DEM Parti Kadın Meclisi ve kadın örgütleri temsilcileri Meclis’te yaptıkları açıklamada, AKP’nin politikalarının kadınları kimliksizleştirmeye dönük olduğunu vurgulayarak, kadının özne olarak görmeyen politikaları reddettiklerini belirttiler
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, kadın örgütleriyle birlikte iktidarın düzenlediği “Aile yılı” planı ve kadın kazanımlarına yönelik saldırılarına ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, AKP’nin LGBTİ+ düşmanı politikaları ve kadın haklarına ağır saldırıları sonucunda patriyarkal kapitalizmin güç kazandığını belirterek, “Kadının olduğu her yere aileyi yerleştirdi. Ailenin güçlendirmesi politikasının ifade ettiği her politika da bir kez daha kadın hakları, kazanımları gasp ediliyor” dedi.
‘Meclis’in birçok konuda adım atması gerekiyor’
Ardından söz alan Kadın Dayanışma Vakfı üyesi Avukat Candan Dumrul, uzun zamandır Türkiye’de nafaka meselesinin konuşulmadığı belirtti. Candan Dumrul, “Meclis’in birçok konuda adım atması gerekiyor. Yine yargının adım atması gereken birçok konu var. Nasıl ki başka meseleleri konuşuyorsak; nafakanın da aynı şekilde konuşulması gerekir. Bu konuda çözüme kavuşturulmayan birçok sorun var” dedi.
‘Sermaye düzeninin emeğin sömürülmesine ihtiyacı var’
Halkevci Kadınlar Üyesi Çiğdem Serin ise, iktidarın 2025 yılını “Aile yılı” olarak ilan etmesinin ardından kadın kazanımlarına yönelik saldırılarını daha da arttırdığını belirtti. Çiğdem Serin, “Aslında 15 Mayıs Dünya Aile Günü’nde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından açıklanan ‘Ailenin güçlendirilmesi korunması ve vizyon planını’ bir bir hayata geçirmeye çalışıyor. Bu eylem planında ailenin güçlendirilmesi, kadınların güçlendirilmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadelenin önüne geçiyor. Çünkü sermaye düzeninin kadınların ev içi görülmeyen emeğinin sömürülmesine ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
‘Bu politikaları reddediyoruz’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcilerinden Avukat Esin İzel ise, kadınların hayatlarına, kimliklerine ve varoluşlarına pek çok saldırının gerçekleştiği vurgusunu yaparak, “Özellikle iktidarın aileci politikaları, kadını kimliksizleştirmek istedikleri politikaların kendisidir. Kadını yaşamın öznesi olarak görmeyen, sadece aileye ve erkeğe bağlı ve bunun içerisinde bir varlık tanımlayan bu politikayı reddettiğimizi ifade ediyoruz” dedi.
‘İktidarın aileci politikaları kadınları kimliksizleştirmedir’
DEM Parti Amed Milletvekili Adalet Kaya ise yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
“Bugün burada birlikte sesimizi büyütüyoruz. Kendilerinin de belirttiği gibi bugün ülkede kadınlar hayatlarına kimliklerine, bedenlerine ve varoluşlarına dönük pek çok saldırı altındadır. İktidarın aileci politikaları kadınları kimliksizleştirmek isteyen politikaları kendisidir. Kadını özne olarak görmeyen yaşamın dinamiği olarak görmeyen sadece aileye bağlı onun içerisinde bir varlık olarak tanımlayan bu politikayı reddediyoruz.
TJA amblemine yaklaşım
Diğer yandan nafaka hakkı ya da başka pek çok hakkımız için mücadele veriyoruz. Evde, işyerinde, sokakta yaşamın her alanında kadınlar yaşamlarını sürdürebilmek için hayatta kalmak için mücadele ediyor. Bu mücadeleyi verirken biz onlara destek olmak isteyen bu mücadeleyi büyütmek isteyen yoldaşları olarak seslerini büyütmek için mahkeme salonlarında, alanlarda, sokaklarda her yerde kadın yoldaşlarımızla birlikte bu sesi büyütmek istiyoruz. Dün Diyarbakır’da barış ve özgülük için bir miting düzenledik DBP ile birlikte DEM Parti olarak. Dün orada emniyetin yasakladığı bir amblem vardı. Tahmin edersiniz Tevgera Jinen Azad (TJA) amblemiydi. Yasaklı olarak listelenmiş ve alana izin verilmeyen bir amblemdi. Ben bunu göstermek istiyorum. Çünkü önem veriyoruz buna, bu amblemin miting alanına girmesine izin vermedi Diyarbakır Valiliği, Tevgera Jinên Azad nedir, TJA 2016 yılından beri Türkiye’nin her kentinde kadınların hak mücadelesine destek veren kadınların şiddetsiz bir yaşam içerisinde var olmasını isteyen bir kadın hareketidir. Yani Kürt kadın hareketi, özgür kadın hareketidir. Ben Diyarbakır Vekili olmadan önce TJA aktivistiyim, bu unvanı taşıdığımız için kendimi gururlu ve onurlu hissediyorum.
‘Demokratikleşme için öncülük ediyoruz’
Biz kadınlar sadece haklarımız için varoluşumuz için bir mücadele vermiyoruz. Öte yandan bu ülkenin demokratikleşmesi için bu ülkedeki bütün yurttaşların eşit yurttaşlık haklarını alabilmesi için öncülük ediyoruz alanlarda meydanlarda mücadeleyi büyütüyoruz. Diğer yandan biz kadınlar kadın aktivistler kadın platformları kadın kurumları bütün bu mücadeleyi verirken en önemli mücadeleyi veriyorlar. Yani barış aktivizmini yürütüyorlar, barış için mücadele veriyorlar. Bugün tam da gündemimiz buyken biz diyoruz ki kadınlar verdikleri mücadeleyle bu ülkenin demokratikleşmesinin ve barışın gelmesinin mücadelesini de veriyorlar. Biz biliyoruz ki barışın öncülüğünü de yine kadınlar yapacak, bu ülkenin demokratikleşmesini de kadınların eşit yurttaşlık hakları için verdikleri mücadele sağlayacak. Jin jiyan Azadi felsefesiyle sizleri selamlıyorum.”
Kaynak: MA