye’deki bu barış sürecinin başarıya ulaşması için Avrupa’ya büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Avrupa ülkeleri, Türk hükümeti üzerinde barış sürecini ilerletmesi için diplomatik baskı kurabilirler. Diplomatik yollarla Türk hükümeti üzerinde bir baskı oluşturulmalı. Örneğin, İsviçre bu süreçte olumlu rol oynayabilir. İsviçre diplomasisinin en önemli unsurlarından biri olan arabuluculuk rolü, bu süreçte de devreye konabilir. İsviçre arabuluculuk yapabilir, taraflar arasında diyaloğu teşvik edebilir ve açık bir şekilde barışı destekleyebilir.”

Haber: Serkan Demirel / ANF

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Neslihan Şedal: Kadınlar süreci büyük bir iradeyle sahiplendi

Sonraki Haber

Erzingan’da taciz: Fail 2 gün tutuklu kaldı

Sonraki Haber
Erzingan’da taciz: Fail 2 gün tutuklu kaldı

Erzingan'da taciz: Fail 2 gün tutuklu kaldı

SON HABERLER

Dört duvardan yollara: Kısıtlamalara karşı yolculuk eden kadınlar

Dört duvardan yollara: Kısıtlamalara karşı yolculuk eden kadınlar

Yazar: Bedri Adanır
3 Eylül 2025

İzmir’de eğitim uçağı düştü

İzmir’de eğitim uçağı düştü

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
3 Eylül 2025

Semsûr’da sürpriz keşif: Mısır tanrısı heykeli bulundu

Semsûr’da sürpriz keşif: Mısır tanrısı heykeli bulundu

Yazar: Bedri Adanır
3 Eylül 2025

‘Kürdistan’ yazılı forma giyen genç serbest bırakıldı

‘Kürdistan’ yazılı forma giyen genç serbest bırakıldı

Yazar: Heval Elçi
3 Eylül 2025

Şedadê’deki kazada 13 kişi yaşamını yitirdi, 9 kişi yaralandı

Şedadê’deki kazada 13 kişi yaşamını yitirdi, 9 kişi yaralandı

Yazar: Bedri Adanır
3 Eylül 2025

Bakırhan: Tehdit etmeyin, Kürtlerin statüsünü savunun

Bakırhan: Tehdit etmeyin, Kürtlerin statüsünü savunun

Yazar: Bedri Adanır
3 Eylül 2025

Enflasyonu TÜİK yüzde 32, ENAG yüzde 65 açıkladı

Enflasyonu TÜİK yüzde 32, ENAG yüzde 65 açıkladı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
3 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır