• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
23 Mayıs 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Kamu emekçileri yeni bir sürece doğru ilerlerken

19 Şubat 2020 Çarşamba - 23:00
Kategori: Yazarlar

Kamu sendikal mücadelesinin evrimi işçi sendikalarından hem dünya ölçeğinde hem de Türkiye özgülünde daha farklı bir yol izlemiştir. Bu farklılıklar salt olumlu ya da olumsuz şeklinde değerlendirilemez.

Devletin doğrudan işveren konumuna geçmesiyle kendine doğrudan bağlı daha imtiyazlı bir kesim yaratma arayışının baskın olduğunu ifade edebiliriz. Devlet kamu emekçilerinin sendikal örgütlenmesine başta hiç izin vermemiş ya da emekçileri bölme niyetiyle kamu sendikalarını farklı bir statüye sokmaya çalışmıştır. Bu zemindeki sendikal mücadele zaman zaman daha keskin hale gelse de devletin tanıdığı “imtiyazları” koruma ve geliştirme gibi dönemsel olabilecek hedefleri kamu sendikaların kendilerinin varoluş nedeni olarak görmesine de neden olunmuştur. Bu açıdan kamu sendikalarının konumu emek mücadelesinde daha kritik hale gelmiş, sarı sendikacılık ve demokratik sendikacılığın mücadelesi bu zeminlerde daha görünür olmuştur.

1980’lerin sonunda başlayan işçi sınıfının başlatmış olduğu mücadele hattı, üniversitelerde yeniden başlayan öğrenci hareketleri mücadelesi ve dernekleşme mücadelesi ile toplumsal mücadelelerde bir örgütlenme hattı ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte Kamu Emekçileri Hareketi de geçmiş sınıf ve devrimci mücadelenin deneyimine sahip çıkarak, “hak verilmez alınır” şiarıyla fiili meşru bir mücadele hattı yaratma noktasında dernekleşme ve sendikalaşma tartışmaları ile sürece dahil olmuşlardır. Bu mücadelenin somut hali ise KESK olmuştur. O günden bu yana yürütülen mücadele hattı ile; Kamu emekçiler hareketi memurluktan emekçiye, yasallıktan fiili-meşruluğa, sadakadan sendikaya yol alan bir mücadele birikimini yaratmıştır. Oluşturduğu emekçi kimliği ile ulus devletin memurluğa biçtiği; “Türk dışında etnik kimliklerin reddi, asimilasyon, milliyetçilik ve anti -komünizm, biat, örgütsüzlük” gibi yaklaşımları reddetmiştir.

Kamu emekçilerinin oluşturmuş olduğu hat ve kuruluş tartışmaları süreçlerinde emek mücadelesi ile demokrasi-barış-özgürlükler mücadelesi ortaklaştırmıştır. Aynı zamanda fiili eylemlik hattı ile demokrasi mücadelesine önemli olanaklar sunmuştur. Kürt sonunun barışçıl çözümüne ilişkin de dönemsel politikalar ve mücadele hattı ile katkı sunmaya çalışmıştır. Sendikal zeminde gelişen devletçi- bürokratikuzlaşmacı- milliyetçi-eril emek ve sınıf karşıtı anlayış ve sendikalarla mücadele etmiş, aynı zamanda yarattığı kurumsallıklarla kendi içyapısında demokratik bir işleyişi geliştirmeye çalışmıştır. Kamu emekçiler hareketi içinde yoğun bir iç ve dış mücadele ile gelişen kadın hareketi yarattığı birçok kurumsallıkla (eşit temsil, kadın meclisleri, kadın sekreterlikleri, eş başkanlık vb.) sınıf mücadelesinde önemli kazanımlar sağlamıştır. Geliştirilen bu mücadele hattı ile Türkiye de gelişen kadın özgürlük mücadelesinin de önemli bir bileşeni olmuştur.

