HDK, TJA ve HDP’li kadınlar, birçok yerde fiziki mesafe tedbiri ile İnfaz Yasası’na tepki gösterdi
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, “Kürt düşmanı, kadın düşmanı infaz yasasına karşı mücadelemiz sürecek” başlığı ile Van, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Adana, Şırnak, Antep ve daha birçok kentte, infaz yasası ve cezaevlerindeki duruma ilişkin eş zamanlı ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Kadınların ortak açıklaması şu şekilde: “Tüm dünyada koronavirüs salgınına karşı acil önlemler alınırken AKP-MHP ittifakı, virüsle mücadele etmesi gerekirken daha önce gündeminde olan ve olağan dönemlerde hayata geçiremediği yasaları pandemiyi fırsata çevirerek hayata geçirmektedir.
Dünyada Aralık ayının sonunda gündemleşen ve Türkiye’de mart ayında ilk vakanın ortaya çıkmasıyla beraber birinci derecede risk alanları olan cezaevlerinde salgının yayılması ihtimaline karşı ne tür tedbirler alınacağı ve risk grubunda bulunan siyasi tutsak ve adli mahpuslar başta olmak üzere, cezaevlerinin boşaltılmasına dair toplumsal bir talep oluşmuşken, AKP/MHP ittifakı tarafından adına İnfaz Yasası denilen ancak bir kısım hükümlü açısından af niteliği taşıyan, siyasi tutsaklar açısından ise fiili idam niteliği taşıyan İnfaz Yasası, Meclis’ten apar topar geçirildi.
Adına ölüm yasası dediğimiz bu yasa hazırlanırken, muhalefet partilerinin, demokratik kamuoyunun, hukukçuların, insan hakları savunucularının görüş ve talepleri alınmazken sadece kendi yandaşlarının, çetelerin ve katillerin talepleri alındı. ‘Tecrit tüm cezaevlerinde’ AKP/MHP ittifakı başta Kürt sorunu olmak üzere, Türkiye’deki sorunları güvenlikçi politikalarla çözme kararı vermesiyle beraber ülkede her türlü demokratik hak kullanılmaz hale getirilmiştir.
Toplumsal muhalefet zor aygıtlarıyla bastırılmaya çalışılırken, yargı iktidarın sopası haline gelmiş ve aralarında milletvekilleri, belediye eşbaşkanları olmak üzere binlerce siyasetçi, akademisyen, gazeteci, öğrenci hukuksuz bir biçimde tutuklanarak cezaevine konulmuştur. İmralı’da Sn. Öcalan’a uygulanan tecrit, bir yönetim biçimi haline gelmiş ve tecrit bütün cezaevlerinde yaygınlaştırılmıştır. Hukuksuz bir biçimde rehin tutulmanın yanında cezaevlerinde bulunan tutsaklar nefessiz bırakılmaya çalışılmış, 80 dönemi Amed cezaevini aratır uygulamalar geliştirilmiştir. İnfaz yasasıyla siyasi tutsaklar ölüme terk edilirken bu güne kadar fiili olarak uygulanan gazete yasağı, ağırlaştırılan disiplin cezaları ile cezaevi içinde cezaevi yaklaşımı kanuni bir hale getirilmiştir.
‘Cezasızlık getirdi’
Biz kadınlar, biliyoruz ki bu eşitsiz yasal düzenlemeyle birlikte başta risk grubunda olan hasta, 65 yaş üstü tutsaklar ve çocuklu kadınlar olmak üzere, tüm siyasi tutsaklar ölüme terk edilmek istenmiş; kadına ve çocuklara karşı suç işleyenler, mafyalar serbest bırakılmıştır. Dolayısıyla; bu yasa vahşet yasasıdır, bu yasa erkek şiddetine cezasızlık getiren, kadına ve çocuklara karşı suç işleyenleri teşvik eden ancak bir taraftan da düşüncelerini ifade eden, kadın mücadelesi yürüten Figenleri, Sebahatları, Selmaları, Gültanları, gazetecileri, özsavunmasını gerçekleştiren kadınları, Nevinleri cezaevinde tutmanın yanında koronavirüs tehdidiyle yüz yüze bırakan bir yasadır.
‘Cezaevleri risk altında’
Cezaevlerinin büyük bir risk altında olduğunu defalarca ifade etmemize rağmen, cezaevlerinde alınan tek tedbir, görüşlerin yasaklanması olmuştur. Ancak cezaevinde çalışan personeller, sürekli olarak dışarıyla temas halinde olmalarına rağmen tedbirsiz bir biçimde tutsaklarla temas etmeye devam etmektedir. Tutsaklara maske, dezenfektan, temizlik malzemesi verilmemekte; tutsaklar kendi olanaklarıyla temin etmek istediklerinde ise cezaevi kantinlerinde satılan bu malzemeler fahiş fiyatlarla tutsaklara satılmaktadır. Cezaevlerinde olağan koşullarda bulunması riskli olan hasta tutsaklar, pandemi nedeniyle hastanelerin büyük risk taşımasından kaynaklı tedavileri aksatılmakta daha da büyük bir tehlike ile yüz yüze bırakılmaktadırlar. Bunun yanında sürekli bir biçimde ‘sosyal mesafe’ uyarısı yapan iktidar, tutsaklar söz konusu olduğunda fiziki mesafeyi hiçe sayan tutsakların yaşamını tehlikeye atan ayakta sayım, arama adı altında koğuş baskınları gibi uygulamalardan vazgeçmemektedir… Yaşam hakkının bu kadar açık bir biçimde risk altında olduğu bir süreçte iktidarın sorumluluğunu görmezden gelerek salgının cezaevlerinde yayılmasını izlemesi kabul edilemezdir. İktidar Kürtlere, muhaliflere, kadınlara düşman hukuku uygularken hiçbir tedbir almadan kadına ve çocuğa karşı suç işleyenlerin serbest bırakılmasının da faturasını kadınlar, muhalifler ödemektedir.”
Çağrı yapıldı
Kadınlar, ortak açıklamada şu çağrıyı yaptı: “Buradan çağrımızı bir kez daha yineliyoruz; başta risk grubunda bulunan hasta, 65 yaş üstü ve çocuklu kadın tutsaklar olmak üzere cezaevleri bir an önce boşaltılması, cezaevlerinden tahliye olan ya da olacak kadına yönelik şiddet faillerine karşı koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir.” Kadın düşmanı İnfaz Yasası’nı kabul etmiyoruz, infazda eşitlik istiyoruz.
KADIN SERVİSİ