Melike Aydın/İzmir-Jinnews
Türkiye’de tabu konulardan biri olan aile içi istismara ilişkin konuşan uzman Seher Dere Ülgen, bu suçu işleyenlerin hasta değil suçlu olduğunu söyledi. Ülgen, ‘İktidar kadına yönelik söylemlerine dikkat etmeli’ dedi
Aile içi cinsel istismar (ensest) hakkında dünyada ve Türkiye’de yapılmış nitelikli araştırmalar mevcut değil ancak her geçen gün daha da arttığını söylemek mümkün. Sosyal Hizmet Uzmanı Seher Dere Ülgen, ortaya çıkan tablonun buzdağının sadece görünen yüzü olduğunu belirtti. Çocuk İzlem Merkezleri’nde (ÇİM) adli görüşmeci ve aile danışmanı olarak çalışan Seher Dere Ülgen, Sağlık Bakanlığı bünyesinde farklı illerde ve görevlerde yer aldı. Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nde kadına yönelik şiddet konusu üzerine de çalışan Ülgen, ensest hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
Enseste dair veriler var mı? Son zamanlarda çıkan haberler ensestin arttığına dair bir işaret midir?
Türkiye geneline yayılan bir istatistik yok, dünyada da yapılan araştırmalar pek yok. Ensest tüm aileyi ilgilendirdiği için aile kapatıyor ancak yaygın olduğu kabul ediliyor. Sağlık Bakanlığı ve ÇİM verileri, adli vakalar olduğu için kamu ile paylaşılmıyor. Ensesti konuşmak kolay değildir. Travmatik ve hukuki boyutları var. Son zamanlarda konuşulabilir olduğu için eskiye nazaran daha çok ortaya çıkıyor. Görünenler buz dağının yüzeyi.
Ensestin yaygın olduğu toplumsal bir kategori var mı? Milliyet, din veya sosyo-ekonomik düzey etkili midir?
Böyle bir bilimsel veri yok, diğer söylemler ise ırkçıdır. Irkçı söylemler bizi de üzüyor. Her toplumsal kesimde, eğitim seviyesinde ve her bölgede görülebilir. Sadece bunun konuşulmasını engelleyen durumlar olabilir. Önceden ensest, birinci dereceden yakın akrabaların istismarı iken şimdi kapsamı genişledi. Evlilik yoluyla aileye dahil olanlar, yenge, enişte, üvey anne, baba, kardeşin de cinsel istismarı ensest olarak kabul edilir. Ensesti değil ama cinsel istismarı artıran nedenler vardır. Yoksulluk bir nedendir. Kalabalık aileler, çocuk işçiliği, çocuğun sokakta kontrolsüz olması istismara etki ediyor.
Ensest bir suç mudur yoksa hastalık mıdır?
Bu insanlar hasta değil. Pedofili oranı çok küçüktür. Bilerek ve isteyerek yapıyorlar. Bir insan neden işkenceci ya da katil olursa, ensest istismarcısına da öyle bakıyoruz. Bu sadece haz duygusu için yapılan bir eylemdir. Hasta dersek suç hafifletilir.
Daha çok kimler ensest suçu işliyor? Aile reisliği gibi erkeğe verilen iktidarın ensestle bir bağlantısı var mı?
Olabilir tabi, ben suçlularla çalışmadım ama özellikle kız çocuğuna, ‘benim malım’ diyebiliyor. Söylememesi için daha kolay ikna ediyor ve bir güç ilişkisi var. İstismar daha kolay oluyor.
Ensesti nasıl anlarız?
0-18 yaş arası her çocuk istismara uğrayabilir. Hemen belli olmaz ama ilerleyen zamanlarda duygusal ve davranışsal sorunlar oluyor. Çocuk küçükse bebek gibi konuşmaya başlar veya tuvalet eğitimi aldığı halde altına yapabilir, oyun oynarken cinsel içerikli konuşmaları olabilir, uyku bozuklukları yaşayabilir. Daha büyük çocuklarda içe kapanıklık, ölümden bahsetme, yaşı büyüdükçe evden kaçma, intihar, vücuduna zarar verme ya da kontrolsüz cinsel ilişkilere girme şeklinde.
