• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
4 Haziran 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Kanlı derelerin üzerinde ‘barış pınarları’-Adnan Çelik

7 Ekim 2019 Pazartesi - 23:01
Kategori: Yazarlar

Bazı şeylerin adlandırılması onları nasıl gerekçelendirdiğimizle de son derece alakalıdır. Adlandırma edimi hem olayların bilgisini şekillendirir hem de onları nasıl anladığımıza dair belirli anlamlandırma ve yorumlama şemaları oluşturur. Ayrıca adlandırılan şeye dair politik tavrımızı belli eder ve ahlaki ilkelerimizi açığa vurur.

Hükümran için adlandırma edimi, her şeyden önce kendi egemenlik söyleminin gramerini kuran temel bir tahkim alanıdır. Dünyayı kendi egemenlik tedrisatına uygun bir biçimde kurgulamanın, şeyleri o dünyanın gerekliliklerine göre çağırmanın ilk adımıdır adlandırma. Hükümranın madun olana dair ürettiği anlatı gramerindeki adlandırma; temelde kendi eksikliğinin boşluğunu doldurmaya, o yokluğun üstünü örtmeye çalışan bir ikame süreci içerisinde gerçekleşir. Niyet ettiği şeyin apaçıklığı yerine, aslında niyetin tam karşısında duran ve ancak ona başvurarak toplumsal meşruiyetini üretebileceği bir el koymaya girişmenin ilk adımıdır adlandırma. Kan, ölüm, sefalet ile sonuçlanan savaşların neredeyse tamamının “barış” niyetiyle başlatılmasının; savaştan başka hiçbir anlamı olmayan birçok girişimin “barış adına”, “barış için” yapılıyor olduğunun söylenmesinin anlamı daha başka ne olabilir ki!

Çok öte diyarlara veya uzak tarihlere gitmeye gerek yok aslında. Türkiye’deki iktidarın Suriye’deki yerel ve uluslararası nitelikteki savaş sürecinde gerçekleştirdiği sınır-ötesi askeri müdahaleleri için koyduğu isimler adlandırma ediminin çalışma mekaniğini çok güzel bir şekilde özetliyor. “Zeytin dalı” isimlendirmesini ve bu adla başlatılan bir askeri saldırının yarattığı sonuçları düşünün…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen günkü bir konuşmasında “hazırlıklarımızı yaptık, harekât planlarımızı tamamladık, gereken talimatları verdik. Kararı verilen ve süreci başlamış olan barış pınarlarının önünü açma vakti, belki bugün, belki yarın denebilecek kadar yakındır” ifadelerini kullandı. Birçok haber portalı ve analist, bu açıklamayı Türkiye’nin uzun zamandır gündemde tuttuğu ve son günlerde gerçekleşme riski daha da artan Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik bir askeri saldırının isminin “Barış pınarı” olabileceğine yordu.

Afrin’de Türkiye destekli ve birçok uluslararası hak örgütünün de belirttiği üzere birçoğu ciddi savaş suçlarına bulaşmış grupların “öncülüğünde” gerçekleştirilen ve yüzbinlerce sivilin yerinden edilmesine, binlercesinin işkence görmesine, zorla kaybedilmesine sebep olan askeri saldırıya verilen “Zeytin Dalı” ismini aratırcasına, bu defa da “barış pınarı” telaffuz ediliyor. Çok fazla geriye gitmeye gerek yok. Türkiye’nin sadece yirminci yüzyıldaki siciline bakıldığında, havada uçuşan barış pınarı ve zeytin dalı isimlendirmelerinin aksine “devlet dersinde öldürülenlerin” kanlı kortejinden başka bir hakikat yok maalesef. Barış pınarlarından ziyade ülkenin birçok köşesinde kıpkırmızı kesilmiş, kanlı dereler var. 1915’de Fırat’a “atılan” Ermenilerden Ege’ye “dökülen” Rumlara; Koçgiri’deki Kızılbaş Kürtlerden Zap suyunda boğdurulan Nesturilere, Zilan deresindeki Şafii Kürtlerden, Dersim’de Munzur’a fırlatılan Kızılbaş Kürtlere hangi yöne baksanız kan kırmızısı kesilmiş nehirler…

Ülkenin egemen öznesi olan Sünni-Türk’ten başka her dinsel ve etnik grubun en az bir kere “kanla yıkandığı” dereler hala geçmişin hayaletlerini akıyorken; ülkenin bu madunları yüzyıldır sürdürdükleri amansız bir mücadele ile ülke sınırları içerisinde bir “barış pınarı” arıyorken; hiçbir uluslararası meşruiyeti olmayan bir bağlamda, sırf Kürde yönelik tarihsel nefretini ve inkârını yeniden ve yeniden üreteceği bir askeri saldırıyı “barış pınarlarının önünü açmak” şeklinde yorumlamak, egemen olanın hakikati tersine döndürme sürecini bizzat adlandırma ile başlattığının apaçık kanıtı değil mi?

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

AKP-MHP ittifakının savaş politikasına alet olmak-Dr. Hayri Hazargöl

Sonraki Haber

Türkiye’nin tercihi-Ali Sinemilli

Sonraki Haber

Türkiye’nin tercihi-Ali Sinemilli

SON HABERLER

Halep’te binler Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürüdü

Halep’te binler Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürüdü

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

DEM Parti: Kürt sorununun demokratik çözümü paketlere sığdırılamaz

DEM Parti: Kürt sorununun demokratik çözümü paketlere sığdırılamaz

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

CHP’li Tanrıkulu ‘Bu suç duyurusudur’ dedi, kayyımlar araç motorlarını bile sökmüş!

Sezgin Tanrıkulu: AKP beklentileri boşa çıkardı

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

MHP seçilmişler için kanun teklifi verecek

MHP’li Feti Yıldız’dan süreç açıklaması: Hiç kimse bozamaz

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Hasta tutsaklar ve yargı paketinin ahlaki felci   

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

‘Kaypakkaya’laşan Mayıs!

Yoldaş Basavaraju Amar Rahe!

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

Ahmet’e veda

Tersten eşitlenme

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır