Devrimin olması, özyönetimin gelişmesi kuşkusuz kadınlar için stratejik bir aşama oldu. Kadınlar kendi özgün kimlikleri ile devrimde öncü bir güç olmak, inşada, siyasi kararlarda irade ve söz sahibi olmak için stratejik kararlar alıp uyguladılar. Bu kararların alınıp uygulanmasında kadınların örgütlü ve iddialı duruşu etkili oldu
Afşin Aybar
Devrimler, insanlık tarihinde değişim ve dönüşümlerin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. İnsanlık tarihinde bolca örnekleri mevcuttur. Yine her devrimin kendini ifade ettiği bir kimliği olmuştur. Kimlik, kendini tanıma, tanımlama, tanıtma rolünü oynar. Kimlik sahibi olmak var olmaktır. Bu anlamda Rojava Devrimi, Kürt kimliğinin inkârına karşı var olduğunu yüksek sesle ifade eden hakikatin sesi oldu. Bu ses, ezilenlerin, kadınların, inkâr edilenlerin sesiydi. Önce bunlar mücadeleye yöneldi ve devrimi sahiplendi. Devrim zaten en dipte olanların ayağa kalkması, mücadeleye yönelmesidir. Bu anlamda Rojava Devrimi kadınların, ezilenlerin, inkâr edilenlerin devrimi oldu.
Rojava, neolitiğe beşiklik etmiş bir mekândır. Burada gelişen kadın devriminin izlerini görmek mümkün. Aradan bin yıllar geçmiş olsa da yine aynı mekânda toplumu cendereye alan kapitalist sisteme karşı toplumunu savunmak adına, kadının yeniden ayağa kalkmasını ve toplumsal değişim ve dönüşüm hedefiyle inşaya yöneldiğini görüyoruz. Rojava Devrimi anlam ve içerik olarak büyük bir öneme sahiptir. Hem öncülüğü hem geliştiği koşullar ve konjonktür hem de devrim içerisinde yaptığı devrimlerle dünya üzerinde büyük bir etki yarattı. Geliştiği coğrafya her ne kadar küçük olsa da etkisi çok büyük oldu. Egemen sisteme karşı ezilenlerin isyan edebileceğini ve kendini savunabileceğini gösterdi. İnsanlık için demokrasinin öğrenileceği yer olarak örnek oldu.
Rojava, özgürlüğe adım atmış bir alan olarak elbette inşanın en yoğun yaşandığı ve ilklerin de kendisini burada örgütlediği bir mekân olma özelliğine sahip. Herkes kendisinden bir şey katabilir ve öğrenebilir. Çünkü burada geliştirilmek istenen, özgür yaşam inşasıdır; kadın ruhu ve düşüncesi ile adalet, özgürlük ve eşitliğin olduğu bir toplumun inşasıdır. Özgürlük isteyen herkesin kendini bulabileceği, anlayabileceği bir mekân ve bundan öğrenilebilecekler de çok fazladır.
Rojava Devrimi’ne giden süreç, kuşkusuz kendiliğinden ortaya çıkmamıştır. Bu alan Kürdistan’ın en küçük parçası olmakla beraber Kürdistan’ın diğer parçalarından sürekli akışın olduğu ve birikimin oluştuğu bir alan. Özelde Özgürlük Mücadelesi’nin gelişmeye başladığı ilk yıllardan sonraki süreçlere kadar mücadeleye aktif katılım göstermiş ve bedel vermiş toplumsal bir yapıya sahip.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın büyük emek ve çabaları ile Rojava halkı ve kadınları örgütlendi. Halktan insanlar mücadeleye gönül verdi. Binlerce katılım gerçekleşti. Bu durum 19 Temmuz 2012 devriminin temeli oldu. Devrim olmadan önce aslında devrim gerçekleşmişti. Kadınların mücadeleye katılması toplumun değişim-dönüşümüne çok büyük bir etki ve katkısı oldu. Özellikle kadınlarda kendine güven, irade, mücadele azmini geliştirdi ve güçlendirdi. Bu gerçeklik, Rojava Devrimi’nin en dinamik gücünün kadınlardan oluşmasını sağladı. Toplumun değişim ve dönüşüm dinamiği, devrimin kültürleşmesinin temel dinamiği kadınlar oldu.
Devrimin olması, özyönetimin gelişmesi kuşkusuz kadınlar için stratejik bir aşama oldu. Kadınlar kendi özgün kimlikleri ile devrimde öncü bir güç olmak, inşada, siyasi kararlarda irade ve söz sahibi olmak için stratejik kararlar alıp uyguladılar. Bu kararların alınıp uygulanmasında kadınların örgütlü ve iddialı duruşu etkili oldu. Bu temelde devrim içerisinde öncü bir güç oldu kadınlar.
Alınan stratejik kararlardan bir tanesi savunma alanında YPJ’nin oluşturulması oldu. YPJ’nin siyasi, örgütsel katılımı, devrimin gelişmesini etkiledi. Kadın kazanımlarının korunması, güvenceye alınması yine savuma anlamında kadınların kendi örgütlülüklerinin olması kendine güven, irade olma, cesaret gibi konularda daha aktif ve güçlü bir konuma gelmelerini sağladı. Deyim yerindeyse kadınlar etrafına örülen güvensizlik duvarları yıkıldı.
Bir diğer önemli adım; kadının kendi kimliği ile devrimi savunmasının yolu, özgün kadın örgütlülüğünü her alana yaymak oldu. Önce Yekitiya Star (Star birliği) ardından Kongra Star ile kadın örgütlülüğü geliştirildi. Kadınlar ulusal kimliğe bakmaksızın tüm kadınları bir çatı altında toplama mücadelesi içerisine girdi. ‘Örgütlenmeyen tek bir kadın kalmayana kadar’ prensibiyle hareket ederek kadınları örgütleme çabası içerisine girdi. Bu temelde Arap halkının yaşadığı alanlarda kadın örgütlülüğü Zennubya çatısı altında örgütlenmeye başlandı. Devrimin en önemli adımlarından biri, Arap kadınının evinden çıkarılıp mücadeleye aktif katılımını sağlamak oldu. Irk ayrımı yapmadan kadınları bir ulus olarak örgütleme çabası sonuç verdi. Kürt, Arap, Asuri, Süryani, Ermeni, Türkmen, Çerkez, Çeçen kadınlar örgütsel birlik temelinde bir araya geldi ve bu temelde kendini her alanda örgütleyerek mücadelede aktif bir rol oynadı.
Devrimin gelişmeye başlaması ile kadınların sorunlarının muhatabı artık kendileri oldu. Kadın ve aile hakkında kanunlar oluşturuldu ve bu mevcut adaletsizliğe karşı kadına güç verdi. Daha sonra bu kanunlar toplumsal sözleşmenin temeli oldu. Kuşkusuz sadece kanunlar ile sorun çözülmedi. Oluşturulan Mala Jin (kadın evi) kadın bilincinin, sevgisinin geliştirildiği, erkek egemen zihniyete karşı kadınların örgütlü bir şekilde mücadele ettiği, birbirine dayandığı mekânlar olarak örgütlendi. Çaresiz kadınlar olarak bir araya gelinen mekânlar değil, birbirine güç verildiği, mücadele yöntemlerinin geliştirildiği ve sorunların çözüldüğü mekânlar oldu. Bu sadece kadın için değil, erkek egemen zihniyette ve toplumsal değişimde önemli bir rol oynadı.