Ensesti veya istismarı tespit eden kişi ne yapmalı?
Öncelikle çocuğu iyi anlamak ve nasıl koruyacağımızı bilmek gerekiyor. En önemlisi çocuğu eğitmektir. Herkes istismarcı olabilir. Çocuğa ‘iyi dokunma kötü dokunma’ eğitimi verilmeli. İnsanlar genellikle çocuk yalan söyler diyebiliyor, aslında genellikle yalan söylemezler, özellikle bu konularda. Yalan söylüyorsa da bir sıkıntısı var demektir. Bizim görevimiz böyle bir şey duyduğumuzda polise, savcıya bildirmek.
Yasalar yeterli cezayı veriyor mu?
Bazı yanlış tartışmalar oluyor. Cezalar yeterince ağır ama uygulamalarda sıkıntılar var. Ensest ve istismarda tanık ve delil pek olmaz. Elinizdeki tek kanıt çocuğun ifadesi olabilir. Bu da iyi alınmadıysa farklı sosyal etkenler ortaya çıkınca istismarcı ceza almıyor.
İstismara uğrayan çocuğun ifadesi nasıl alınmalı?
ÇİM’ler kurulmadan önce çocuklar ortalama 17 kez olayı anlatıyormuş. Her anlattığında örseleniyor ve ifadesinin güvenilirliği de kalmıyor. ÇİM’ler bunu engellemek için Amerika’da kuruldu ve dünyaya yayıldı. Türkiye’de 4’ü İstanbul’da olmak üzere 38 tane var ve tüm illerde kurulmaya çalışılıyor.
ÇİM’ler başta olmak üzere ensest ve istismara maruz kalan çocuğa yönelik kurumlar ve faaliyetleri yeterli mi?
Yeterli değil, rehabilitasyon travma ile ilgili eğitim eksik, personel nitelik ve nicelik olarak yetersiz. Raporlar da eksik olabiliyor. Travma bazen hemen de ortaya çıkabilir, 6 ay ya da 10 yıl sonra bilmezsiniz. O evlerine dönünce nasıl bir mahalle baskısı yaşar bilemezsiniz.
Kadının güçlendirilmesinin çocuk istismarı ve ensestin önlenmesinde dolaylı veya doğrudan etkisi var mı?
Özellikle ensestte anneler de kapatmaya çalışıyor. Kadın kendine güvenemeyince aileyi ayakta tutabileceğine inanmadığı zaman olayı kapatmaya gidebilir. O nedenle kadının güçlendirilmesi birebir etkilidir. Hem akademik anlamda hem ekonomik anlamda güçlendirirseniz ensesti öncelikle anneler anlatacaktır.
Ensest ve çocuk istismarı topluma nasıl etki ediyor?
Toplumda paranoya oluşuyor. Çocuğun sağlığı için dokunmaya ve sevgiye ihtiyacı var. Çocukları rahatça seveceğiz ama çocuk ‘hayır’ dediği zaman ‘hayır’ olmalıdır. Örneğin ailelerin zorla amca teyzelerin elini öptürmesi, otobüste yabancı birinin iyi niyetli de olsa kucağına çocuklarımızı vermemeliyiz. Bedeninin kendine ait olduğunu bilecek ve ‘hayır’ diyebilecek. Zaman değişti, bizim de değişmemiz gerekiyor. Çocuğu eğitince korkmayacağız.
İstanbul Sözleşmesi veya 6284 sayılı yasaya dönük eleştirileri çocuk istismarı ve ensest oranlarını arttırır mı?
Cinsel istismarı etkiler, kız çocuklarının istismarını arttırır, erken evlilikleri arttırır ki bunlar direkt çocuk istismarıdır. Onun dışında kadını aşağılayıcı bütün sözler kız çocuklarına yönelik istismarı direkt arttırır. Çünkü bir cinsiyeti aşağılayınca ona karşı yapılacak her şeyi meşrulaştırırsınız, her türlü şiddeti gösterebilirsiniz. İktidardaki kişilerin söylemlerine dikkat etmesi gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi’nin, ailenin koruma yasası diye geçen 6284 sayılı yasanın tartışılması geri adımdır ve kadına yönelik şiddeti de cinsel istismarı da ensesti de arttırır.