Mücadeleleri ya da belli tarihsel süreçleri dönemlere ayırmak göreceli ve tartışmalı olsa da KESK’in, kurulduğu günden bu yana 4 temel sarsıcı dönem ile yüzleştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bunlardan birincisi, 24 Ocak kararları olarak tarihe geçen, liberal ekonomik doktrinin en önemli ayağı olan kamu işletme ve varlıklarının özel sektöre satışını öngören, 1990’ların özelleştirme dalgası idi. İkincisi, bu liberal dönüşümün vazgeçilmez koşulu olan, çalışma yaşamı ve kurumlarının yasal düzenlemeler ile saldırıya açık hale getirilmesi oldu. 2008 SSGSS Yasası ile sembolleşen bu dönemde, çalışma ve iş güvencesi hukuku, emeklilik hakları, arabuluculuk, kamu emekçileri ile ilgili göstermelik Toplu Görüşme-Toplu Sözleşme düzeneklerinin tahkimi vs. pek çok düzenleme ile kazanılmış hakların dahi gasp edildiği dönemdir. Üçüncüsü; 2014 yılından itibaren devlet aygıtı içerisinde, Fethullah Gülen yapılanması ile Erdoğan kliği arasında gittikçe artan mücadele ve arka planında Avrasyacılar, Ergenekoncular, CIA, Rusya, ABD, İsrail ve AB olarak belirlenebilecek öbeklerin aktör olarak yer aldığı süreçtir. 15 Temmuz Darbe girişimi ile sıcak sahaya taşınan bu dönemin sonuçları, sarsıcı oldu. Demokratik hiçbir nüvenin sembolik düzeyde dahi var olamadığı bu dönemde, gerici, ırkçı tüm derin devlet yapılanmaları, iktidarın etrafında pozisyon alarak birleşti. KESK, bugün için kendi tarihi açısından 4. Dönem ile yüzleşmektedir. Bu dönemin en belirleyici unsuru, AKP’nin çöküş süreci olarak ifade edilecektir.

Devam Edecek…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Bu çürümüşlüğe mahkum değiliz’

Sonraki Haber

Kavala yeniden tutuklandı!

Sonraki Haber

Kavala yeniden tutuklandı!

SON HABERLER

Çatışmalı süreçler tartışıldı: Karşılıklı güven çok önemli

Çatışmalı süreçler tartışıldı: Karşılıklı güven çok önemli

Yazar: Yeni Yaşam
23 Mayıs 2025

DEM Parti ve Gelecek Partisi görüşmesi sona erdi

DEM Parti ve Gelecek Partisi görüşmesi sona erdi

Yazar: Yeni Yaşam
23 Mayıs 2025

Elazığspor taraftar grubu başkanından tehditvari açıklama

Elazığspor taraftar grubu başkanından tehditvari açıklama

Yazar: Yeni Yaşam
23 Mayıs 2025

Çimento fabrikasının ÇED sürecine itiraz

Çimento fabrikasının ÇED sürecine itiraz

Yazar: Yeni Yaşam
23 Mayıs 2025

Erdoğan 2026-2035 dönemini ‘Aile ve Nüfus 10 Yılı’ ilan etti!

Erdoğan 2026-2035 dönemini ‘Aile ve Nüfus 10 Yılı’ ilan etti!

Yazar: Yeni Yaşam
23 Mayıs 2025

‘Hasta tutsaklara özgürlük’ çağrısı: Cezaevlerinin kapıları açılmalı

‘Hasta tutsaklara özgürlük’ çağrısı: Cezaevlerinin kapıları açılmalı

Yazar: Yeni Yaşam
23 Mayıs 2025

Bahçeli: İmralı çağrısı değerli, PKK’nin açıklaması memnuniyet vericidir

Bahçeli’den Erdoğan’ın sözlerine yanıt: Caymaya hakkı yoktur

Yazar: Yeni Yaşam
23 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır