EMAR’ın hazırladığı ‘Kadın Emeği Raporu’na göre, cinsiyetçi toplumsal işbölümü kadınların çalışma yaşamına dahil olmasının önündeki temel engellerden biri olmaya devam ediyor
DİSK üyesi Genel-İş Araştırma Dairesi Emek Araştırma (EMAR) ‘Kadın Emeği Raporu’nu yayımladı. Rapora göre, Türkiye’de istihdamda cinsiyet açığı yüzde 34,6 olarak hesaplanırken, 10 milyona yakın kadın, ailevi ve kişisel nedenler ve ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamıyor.
Cinsiyet eşitsizliği, kadın cinayetleri, kadın yoksulluğu, kadın işsizliği ve güvencesiz çalışma başlıklarının ele alındığı raporda, iktidarın 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiği, amacın, “Ailelerimizi günümüzün tehlikelerine karşı daha dayanıklı kılmaktır” olarak açıklandığı belirtilerek, asıl niyetlerini gizlemeye çalışan iktidarın, teşviklerle, promosyonlarla evlilik ve çocuk sayısını arttırmaya çalıştığı vurgusu yapıldı.
İstihdamda cinsiyet açığı
2021-2024 yılları arasındaki istihdam verilerinin karşılaştırmalı biçimde incelendiği rapora göre, 4,5 puanlık bir artışa karşın cinsiyet açığının yüzde 34,6 olarak hesaplandığı belirtilerek şu tespitler yapıldı:
“2024 Aralık ayı verilerine göre kadın istihdamı 10,855 milyon kişi ile yüzde 32,5 iken erkek istihdamı 21,803 milyon kişi ile yüzde 66,7’dir. Erkeklerin istihdama katılımı, kadınların iki katıdır. Kadın emeğinin güvencesizliği kadın istihdamını da etkilemektedir. 2021 yılında 5 milyon 776 bin kadın kayıtlı çalıştırılırken, 2024 yılında 7 milyon 334 bin kadın kayıtlı çalıştırıldı. Ancak ne yazık ki aynı dönemde kayıt dışı çalıştırılan kadın sayısında da artış görülmektedir. Tam zamanlı çalışan kadınların da yüzde 24,4’ü kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırılmaktadır.
2024 yılı 4’üncü çeyrek verilerine göre, 10 milyon 855 bin kadın istihdamının 6 milyon 557 bini (yüzde 75,6’sı) tam zamanlı ve kayıtlı, 2 milyon 122 bini ise (yüzde 24,4’ü) yine tam zamanlı ancak kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Yani her 4 kadından 1’i tam zamanlı çalışmasına karşın sigortasız çalıştırılmaktadır.”
Toplumsal roller engel
Ev işleri, temizlik, çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi toplumsal cinsiyet rollerine tekabül eden işlerin kadınların çalışma hayatına katılmasına engel olan temel unsurlar olmayı sürdürdüğü belirtilen raporda, 2024 yılının son çeyreğindeki verilere göre, 6 milyon 657 bin kadın, ev işleri nedeniyle çalışma hayatına dahil olamadığını belirtirken, ev işleri nedeniyle çalışma hayatında yer alamadığını belirten erkek verisi ise sadece 6 kişidir. Benzer bir şekilde ailevi ve kişisel nedenlerle çalışma hayatına dahil olamadığını belirten kadın sayısı 3 milyon 442 bin kişi iken, erkek sayısı sadece 466 bin kişidir.
Kadın işçiler örgütsüz
Eurostat’ın Kasım 2024 verilerine göre Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin resmi kadın işsizliği oranı yüzde 6,10 iken, Türkiye için bu oran yüzde 11,7 oldu.
2024 Temmuz ayı verilerine göre; sendikalaşma oranı erkekler bakımından yüzde 16.3 olarak ölçülürken, bu oran kadınlar bakımından yüzde 11,4 oldu.’
İstanbul Sözleşmesi hayati
EMAR raporunda, çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılığın terk edilmesi, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmesi, güvenceli, düzenli işler yaratılması, yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçmesinin sağlanması gerektiği belirtildi.
Raporda belirtilen, değerlendirilen başlıklardan hareketle şu talepler sıralandı:
- Kadın istihdamının önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulmalı, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalıdır.
- 8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalıdır.
- Kadınların örgütlenmeleri önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- 25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, Türkiye tarafından onaylanmalı ve etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
- İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
- Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir.
- Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı, çalışma süreleri kısaltılmalıdır.
HABER MERKEZİ